کارگر

کارگر

Cumartesi, 13 Nisan 2013 04:55

Davutoğlu'ndan İran'a taziye mesajı

 İranlı mevkidaşını telefonlar arayan Türkiye Dışişleri Bakanı, İran'ın güneyinde yer alan Buşehr bölgesinde meydana gelen depremden dolayı hayatını kaybedenler için İran milleti ve devletine taziyelerini dile getirdi.

 Türkiye dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu, İran'ın güneyinde yer alan Buşehr eyaletinde meydana gelen depremden dolayı İran dışişleri bakanı Ali Ekber Salihi'yi telefonla arayarak İran milleti ve devletine taziyelerini bildirirken depremde hayatını kaybedenlere de Allah'tan rahmet diledi.

Davutoğlu, Türkiye hükümetinin her türlü yardım göndermeye hazır olduğunu bildirirken Salihi de, Türkiye devleti ve halkının depremden dolayı İran'la dert ortaklığı içinde olduklarını bildirmeklerinden dolayı teşekkür etti. İran dışişleri bakanı Salihi, iki ülke halkının her zaman zor şartlarda birbirlerinin destekçisi konumunda olduğunu hatırlattı.

Sözkonusu telefon görüşmesinde iki ülke dışişleri bakanları ayrıca önümüzdeki günlerde İran, Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyeti dışişleri bakanlarının Erzurum'da yapacakları oturum konusunda d7a görüş alış verişinde bulundular.

İki ülke dışişleri bakanlarının görüşmesinde ele alınan bir diğer konuda İran'ın nükleer enerji faaliyetleri ve İran ile 5+1 grubu arasında yapılan müzakereler oldu.

İran'ın güneyinde yer alan Buşehr bölgesinde meydana gelen 6.1 şiddetindeki depremde 40 kişi hayatını kaybederken 800 kişi de yaralanmıştı.

 

 

 İran Milli Güvenlik Yüksek Konsey sekreteri Celili'nin yardımcısı Ali Bakıri, Kazakistan'ın Almatı kentinde yapılan İran ve 5+1 grubu arasındaki müzakereleri bir dönüm noktası olarak niteledi.

Bakıri, Almatı-2 müzakerelerinde  grubun hesaplarını değiştirdiklerini ve İran'ın da onların tekliflerini kabul etmediğini ve İran'ın yalnızca onların teklifini incelediğini söyledi.

İran Kanal 2 televizyonuna katılan Bakıri, nükleer'de siyasi, teknik ve hukuki bir alanda karşı karşıya olduklarını söylerken, "geçmişte gönüllü olarak uranyum zenginleştirme faaliyetlerini askıya alarak güçlü devletler karşısında kendimizi silahsızlandırmıştık' dedi.

İran'ın nükleer alanın hukuki boyutunda da ciddi bir takip sürecinde olduğunu belirten Bakıri, İran'ın NPT konvansiyonu ve uluslar arası kanunlara göre hakkının takipçisi olacağını söyledi.

İran aleyhinde yaptırımlara da temas eden Bakıri, bizzat Amerikalıların bile yaptırımlardan İran aleyhinde hedeflerine varamadıklarını itiraf ettiklerini hatırlatarak, İran liderlerinin tutumlarını değiştirme ve İran halkının hayatını felce uğratma gibi şeytani planlarının da bozulduğunu bildirdi.

Batılılarla müzakerelerde, güven ve kaygıların başlıca iki konu olarak gündeme geldiğini belirten Bakıri, onların hedeflerine ulaşmak için bu iki konuyu birbiriyle karıştırdıklarını söyledi.

Bakıri, güveni çift yollu cadde olarak nitelerken "Eğer batı bizden güven bekliyorsa kendisi de o güveni İran'a vermelidir" dedi.

 

 

İran’ın diğer ülkelerde nükleer santrali inşasına hazır olduğunu dile getiren İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı, ülkede 16 nükleer santralinin inşası için yer belirleme çalışmaları devam ettiğini bildirdi.

Mehr haber ajansının bildirdiğine göre, İRİB-2 kanalına konuşan İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Feridun Abbasi, Buşehr’in Kaki bölgesinde meydana gelen deprem dolaysıyla Buşehr nükleer santralin zarar görmediğini, ayrıca bu santral 8 büyüklüğünde depreme dayanılkı olduğunu ifade etti.

Geçen yılda faaliyete geçen Buşehr nükleer santralinin gücü 1000 megavata ulaştığını hatırlatan Abbasi, son altı ayda aralıksız olarak çalışan bu santralin bütün standart testleri başarıyla gerçekleştiğinin bilgisini verdi.

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı, 16 nükleer santarlin inşası için yer belirleme çalışmaları devam ettiğini ifade ederek, bu yerlerin genel olarak Fars Körfezi, Umman Denizi ve Hazar Denizi bölgeleri olduğunu konuşmasına ekledi.

Feridun Abbasi, nükleer santali inşası için yabancı şirketlerden teklif geldiğini, fakat siyasi sorunlar nedeniyle onlarla işbirliği yapılmadığına karşın bilgi alışverişi yapıldığın söyledi.

Abbasi ayrıca, İran’ın diğe ülkelerde nükleer santrali inşasına hazır olduğunu bildirdi.

 

 İran ve 5+1 grubuyle Almatı-2’de yapılan nükleer müzakerelere işaret eden İran İslami Şura Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi, İran İslam Cumhuriyetiyle tezatta olan batının bu tutumu dolaysıyla nükleer müzakerelerden sonuç almanın imkansız olduğunu söyledi.

İran ve 5+1 grubu arasında Almatı’da yapılan nükleer müzakereleri Mehr Haber Ajansı’na değerlendiren İran İslami Şura Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Nevzer Şefii, Ashton ve Celili’nin müzakereler bitiminde dile getirdikleri görüşlerine işaret ederek, söz konusu müzakerelerden erken sonuç alınamayacağını ifade etti.

Nükeer sorunun İran ve 5+1 grubu arasındaki sorunların bir parçası olduğunu açıklayan Nevzer Şefii, batının teknik konular yerinde siyasi tutumunu değiştirmesi gerektiğinin altını çizdi.

İran İslami Şura Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi, İran İslam Cumhuriyetiyle tezatta olan batının bu tutumu dolaysıyla nükleer müzakerelerden sonuç almanın imkansız olduğunu söyledi.

 

 

 Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın katıldığı törende İran’ın beş yeni radyoaktif ilacının tanıtımı gerçekleşti.

İran’da Nükleer Teknoloji Milli Günü dolaysıyla düzenlenen etkinlikte Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, İranlı uzmanların kazanımı olan beş yeni radyoaktif ilacın tanıtımını gerçekleştirdi.

Yeni ilaçların yerel teknoloji ve İranlı nükleer uzmanlarlarca ve Cumhurbaşkanı Bilim ve Teknoloji İşleri Yardımcısı’nın himayesi ile üretildiği belirtildi.

 Batılı ülkeleri sert şekilde eleştiren İslami İran Cumhurbaşkanı, dünyanın bu şekilde idare edilemeyeceğini ifade etti.

MHA'nın bildirdiğine göre, Tahran’da düzenlenen 19 Nisan Nükleer Teknoloji Günü töreninde konuşma yapan İslami İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, İranlı bilim adamları tarafından üretilen ve çeşitli hastalığın tedavisi için kullanılan bir kaç radyoizotopun seri üretiminin açılışı yapıldığını ifade etti.

Nükleer getirilerin pek çok alanda olduğu gibi tarım alanında da kullanıldığını hatırlatan Ahmedinejad, bu gün yeni açılışı yapılan ve her tonu uranyumuna dönüştürülerek yarım kilo sarı kek elde edebilecek Sagand madeninin açılışı yapıldığını dile getirdi.

İslami İran Cumhurbaşkanı, halkları nükleer teknolojiden alıkoymak isteyen Batılı ülkelerin çeşitli bahanelerle kurdukları kandırmaca oyunlarına işaret ederek, nükleer enerjinin bütün halklara ait olduğuna dikkat çekti.

Daha önce barışçıl nükleer çalışmalarının durdurulması veya kullanılmasının İmam Hamanei'nin tedbiriyle gerçekleştiğini ifade eden Ahmedinejad, çalışmaların durdurulmasıyla ilgili Batılıların İran’a karşı dürüst davranmayarak İran isteğini temin etmediklerini konuşmasına ekledi.

Konuşmasının bir bölümünde yüzde 20 düzeyde nükleer zenginleşirme çalışmalarına işaret eden Ahmedinejad, yüzde 20 oranında nükleer zenginleştirmenin İslam Cumhuriyeti için stratejik bir zenginlik oduğunu ifade etti.

Ahmedinejad ayrıca, bu teknolojinin çok az ülkede bulunduğuna da dikkat çekti.

İran halkının nükleer teknolojiyi elde etmemesi için batılı ülkelerin engellerine işaret eden Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, batılı ülkelerin kimi halkın neyi sahip olabileceği ve kimin sahip olamayacağı tutumlarını eleştirerek, onlara “Siz kimsiniz”diye hitap etti.

Ahmedinejad, dünyanın bu şekilde idare edilemeyeceğini konuşmasına ekledi.

 

İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, İran halkının, düşman'ın psikolojik savaşı ve baskıları ile kendi ilke ve ülkülerinden vazgeçmeyeceğini ispatladığını bildirdi.

İran devlet televizyonun haberine göre, İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, milletvekillerini kabulünde yeni hicri-i Şemsi yılının İran halkı ve tüm halklar için onur, başarı, sağlık ve kalkınma yılı olması temennisini dile getirerek, baskıları alt etmek ve ülkenin kalkınması yönünde hareket etmenin meclisle hükümetin dayanışma ve gönül ortaklığı içinde olmalarını ve büyük projelerin hayata geçirilmesindeki direnişlerine bağlı olduğunu bildirdi.

İran Cumhurbaşkanı, alt yapı ve temel konulara girilmesinden korkulmaması gerektiğini bilakis cesaretle bu mevzuların gündeme getirtilmesi ve sorunların giderilmesini çalışılması gerektiğini söyledi.

Ahmedinejad, düşman'ın halkı umutsuzluğa sürüklemek istediğini, ancak halkın sahneye geldiğini ve her şeyi değiştirmeye muktedir olduğunu belirtti.

Çalışmaların Allah rızası doğrultusunda olması gerektiğini belirten Ahmedinejad, seçimlere en yüksek düzeyde katılımın sağlanması için çaba gösterilmesi ve atmosferin yasal çerçevede kardeşlik ve dostluk esasına göre olması gerektiğini söyledi.

 

 

  İran İslam Cumhuriyeti Milli Güvenlik Yüsek Konseyi Sekreteri, "Batı ülkelerinin ve Avrupa'nın bize inanması lazım. İran olarak kendi halkımızın haklarını uluslararası platformlarda sonuna kadar koruyacağız."dedi.

Kazakistan'ın Almatı şehrinde iki gün buyunca kapalı kapılar arkasında devam eden müzakerelerin ardından basın toplantısı düzenleyen İran İslam Cumhuriyeti Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Said Celili, herhangi bir ilerleme sağlayamadıklarını ama müzakere sürecinin devam edeceğini belirtti.

Konuşmasına Kazakistan'a teşekkür ederek başlayan Celili, İran olarak "5+1" grubu ülkelerine yeni teklifler sunduklarını söyledi.

"5+1" grubu ülkelerin bir çok soru sorduğuna dikkat çeken Celili, bütün sorulara açık ve anlaşılır cevaplar verdiklerinin altını çizdi. "İran olarak biz, anlaşmadan yanayız." diyen Celili sözlerine şöyle devam etti: "İki gündür yaptığımız görüşmeler sonucunda bu aşamada "5+1" grubu ülkeler ile anlaşmaya çok uzak olduğumuzu gördük. Batı ülkelerinin ve Avrupa'nın bize inanması lazım. İran olarak kendi halkımızın haklarını uluslararası platformlarda sonuna kadar koruyacağız."

Celili, bir sonraki müzakerenin yeri ve tarihine ilişkin tarafların bir araya gelebileceğini de sözlerine ekledi.

 

Pazartesi, 08 Nisan 2013 06:55

Ölüler için Kur’an okumak doğru mudur?

İslam’ın bakışında ölümün anlamı insanın hiç olması ve yok olması değildir. Bilakis ölümün manası, yok olmayan insan ruhunun bedenden ilişki ve irtibatını kesmesi, neticede bedenin yok olması, ruhun belirli bir zamana dek hayatına devam etmesi ve sonra yeniden bedene dönmesidir.[1] Yüce Allah şöyle buyuruyor: “(Kâfirler dediler ki:) Biz toprakta yok olduktan sonra mı, biz mi yeniden yaratılacakmışız? Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler. De ki: Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”[2] Yüce İslam Peygamberi (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Mümin bireylerin dünyadan ayrılması karanlık, darlık ve baskılardan aydın ve geniş bir fezaya giren bebeğin anne karnından çıkması gibidir.”[3]

 İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Ey insanlar biz ve sizler yok olmak için değil, baki kalmak için yaratıldık. Sizler ölüm ile dünyadan gitmemektesiniz, sadece bir evden başka bir eve taşınmaktasınız. Bundan dolayı tarafına hareket etmeniz gereken ve ebedi kalacağınız evin azık ve erzakını hazırlayın.”[4] İmam Hasan’dan (a.s) ölüm nedir diye soruldu ve kendisi şöyle buyurdu: “Ölüm mümine nasip olan en güzel sevinçlerdendir.”[5] İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyuruyor: “Ölüm sizi dünya dertlerinden Allah’ın refah ve lütfüne ulaştıran bir köprüdür ve Allah’ın düşmanları içinse saraydan zindana intikal etmektir.”[6] Neticede ayet ve rivayetler ölmeyle ve cesedin çürümesiyle ruha bir zarar gelmediğini göstermektedir. Ruhumuz olduğu gibi kalmakta ve kendi başına bağımsızlık ve öznellik taşımaktadır; zira bizim şahsiyetimiz beden ve cesedimizle değil, ruh ve canımız iledir. Ölüm yokluk, bitiş ve fena değildir. Sadece bir âlemden başka bir âleme intikal etmektir ve insan hayatı bir şekilde sürmektedir.

Ölüler İçin Kur’an Okumak

İnsan öldükten sonra kendisinin yakınları ve diğer müminlerin bazı farz amelleri yapması gerekir. Gusül, kefenleme, namaz, defnetme ve ölünün edebildiğince çabuk kaza edilmesi gereken farzları bu kabildendir. Yanı sıra ölüler için bazı amellerin yapılması da müstehaptır. Sadaka vermek, dua etmek ve Kur’an okumak bunlardan sayılır. Ölüler için Kur’an okumanın müstehap olduğunu ispat etmek hakkında ise iki tür delil öne sürülebilir: Birinci türde genel olarak ölü ve göçmüşlerinizi hatırlayın ve kendi iyi işlerinizden onları faydalandırın diye belirten rivayetler mevcuttur. Çok açık olduğu üzere Kur’an okumak da iyi ve beğenilen işlerdendir. Bu hususta bazı rivayetler mevcuttur ve onların bazılarına işaret ediyoruz:

1. Hz. Peygamberden (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: Kabirlerde dinlenen ölülerinizi unutmayın. Ölüleriniz sizin iyiliğinizi beklemektedir. Ölüleriniz hapistedir ve sizin iyi işlerinize göz dikmişlerdir. Onların bir iş yapacak güçleri yoktur, sizler sadaka ve dua onlara hediye edin.”[7]

2. Hz. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Dirinin kendisine verilen hediyeden dolayı sevinmesi gibi, ölü de kendisi için istenen rahmet ve bağışlanmadan dolayı sevinir.”[8]

İkinci türde ise ölüler için Kur’an okumanın eserlerini beyan hadisler mevcuttur. Mesela İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmaktadır: Herkim bir müminin kabrini ziyaret eder ve onun kenarında yedi defa Kadir suresini okuyacak olursa, Allah onu kabir sahibiyle birlikte bağışlar.”[9]

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Tabatabai, Seyid Muhammed Hüseyin, Amuzeş-i Din, Cem Averi, Telfik ve Tamzim: Ayetullahi, Seyid Mehdi, s. 133, Defter-i İntişarat-ı İslamî, Vabeste be Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i Kum, çap-ı çarom, 1375 ş.

[2] Secde, 10 ve 11.

[3] Gerdeaveri ve tercüme, Payande, Ebu’l-Kasım, Nehcü’l-Fesahe, hadis. 2645, sazman-ı Çap Ve İntişarat-ı Cavidan.

[4] Şeyh Mufid, İrşad, s. 229, tercüme-i Muhammed Bakır Saidi Horasani, İntişarat-ı İslamiye.

[5] Feyz Kaşani, Molla Muhammed Muhsin, Muhecebbetü’l-Beyza, c. 8, s. 255, Çaphane-i Saduk, Tahran.

[6] Muhecebbetü’l-Beyza, c. 8, s. 255.

[7] Yezdi, Şeyh Hasan b. Ali, Envaru’l-Hidayet, s. 115, Çaphane-i Numan, Necef.

[8] Muhecebbetü’l-Beyza, c. 8, s. 292.

[9] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 82, s. 169, Ez Menşurat-ı Çaphane-i İslamiye, Tahran.

İran İslami Şura Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Siyaset Komisyonu Başkanı, batılıların nükleer silahların azaltılması ve İran'ın kesin hakkı olan nükleer hakkını tanımaması gibi konulara bağlı kalmamaları durumunda NPT anlaşmasından çıkma seçeneğinin İran'ın masası üzerinde bulunduğunu söyledi. 

El-Alem televizyonuna bir açıklamada bulunan İran İslami Şura Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Siyaset Komisyonu Başkanı Alattin Brucerdi, Batının yaptırımları artırması ve nükleer meseleyi yeniden BM Güvenlik Konseyine göndermesi durumunda İran'ın muhtemel tepkilerine temasla tüm seçeneklerin İslami Şura meclisinde masa üstünde bulunduğunu söyledi.

Brucerdi, "İran'ın silahsızlanma anlaşması olan NPT'ye ve UAEA kurallarına bağlı kalması ama aynı zamanda ABD ve batının NPT anlaşmasını göz ardı etmeleri kabul edilemez bir durumdur. Böyle bir durumda İran'ın NPT üyeliğinin devam etmesinin hiçbir delili yoktur. İslami Şura Meclisi bu konuyu gözden geçirebilir" ifadesini kullandı.

İran ile 5+1 grubu arasındaki görüşmelerde var olan engellere de temas eden İran İslami Şura Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Siyaset Komisyonu Başkanı, Amerikalıların UAEA ve NPT kurulları uyarınca İran'ın nükleer çalışmalarını hukuki ve teknik açıdan değerlendirmesi gerektiğini, ancak bu meseleye bakışının siyasi olduğunu söyledi.