Displaying items by tag: İran

İran'ın Ankara Büyükelçisi Alireza Bikdeli, "Şundan emin olmalısınız ki dünyada hiç kimse Türkiye'yi İran kadar sevemez. Biz Türkiye'nin tarihte kendi canımız ve kültürümüzle aynı köklere dayalı olduğunu biliyoruz" dedi.


Bikdeli, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından toplantı salonlarında düzenlenen "İran Ülke Tanıtım Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, Mersin'deki misafirperverlikten dolayı çok mutlu olduğunu söyledi.

Anadolu Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre Türkiye ile İran işbirliğinin çok önemli olduğunu ifade eden Bikdeli, şöyle konuştu:

"Son yıllarda uygulanan ambargolardan dolayı Türkiye'yi çok daha fazla ve yakından tanımaya mecbur kaldık. Bu da İran'a karşı uygulanan ambargoların bir kazanımıdır. Türkiye bizim ortağımızdır ve bundan da memnunuz. Kalıcı ortaklıklar derin tanımayla imkan bulurlar. Maalesef Müslüman ve Orta Doğu'daki ülkelerin ayrılması için yapılan çabalardan dolayı biz birbirimizi çok iyi tanıyamamışız. Bugün İran veya Türkiye'deki küçük çocuklar Amerika'daki ve Avrupa'daki oyun alanlarının ismini çok güzel biliyorlar ama deseniz ki Rab'bimizin gönderdiği 6 peygamberin mezarı İranda'dır bunların birinin ismini söyleyin veya Tarsus nerededir? Bunu bilemezler. Onlar işlerini çok iyi yapmışlardır. Biz işimizi iyi yapmamışızdır. Görevimizi iyi bir şekilde yapmamışızdır. Biz şuna inanıyoruz bu zaaf İran tarafından azar azar yok ediliyor."

 

"GÜÇLÜ TÜRKİYE'DEN YANAYIZ"

İran'ın güçlü Türkiye'den yana olduğunu ve güçlü Türkiye ile güçlü bir İran'ın bölgede çok güzel bir manzara oluşturacağını belirten Bikdeli, Türkiye ile İran'ın geleceğinin ortak olduğuna inandıklarını kaydetti.

"Kazanacaksak kesinlikle ikimiz de kazanmalıyız. Kaybedeceksek ikimiz de kaybederiz. Zengin olmak istiyorsak ikimizin de zengin olması lazım" diyen Bikdeli, "Şundan emin olmalısınız dünyada hiç kimse Türkiye'yi İran kadar sevemez. Biz Türkiye'yi tarihte kendi canımız ve kültürümüzle aynı köklere dayalı olduğunu biliyoruz. Biliyoruz ki işbirliklerimiz bizim varlığımızın garantisidir. Umarız bu garanti her gün daha büyür, daha güçlenir" dedi.

Bikdeli, 1 Ocak'tan itibaren Tercihli Ticaret Anlaşması'nın yürürlüğe konacağını ifade ederek,"Bu anlaşma sırf Türkiye ve İran için yapılmış bir anlaşmadır ve İran'ın yabancı bir ülke ile imzaladığı en büyük tercihli ticaret anlaşmasıdır. Tabiki içeriğindeki ürünler 300'den fazla değil daha azdır ama tabiki her şey ilk adımla başlar. Sizin istediğinizi de listeye eklemek için müzakereler başlanabilir. Bu şekilde daha çok ürünü listeye ekleyebiliriz" ifadelerini kullandı.

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut da üretimin batıdan doğuya kaydığını, Türkiye ve İran'ın bu ekonomik büyümenin parçası olmak zorunda olduğunu kaydetti.

Published in Rapor
Tagged under
Pazar, 23 Kasım 2014 00:00

Dünyanın merkezi İran

İran’ın 5+1 ülkeleri yani Güvenlik Konseyi üyeleri ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya’nın yanı sıra Almanya ile 12 yıldır devam eden nükleer dosya görüşmeleri bugün ya da yarın bitmek zorunda.Taraflar ya anlaşacaklar ya evlerine dönecekler.


Rusya ve Çin’in ‘Tahran dostu’  olduğu hatırlanırsa geri kalan ülkeler farklı oranlarda İran üzerine yükleniyorlar : Vaz geç şu nükleer bomba hevesinden.
Suriye’nin kimyasal silahlarını tasfiye etme konusunda olduğu gibi Batı, İran konusunda da İsrail’i rahatlatacak mutlak ve net bir sonuç elde etmek istiyor.Ama aynı Batı, İran ile uğraşırken bölgesel ve uluslararası alandaki tüm çıkarlarını kollamaya ve garantilemeye çalışıyor.
Özetle Viyana görüşmeleri başta bölgemiz olmak üzere dünyadaki tüm dengelerin geleceğini belirleyecektir. İşte bu nedenle Batı müttefiki Suudi Arabistan OPEC kotasına uymaksızın uluslararası piyasaya sürekli petrol pompalıyor. Amacı petrol fiyatını düşürüp Esad’a destek veren İran, Rusya ve Venezuela ekonomilerini çökertmek. Batı, işbirlikçisi Suudi Arabistan ve Körfez Ülkelerinin petrolü ile Rusya’dan Ukrayna’nın intikamını almayı amaçlıyor. Yapılan hesaplara göre, varil fiyatının 110’dan 70 dolara düşmesi sonucu AB ve ABD ekonomisi yılda 180 milyar dolar tasarruf ediyor. İşte bu nedenle Batı’ya böyle bir kıyakta bulunan Suudiler şimdi o aynı Batı’ya ‘Sakın tarihsel ve mezhepsel düşmanımız İran ile anlaşmayın’ baskısı yapıyor.
İşin ilginç tarafı aynı baskıyı İsrail de yapıyor.

Batılı ülkelerin bu baskılara nasıl karşılık vereceği bugün ya da yarın belli olacak. İran baskılara boyun eğmeyip anlaşmaya yanaşmazsa o zaman herkes çok karmaşık, zor ve tehlikeli döneme hazırlanacak.
1- Batılı ülkeler İran’a yönelik ekonomik, ticari ve mali baskılarına devam edecek.
2- Batılı ülkeler bölgesel müttefiklerini kullanarak İran’ı sıkıştıracaklar.
3- Ekonomik zorluklar yaşayacak bir İran, Esad ve  herkesin korkulu rüyası Lübnan Hizbullahı’na destek veremeyecektir.

Böyle bir durumda Esad ve Hizbullah’ın çökertilmesi çok daha kolay olacaktır.

Böyle bir durum, başta Türkiye olmak üzere kendi aralarında düşman gibi görünen Suudi Arabistan, İsrail, BAE, Afganistan  ve bölgenin benzer ülkelerini mutlu edecektir.
4- Batı mutlu olan bu ülkeleri de kullanarak bu kez İran’ı içten çökertmeye çabalayacaktır. Örneğin Azeri, Kürt, Arap ve Belucilerin ayaklandırılması ya da  genel olarak İranlıların yeni bir ‘bahar’ için sokaklara sürüklenmesi.
5. Tüm bu planlar için Batı yeniden Sünni-Şii provokasiyonuna sarılacaktır. Yani Müslümanları birbirine kırdarımaya devam edecektir.
6- İran’ı ve İran’sız Suriye ve Hizbullah’ı bertaraf eden Batı bu avantajı ile geleneksel rakip ve düşman Rusya’yı başta enerji kaynakları olmak üzere her alanda sıkıştırabilecektir.
7- Çevreden sıkıştırılmış bir Rusya’nın kendi içinde çok ciddi sorunlar yaşayabileceği hesaplanıyor. Örneğin Müslüman özerk cumhuriyet ve azınlıkların ayaklandırılması.
Elbette Batı’nın başka üst ve alt başlıklı hesapları var ama böyle bir durumda İranlılar da boş durmayacaktır.
1- İran Batı’ya hizmet edecek ülkeleri karıştırmak için harekete geçecektir. Başta Irak, Bahreyn, Suudi Arabistan, Afganistan ve Pakistan olmak üzere bölgenin tüm ülkelerindeki Şii ve Alevileri ayaklandıracaktır.
2- Bununla yetinmeyecek bir İran, kendisi için ölüm-kalım savaşı niteliğinde olan bu kavgayı kazanabilmek için var gücü ile Esad ve Hizbullah’a destek verecektir. Hizbullah başta İsrail olmak üzere herkesin korkulu rüyasıdır.
3- İran Batı’nın tükettiği petrol ve doğalgazın yarısının geçtiği Hürmüz Boğazı’nı ve bu yetmezse Yemen’deki Husileri kullanarak Kızıl Deniz’in güney girişini kapatacaktır.
4- İran böyle bir durumda kendisi ile ortak kaderi paylaşacak olan Rusya ile yalnız kendi bölgemizde değil  Asya, Latin Amerika ve Afrika’da Batı’nın karşısına çıkacaklardır.
Elbette İran ve müttefiki Rusya’nın yapacağı daha bir çok şey var . Bunu bilen batı ise tüm olasılıklar için farklı senaryolar hazırlıyordur.
Özetle taraflar karşılıklı olarak mevzi kazıp olası hamleye karşı gardlarını alıyor.
Taraflar  olası tüm sonuçların ne anlama geleceğini  çok iyi bildikleri için hesaplarını çok iyi yapmak zorunda kalıyorlar.
Öyle olmasaydı nükleer program görüşmeleri 12 yıl sürmezdi.
12 yıl içinde bölgemizde ve dünyada neler neler yaşandı.
Ve son olarak IŞİD.
Batı şimdi çok ciddi bir samimiyet testi ile karşı karşıya.
Ya IŞİD ve IŞİD’i yaratan bölge ülkeleri ya da İran ile dost olup bölgenin tüm sorunlarını çözecektir ya da başta coğrafyamız olmak üzere tüm dünyayı sonu gelmeyecek bir savaşa sürükleyecek.
İsrail istiyor diye.

Peki Türkiye , İran merkezli tüm bu karmaşık denklemlerin neresinde ne yapabilir?

yurt

Hüsnü Mahalli

Radikal yazarı Murat Yetkin bugünkü köşe yazısında İran’ın Türkiye büyükelçisi Ali Rıza Bikdeli’yle yaptıkları sohbeti kaleme aldı. Yetkin’in aktardığına göre İran Büyükelçisi bir süredir İran’ın Türkiye’yi Suriye’de birlikte hareket etmeye çağırdığını söyledi. 

 
Radikal yazarı Murat Yetkin İran Büyükelçisi Ali Rıza Bikdeli’yle yaptıkları sohbeti anlattığı bir yazı kaleme aldı. Yetkin’in aktardığına göre İran Büyükelçisi bir süredir İran’ın Türkiye’yi Suriye’de birlikte hareket etmeye çağırdığını söyledi.  

Yetkin, İran Büyükelçisi’nin Esed ve rejimi hakkında “Zalimdir. Ama zalimi kaldırmak milletin daha mı menfaatine olacaktır? Yarım yamalak da olsa bir hükümetin varlığı, hiç hükümetin olmamasından iyidir.” dediğini aktardı.

 

 

Yetkin’in yazısı şu şekilde:

İran, Türkiye’ye neden Suriye’de işbirliği öneriyor?  

Yıl 1990. Moskova’da Kızıl Meydan’da Ekim Devrimi’nin yıldönümü için yapılan resmi geçit.  

İzleyiciler arasında genç bir İranlı diplomat da var; adı Ali Reza Bikdeli. O sıralar Sefaretin iki numarası, ama büyükelçi olmadığı için protokolde ülkesini o temsil ediyor. Şöyle anlatıyor: “O yılki törenlerin de bir yıl öncekinden farkı yoktu, 1989’dakinden, 1979’dakinden. 

 trafta huzursuzluklar vardı ama bu Meydana yansımıyordu, rejim ayaktaydı. İşte o törenden tam 23 gün sonra Sovyetler dağıldı.” 

 

Ali Reza Bikdeli şimdi İran’ın Ankara Büyükelçisi. 

 

Azeri, Türk kökenli olduğu için zaten lisan sorunu yok. Buraya gelene dek İran’ın etrafında ve bu bölgenin çoğu başkentinde görev yapmış; Afganistan ve Güney Kıbrıs dâhil. 

 

Bikdeli 12 Kasım akşamı İstanbul’daki İran Başkonsolosluğunda bir grup gazeteciyle yemek sohbetinde bu anısını anlatırken, benim hatırıma da bundan yıllar önce Ankara’da tanıştığım emekli bir Amerikalı istihbaratçı ile yaptığım sohbet geldi. 

 Şubat 1979 İran İslam Devrimi sırasında Tahran Büyükelçiliği’nde görevli ajanlardan biri olduğunu anlatmıştı bana.

  Ve şu itirafta bulunmuştu: Ayetullah Humeyni’nin Tahran’a gelip Şah Reza Pehlevi yönetimine son vermesinden üç gün önce son değerlendirme raporunu o yazmıştı. “Her şey yolunda” demişti merkeze raporunda Amerikalı istihbaratçı bana anlattığına göre; “Ordu duruma hakim, Pazar’da (Kapalıçarşı) hareket yok.” “Yanılmıştık” dedi; “Meğer Pazar içten içe kaynıyormuş, bir anda saf değiştirdiler ve her şey bitti.”

 

Published in Rapor
Tagged under
Salı, 28 Ekim 2014 00:00

İran’dan gövde gösterisi

ABD’nin uyguladığı ambargoya rağmen havacılık ve uzay alanında kendi teknolojisini geliştirten İran, gövde gösterisi yaptı. Tahran’da düzenlenen ‘Hava ve Uzay Sanayinde Yerli Güçler’ fuarında sergilenen hava araçları ve sistemleri dikkat çekti.
 

 
İran… Yıllardır ABD ve Batı dünyasının ambargoları altında, kendi teknolojisini geliştiren ve dışa bağımlılığı olmadığını gösteren ülke.

2011 yılında hava sahasını ihlal eden Amerika’nın radara yakalanmayan insansız hava aracını düşürerek büyük şaşkınlığa yol açan İran, geliştirdiği teknolojisiyle bir kez daha gövde gösterisi yaptı.

Tahran’da düzenlenen ‘Hava ve Uzay Sanayinde Yerli Güçler’ fuarı kapılarını ziyaretçilere açtı. Uçak ve Uzay sanayinde dikkat çeken fuara, Fransa, Almanya ve Çin gibi yabancı şirketlerin yanı sıra yüzden fazla yerli şirket katıldı.

İranlı havacılık ve uzay mühendisleri, geliştirdikleri son teknolojileri görücüye çıkardı. Fuarda sergilenen yerli uçakların yanı sıra, insansız hava araçları, simülatörler ve kritik öneme sahip donanımlar dikkat çekti.

İran seri üretime başladığı donanım ve parçaları yabancı müşterilerine satmaya hazırlanıyor.

Yakup Aslan/ulusal
 

Published in Rapor
Tagged under

İslam İnkılabı Rehberi  İmam Seyyid Ali Hamanei bu sabah Tahran’da başarılı bir ameliyat geçirdi.
Mehr haber ajansının İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei’nin bürosuna dayandırdığı habere göre, hastaneye geçmek üzere İran devlet televizyonun haber merkezine demeç veren İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei, bir amliyat dolaysıyla hastaneye gitmekte olduğunu söyledi. 

 İmam Hamanei, ameliyatın önemiz olduğunu dile getirerek, bunun halkın dua etmemesi anlamına gelmediğini ve yüce Allah’ın lütfü ile ameliyat iyi geçeceğini hatırlattı. 

İslam İnkılabı Rehberi  İmam Seyyid Ali Hamanei bu sabah Tahran devlet hastanelerinden prostat ameliyatı geçirdi. Hamd olsun ameliyat başarılı bir şekilde tamamlandı. 

Published in Rapor

Gazze’ye yönelik savaşın sonuçlanmasından sonra yavaş yavaş İsrail’in 51 günlük savaş boyunca üstünü örttüğü bazı meseleler de ortaya çıkmaya başladı.
 
Telaviv Üniversitesi’ne bağı Ulusal Güvenlik Araştırmaları Merkezi’nin internet sitesinde yeni bir çalışma yayınlandı. Yapılan çalışmada bilişim alanında üst düzey uzman olan bir subayın sözleri aktarılıyor. Subay Gazze’ye yönelik operasyon süresince İran’ın İsrail’i hedef alan çeşitli siber saldırılarda bulunduğunu ifade ediyor: “Bu saldırılar üzerinden İran, İsrail’in mali ve güvenlik şebekelerine zarar vermeye çalıştı. Bu da İran’ın altyapı sistemlerine karşı saldırı gücünü geliştirmek için ciddi bir çaba sarf ettiğini ortaya koyuyor. Dolayısıyla İran yakın bir gelecekte İsrail’in savunma sistemleri için tehlike teşkil ediyor, diyebiliriz.”

Çalışmayı hazırlayan Askeri İstihbarat Şubesi’nde Araştırma Bölümü eski Başkanı olan Gabi Siboni ve Araştırma Merkezi’nden arkadaşı Sam Kronfeld… Çalışmada İran İslam Cumhuriyeti’nin çeşitli kullanım alanlarına saldırı düzenleyebilecek kadar siber saldırı gücünü geliştirdiği ortaya koyuluyor.

Çalışmada ayrıca İran’ın hedef aldığı ve Gazze’ye yönelik saldırılar boyunca siber saldırı gerçekleştirdiği hedeflerin sadece askeri değil aynı zamanda sivil hedefler olduğu da ortaya konuyor.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, son dönemde İran, Hizbullah ve Hamas tarafından İsrail’deki önemli kurumlara yönelik siber saldırıların arttığını açıklamıştı. Ayrıca Netanyahu teknolojilerini geliştirdikçe bu saldırıların daha da genişleyeceğini vurgulamıştı.

Netanyahu şunları söylemişti: “İsrail bu saldırılara doğru bir şekilde karşılık verebilmek için ABD’yle yardımlaşıyor ve şu anda “Elektronik Demir Kubbe”ye ihtiyaç duyuyor. Siber savaş şu anda meydan savaşının bir parçası haline geldi. Bu savaş gelecekle ilgili bir savaş değil… Bu savaş şu anda burada yaşanıyor. Üstelik bu savaşın daha da kızışması bekleniyor. Bu saldırılara bir çözüm üretmek için İsrail bir çalışma başlattı ve Ulusal Siber Bürosunu kurdu.”

Bu bağlamda Haaretz Gazetesi Şin-Bet Genel İstihbarat Birimi’ndeki üst düzey subaylardan birinin şu sözlerini aktarıyor: “Biz siber saldırıların sebep olduğu zararların farkındayız. Bu konuda uyanık ve hazırlıklı olmak zorundayız. Bundan yaklaşık 2 yıl önce Şin-Bet’te “Siber Saldırılarla Mücadele Etmek İçin Ulusal Heyet” kuruldu. Heyetin çalışanları bu alanda uzman kişiler… Bu birim çeşitli saldırılar gerçekleştirerek İsrail’in savunma gücünü yükseltti. Ancak bu gücün şu anda daha da geliştirilmesi gerekiyor. Çünkü düşman hem savunma hem de saldırı gücünü yükseltmeye devam ediyor. İsrail’deki önemli içeriğe sahip olan siteler sağlam bir şekilde savunuluyor. Ancak İsrail’in elinde geliştirmek için kaynak yok. Amerika ise bu alanda uçaklara sahip… Klasik savaşın tam aksine bu alanda saldırı en iyi savunma biçimidir. Siber âlemde bu anlayış yaygındır. Ancak İsrail şu an için bu hususta ne sağlam bir savunma yapabilecek güçte, ne de saldırı…”

 

islamanaliz

Published in Rapor
Tagged under

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), temmuz ayında Türkiye'nin İran'dan ithalatının bir önceki yıla oranla yüzde 31 oranında artış kaydederek 929 milyon dolara yükseldiğini bildirdi.
İran devlet televizyonun TÜİK'e dayandırdığı habere göre, Türkiye geçen yıl temmuz ayında İran'dan 710 milyon dolar tutarında mal ithal ederken bu rakam bu yıl 929 milyon dolara yükseldi.

Bu arada Türkiye'nin İran'a yönelik ihracat oranının da temmuz ayında bir önceki yıla oranla yüzde 11 azalarak 331 milyon dolara  düştüğü görüldü.

Türkiye'nin geçen yıl temmuz ayında İran'a ihracatı 375 milyon dolar olmuştu.

Bu arada iki ülke arasında ticaret hacminin son 7 ayda geçen yıla oranla yüzde 17  azaldığı ve 7 milyar 770 milyon dolar olduğu açıklandı.

Geçen yılın ilk 7 ayında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 9 milyar 340 milyon dolar gerçekleşmişti.

Türkiye'nin bu yılın ilk 7 ayında İran'a ihracatı geçen yıla oranla yüzde 38 oranında azalarak 1 milyar 780 milyon dolar oldu.

Türkiye'nin İran'dan ithalatı ise son 7 ayda bir önceki yıla oranla yüzde 7 oranında azalmayla 5 milyar 990 milyon dolar oldu.

İran, Türkiye'nin enerji ihtiyacını temin eden en önemli ülkeler arasında yer alırken iki ülkenin enerji alanındaki işbirliğine vurguları ise gelecek yıllarda enerji alanındaki işbirliğinin daha da gelişeceğini gösteriyor.

Published in Rapor
Tagged under
Pazartesi, 01 Eylül 2014 00:00

İran, ilk maçta İtalya’yı devirdi

2014 FIVB Erkekler Dünya Voleybol Şampiyonası kapsamında İran takımı güçlü İtalya takımı karşısında büyük başarı elde etti.

2014 FIVB Erkekler Dünya Voleybol Şampiyonası D Grubu’nun ilk karşılaşmasında İran, güçlü rakibi İtalya’yı 25-16, 23-25, 25-21 ve 25-22′lik setlerle 3-1 mağlup etti.

İran’da Ghafour 18, Ghaemi 14, Mousavi Eraghi ve Mirzajanpour 10 sayılık performanslarıyla galibiyeti getiren isimler oldu. İtalya’da ise Ivan Zaytsev 19 sayı üretti.

Published in Rapor
Pazartesi, 01 Eylül 2014 00:00

Amerika'nın yeni yaptırımları zalimce

İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanının Amerika ve Avrupa işleri yardımcısı, Amerika'nın İran aleyhindeki yeni yaptırımlarının adil olmayan zalimce bir girişim olduğunu söyledi.
Amerikan yönetiminin İran aleyhinde yeni yaptırımlarıyla ilgili girişimini 'kesinlikle kabul edilemez iki yüzlü bir siyaset' olarak niteleyen Macid Tahtrevançi, Amerika'nın bu girişiminin, İran ile nükleer konulardaki müzakerelere  iyi niyetle girmek istediğini ve ilerletmeye çalıştıkları yönündeki iddiasıyla çeliştiğini kaydetti ve ''Amerika'nın bu girişimi asla kabul edilemez bir tutumdur'' dedi.

İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanının Amerika ve Avrupa işleri yardımcısı, Amerika'nın İran aleyhindeki yeni yaptırımlarının adil olmayan zalimce bir girişim olduğunu söyledi.

Amerika'dan İran şirketleri ve bankalarına yeni yaptırımlar
Amerikan yönetiminin İslami İran'a yönelik düşmanca siyasetleri devam ederken Amerika, İran'ın nükleer programının kalkındırılmasında işbirliği yaptıkları bahanesiyle İranlı 25 şirket, banka ve şahsa yönelik bir dizi yaptırımları içeren karar aldı.
Amerika'nın bu girişimi 6 İran bankası, hava yolu şirketleri ve nakliye şirketlerinin de bulunduğu 25'i aşkın şirket ve bireye yeni yaptırımlar getirdi.

Reuters'in bildirdiğine göre, Amerika'nın sözkonusu yaptırım listesine aldığı şirketleri,  İran'a yönelik yaptırımları çiğnemekle  suçladığı bildiriliyor.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Caitlin Hayden, yeni yaptırımlarla ilgili yazılı açıklamasında, bugün ve İran'la müzakerelerin başlamasından bu yana attıkları adımların, İran'ın nükleer programını durduran ve kilit noktalarda geriye götüren adımları karşılığında belirli yaptırımlara sınırlı rahatlama getirilmesini sağlayan Ortak Eylem Planı altındaki yükümlülükleriyle uyumlu olduğunu iddia etti.

Amerikan Hazine Bakanlığının açıkladığı yaptırımlara ilaveten ABD Dışişleri Bakanlığı da aralarında İran'ın nakliye sektörüne destek sağladığı bahanesiyle merkezi Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) "Goldentex FZE" ve İran'ın petrokimya endüstrisine destek sağladığı gerekçesiyle merkezi İtalya'da olan "Dettin SpA"nın da olduğu 4 şirkete yaptırımlar uygulamaya başlandığını bildirdi.

Amerika'nın bu son yaptırım kararı, İran ile 5+1 grubu arasında nükleer konuda müzakerelerin 24 kasım tarihinde son bulması gerektiği yönündeki süreçte alınırken bu durum çok açık bir şekilde Amerika'nın İran'a karşı düşmanca siyasetlerini sürdürme kararında olduğunu göstermektedir.

Published in Rapor
Tagged under

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve beraberindeki kabineyi kabul eden İslam İnkılabı Rehberi, hükümete yeni tavsiyelerde bulundu.
İslam İnkılabı Rehberi İmam Seyyid Ali Hamenei Çarşamba sabahı İran Cumhurbaşkanı Ruhani ve kabine üyeleriyle yaptığı görüşmede toplumda psikolojik huzurun sağlanması, enflasyonun kontrolü, döviz fiyatlarında istikrar ve sağlık projelerinin hayata geçirilmesinden hükümetin değerli girişimleri olarak söz etti ve inkılapçı bir ruhla direniş ekonomisi politikalarının uygulanması, yerli üretime dayanılması, tarım ve sanayi sektörlerine özel ilgi, başta Amerika'nın müdaheleleri olmak üzere bölgesel ve uluslararası sorunlar karşısında açık ve net bir tavır takınılması, kabine içerisinde insicam, sistem içindeki kırmızı çizgilere riayet olunması ve insaflı eleştiriler karşısında olgun tepkiler verilmesi gibi tavsiyelerde bulundu.

İslam İnkılabı'nın ilk yıllarında cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık yapan Muhammed Ali Recai ve Muhammed Cevad Bahüner'in şehadet yıldönümünü içeren hükümet haftası münasebetiyle gerçekleştirilen bu görüşmede bu iki şehidin hatırasını övgüyle anan Ayetullah Hamenei, Recai ve Bahüner'in inkılapçı bir ruhla ve Allah rızasını gözeterek hareket ettiklerini hatırlattı ve şu anda İslam Cumhuriyeti'nde hizmet veren yetkililerin de aynı şekilde hareket etmelerini öğütledi.

İnkılap Rehberi, görüşmede İran Cumhurbaşkanı Ruhani tarafından hükümetin son bir yıldaki faaliyetleri hakkında sunduğu rapora değinerek şöyle konuştu: ‘Hükümetin faaliyet raporu, halkın bilgilendirilmesi amacıyla kamuoyuna aktarılmalı ve bu bağlamda dakik istatistikler sunularak, abartılı beyanlardan kaçınılmalıdır. Böylece halkın geleceğe olan ümidi arttırılabilir. Halkın ümitleri yalnızca bu tür raporlarla artmaz ve verilen vaatler pratik sonuçlarla halka gösterilmelidir. Öncelikle, çalışma ve faaliyet ile halka hizmet girişimlerine süreklilik kazandırılmalı ve teferruatta ve marjinal konularda kaybolmamaya özen gösterilmelidir. Hükümet içindeki insicam korunmalı ve kabineden tek bir ses yükselmelidir. Siyasal kavgalar ve sloganlarla toplumun kutuplaştırılmasından uzak durulmalıdır.'

 İmam Hamenei önceki hükümetler hakkındaki mübalağalı ve insaf ölçülerinin dışında serdedilen bazı açıklamaları hatırlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Eğer bu açıklamalarda insafsızlık varsa, gelecekte de bizim hakkımızda insafsız açıklamalarda bulunulacak demektir. Eğer önceki dönemlerde sürdürülen siyasetler ve girişimleri beğenmiyorsak, en iyi yol onların pratikte ıslahıdır ve bu yöntem, görüş açıklamasından daha da iyidir.'

İslam İnkılabı Rehberi daha sonra hükümetin bölgesel ve uluslararası sorunlar karşısındaki net ve kesin tavırlarını ‘iyi girişimler' olarak değerlendirdi ve hükümetin Filistin, siyonist rejim, Gazze, Suriye, Irak, tekfirciler ve Amerika'nın müdaheleleri karşısındaki tutumunun İslam Cumhuriyeti nizamının yararına olduğunu ve diplomasi ve müzakere teamülüne de aykırı düşmediğini vurgulayarak, bu konulardaki şeffafiyetin, İslam nizamının genel çerçevesini ve milletler arasındaki stratejik arka planını koruyacağının altını çizdi.

Published in Rapor