
کارگر
Bu Hayalin Gerçekleşmesine İzin Vermeyeceğiz
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dünyanın gündemine sözde 'Yüzyılın Planı' adıyla giren ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden plan, bölgede barış ve huzuru tehdit eden bir hayalden başka bir şey değildir. Bu hayalin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da 'İsrail İşgalini Sonlandıracak Etkili Bir Stratejiye Doğru' temasıyla düzenlenen Parlamenterler Arası Kudüs Platformu’nun Üçüncü Konferansı'na mesaj gönderdi.
Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, Parlamenterler Arası Kudüs Platformu üyeleri ve konferansın katılımcılarına hitaben yazılan mektupta, Erdoğan, konferansın, amacı doğrultusunda sonuç alınacak şekilde geçmesini temenni etti.
Öncelikle böyle bir dönemde bu konferansın düzenlenmesini anlamlı ve önemli bulduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Dünyanın gündemine sözde 'Yüzyılın Planı' adıyla giren ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden plan, bölgede barış ve huzuru tehdit eden bir hayalden başka bir şey değildir. Bu hayalin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz. Filistin topraklarını ilhak anlamına gelen, Filistin’i tümüyle yok eden ve Kudüs’ü tamamen gasp eden bu planı tanımıyoruz. Görünürde iki devletli çözümü kabul eden ancak İsrail işgalini Amerikan yönetimi himayesinde meşrulaştırma anlamına gelen bu girişimi asla kabul etmiyoruz. Filistin yıllardır işgal, yıkım ve acıya maruz kalırken, İsrail haksız ve hukuksuz bir şekilde bugünkü sınırlarına ulaşmıştır. Türkiye’nin Kudüs’ün ilhakına sessiz kalması ve Filistinli kardeşlerini bu mücadelede yalnız bırakması mümkün değildir. Bir kez daha vurgulamak istiyorum ki Kudüs kırmızı çizgimizdir. Müslüman ülkeler olarak bu süreçte bizlere düşen en önemli sorumluluk, Mescid-i Aksa’nın mahremiyetini korumak, barış çınarı Kudüs’e sahip çıkmak ve Filistinlilerin haklarını savunmaktır. Ortadoğu başta olmak üzere tüm dünyayı etkileyecek bir sürecin başlangıcı anlamına gelen bu adım karşısında, bazı İslam ülkelerinin izlediği politika, üzüntü verici bir tablo oluşturmuştur."
Düşmanın Tehditlerini Sona Erdirmek İçin Güçlü Olmalıyız
İslam İnkılabı Lideri İmam Hamanei, bugün sabah saatlerinde İran Ordusu Hava Kuvvetleri komutanları ve personelleriyle görüştü.
İmam Hamanei’nin bu görüşmede yaptığı konuşmadan satır başları şöyle:
-İran Ordusu Hava Kuvvetleri Pehlevi döneminde Amerikalılara en yakın güçlerden biriydi. İlk dikkate almamız gereken şey tağut rejiminin beklenmediği yerden düşmesidir. İran Ordusu Hava Kuvvetleri Amerikalılara yakın güç olarak en kritik dönemde devrimin lehine harekete geçip İran İslam Devrimi'nin kurucusu İmam Humeyni'ye (r.a) olan bağlılığını ilan etti.
-Bunun tersine müminler beklemedikleri bir yerden güçlendiler.
- İran'ın askeri malzeme ve ürünleri hala ABD askeri şirketlerinin depolarındadır ve hala bize vermediler. Yıllar önce depolama parasını aldıkları askeri malzemelerimizi İran'a vermemeleri çok ilginçtir.
- Bir zamanlar bir uçak parçasını tamir etme hakkı olmayan İran Ordusu Hava Kuvvetleri bugün tehditleri fırsata çevirerek uçak yapıyor.
- Devrimin başlangıcından bu yana bize yaptırım uygulanmaktadır. Son birkaç yıldır bu yaptırımlar daha da ağır bir şekilde uygulanmaya devam ediyor.
- Ülkenin savunma başta olmak üzere tüm yönlerde güçlenmesi gerekir. Biz herhangi bir milleti ve ülkeyi tehdit etmeye değil, ülkemizin güvenliğini korumaya çalışıyoruz.
- Zayıf olmak düşmanı harekete geçmeye teşvik eder. Savaşın çıkmaması ve düşmanın tehditlerini sona erdirmek için güçlü olmalıyız.
-Ülke yetkililerinin bilinçli hareket etmesi halinde yaptırımların fırsata dönüştürülebileceğini aktaran Hamaney, “Yaptırımlardan istifade ederek ülke ekonomisi petrole bağımlılıktan kurtarılabilir. Birçok sorunun nedeni de petrole bağımlılıktan kaynaklanıyor” diye konuştu.
Savaş olmaması ve “düşman tehdidinin” sona ermesi için güçlenmeleri gerektiğini belirten Imam Hamaney, zayıf kalmalarının “düşmanı” saldırıya teşvik edeceğini dile getirdi.
Ülke yetkililerinin bilinçli hareket etmesi halinde yaptırımların fırsata dönüştürülebileceğini aktaran Hmam Hamaney, “Yaptırımlardan istifade ederek ülke ekonomisi petrole bağımlılıktan kurtarılabilir. Birçok sorunun nedeni de petrole bağımlılıktan kaynaklanıyor” diye konuştu. ABD yönetimindeki birçok yetkilinin de İran ekonomisinin petrole bağlı kalması için yaptırımların hafifletilmesi gerektiğini savunduğunu ileri süren Hamaney, önceki ABD Başkanlarının İran’a karşı politikaları örtülü yürüttüğünü ancak mevcut yönetimin bunu açıktan yaptığını söyledi. Hamaney, “Hiçbir ülke için tehdit değiliz, ülkemizin güvenliğini sağlama ve tehditleri bertaraf etmenin peşindeyiz." dedi.
İran Saldırısında Beyin Hasarına Uğrayan ABD Askerlerinin Sayısı Arttı
İran'ın 8 Ocak'ta ABD askerlerinin konuşlu olduğu Irak'taki El Esed üssüne düzenlediği saldırıdan sonra, Travmatik Beyin Hasarı (TBH) teşhisi konulan Amerikan askerlerinin sayısı 50'ye yükseldi.
İran Saldırısında Beyin Hasarına Uğrayan ABD Askerlerinin Sayısı Arttı
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) sözcülerinden Yarbay Thomas Campbell, yaptığı yazılı açıklamada, "Travmatik Beyin Hasarı (TBH) teşhisi konulan asker sayısı bugün itibariyle 50 oldu" bilgisini verdi.
Yarbay Campbell, 50 askerden 31'inin göreve geri döndüğünü ifade ederken, diğer askerlerin Almanya’ya sevk edildiğini kaydetti.
Daha önce, Almanya’ya sevkedilen 8 asker geçen hafta ABD’ye tedavi için gönderilmişti. 9 askerin ise Almanya’da tedavileri sürüyor.
ABD'nin 3 Ocak'ta Bağdat Havalimanı'nda İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi hava saldırısıyla öldürmesinin ardından, İran da 8 Ocak’ta ABD kuvvetlerinin konuşlandırıldığı El-Esed ve Erbil üslerine füze saldırısı düzenlemişti.
Filistinlinin kanıyla seçim kazanılır mı?
ABD’de kasım ayında başkanlık seçimleri var.
Seçim yaklaştıkça, adımlar ona göre atılıyor.
Trump azil soruşturması ile sıkıntıda.
Soruşturmadan kurtulmak;
Yeniden başkan seçilmek için hamleler yapıyor.
İSRAİL İÇİN FIRSAT
ABD’de Yahudi lobisi etkili.
Adaylar bu lobinin desteğini almak için yarışıyor.
İsrail de yarışı ağzı sulanarak izliyor.
Her seçim döneminde aynı.
İsrail’in poposu kalkıyor.
Adayların zaafını kendi lehlerine kullanıyor.
ABD’ye istediklerini yaptırıyor.
YÜZYILIN ANLAŞMASI
Trump’ın “Yüzyılın Anlaşması”(!) da bu.
Trump’ın sıkıştığının farkındalar.
Çıtayı yüksek tuttular.
Trump’ın hamlesi seçime yönelik.
Yahudi Lobisi’nin desteğini alma amaçlı.
İsrail de gelişmelerden memnun.
ÜÇ GÜNLÜK SONUÇ
Adam uyanık.
Çayın taşı ile çayın kuşunu vurmaya çalışıyor.
Zengin Arap ülkelerinin parasıyla;
Mazlum Filistinlileri yok etme peşinde.
Trump “Yüzyılın Anlaşmasını”(!) açıklayalı üç gün oldu.
Ortaya çıkan manzara felaket.
Bölge uzmanları İsrail’in durmayacağı görüşünde.
Zor kullanacaklarını düşünüyorlar.
ABD seçimlerine kadar ilerleyecekler.
KAN AKACAK
Filistinli tanıdıklarımla görüştüm.
Filistin’i yakından bilen dostlarla konuştum.
Gazze’den, Batı Şeria’dan gelen haberleri inceledim.
Filistin yönetiminin açıklamalarını okudum.
Trump’ın çıkışı gerilimi tırmandırdı.
İsrail küstah.
Hitler’in Yahudilere yaptığını;
Onlar da Filistinlilere yapıyor.
İSRAİL SEÇİMLERİ
Sadece ABD’de seçim yok.
İsrail’de de benzer bir durum var.
9 Nisan 2019 seçiminden sonuç çıkmadı.
17 Eylül seçimleri de istikrar sağlamadı.
Bir yıl içinde 3. seçim gündemde.
Reklamdan sonra devam ediyor
Netanyahu da zorda.
Trump gibi o da yargılanıyor.
Hem de yolsuzluktan.
ABD desteğiyle kurtulma çabasında.
UMURLARINDA DEĞİL
Trump’ın planı İsrail’in planı.
Filistinlilerin direneceği kesin.
Bir yanda ağır silahlar, düzenli ordu.
Diğer yanda Arafat’ın çocuk generalleri.
Ellerinde silah yok, sadece taş var.
Çok kan akacak.
Ama Trump’ın da Netanyahu’nun da umurunda değil.
Onların tek derdi seçim kazanmak.
Filistinlilerin kanı üzerinden iktidar olmak.
Ama, artık İsrail halkı da;
Amerikan halkı da gerçeği görmeye başladı.
Eski hava yok.
İSRAİL NİYE ACELECİ
ABD Irak’ta yenildi.
Milyonlar meydana çıktı “git” mesajı verdi
Suriye’de de yenildi.
Trump çekileceğini açıkladı.
İran karşısında karizmasını çizdirdi.
İran ABD üslerini vurdu.
“Sana saldıran benim” dedi.
80 yıl sonra bir ilk.
Karşılık veremedi.
İsrail bu nedenle panikte.
Bu nedenle aceleci.
ABD kalkanı yok oluyor.
Bu da onun kabusu..!
ARAP ÜLKELERİ
BAE, Umman, Bahreyn İsrail’in yanında yer aldı.
Suudi Arabistan yönetimi de aynı.
Bu ülkelerin halkını tanıyorum.
TBMM 1 Mart Tezkeresini reddettiğinde tepkilerini biliyorum.
O günlerde Ortadoğu’da dolaşıyordum.
Türk olduğumuzu öğrenince;
Cidde’de esnaf içtiğimiz kahvelerin parasını almadı.
Körfez ülkelerinde kahraman gibi muamele gördük.
Kahire’de alkışlandık.
Şimdi İsrail’in yanında durmayı içlerine sindiremezler.
Yüzleri eğiktir.
Bu utancı uzun süre kaldıramazlar.
Bu da iyi biline..!
İsmet Özçelik
Aydınlık Gazetesi, 31.1.2020
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kudüs davası hep ayakta kalacaktır
31.1.2020 12:34
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Yüzyılın planı' olarak açıklanan Filistin’i işgal planına ve bu plana sessiz kalan İslam ülkelerine tepki gösterdi. Erdoğan, 'Türkiye olarak iki devletli çözümü kabul eden fakat Kudüs’ü tamamen gasbeden bu planı tanımıyor ve kabul etmiyoruz.' ifadelerini kullandı.
AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin Ortadoğu planına çok sert tepki gösterdi "Filistin'i yok edecek bu planı asla tanımıyor ve kabul etmiyoruz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İslam ülkelerinin tavırlarına baktığımızda halimize acıyorum. Başta Suudi Arabistan sesin çıkmıyor sesin. Ne zaman çıkacak? Umman, Bahreyn, Abu Dabi yönetimi. Oraya katılıp bir de alkış tutuyorlar. Yazıklar olsun. Acaba o alkış tutan eller bu haince atılan adımın hesabını nasıl verecekler?" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
"Filistin topraklarında korsan bir şekilde kurdurulan İsrail haksız ve hukuksuz şekilde bugünkü sınırlarına ulaşmıştır. Zalimin gözü kana da doymaz mala da. İsrail’in de doymuyor. Filistin topraklarını ilhak anlamına gelen planı devreye almaya çalışılıyor. Şimdi utanmadan sıkılmadan Batı Şeria da dahil olmak üzere Filistin’den mahrum etme gayreti içindeler.
TANIMIYOR, KABUL ETMİYORUZ
İsrail 1947'deki Filistin topraklarında işgalci ve şuanda damla damla gösterebileceğimiz bir Filistin var. İsrail'in gözü doymuyor, son açıklamaları bunu gösteriyor. İşgal ve yıkımın yaşandığı Filistin'i yine hedef alıyorlar. Bu plan ile işgal edilen Filistin topraklarının ilhakı amaçlanıyor. Türkiye olarak iki devletli çözümü kabul eden fakat Kudüs’ü tamamen gasbeden bu planı tanımıyor ve kabul etmiyoruz.
KUDÜS KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR
Mescid-i Aksa’ya uzanan elleri kırmak imanımızın bir gereğidir. Bugün Mescidi Aksa’nın mahremiyetini koruyamasak Mekke’ye uzanan kem gözleri engelleyemeyiz. İşte bu yüzden Kudüs kırmızı çizgimizdir diyoruz.
Reklamdan sonra devam ediyor
YAZIKLAR OLSUN!
İslam ülkelerinin tavırlarına baktığımızda halimize acıyorum. Başta Suudi Arabistan sesin çıkmıyor senin. Ne zaman çıkacak? Umman, Bahreyn, Abu Dabi yönetimi. Oraya katılıp bir de alkış tutuyorlar. Yazıklar olsun. Acaba o alkış tutan eller bu haince atılan adımın hesabını nasıl verecekler? Başlarında kipalarla oturanlar da alkış tutuyor onlar da alkış tutuyor. 'Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu.'
BUNLARIN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ANLAYIŞI BU
Binlerce yıldır olduğu gibi bugün de barışın anahtarı Kudüs’tedir. İsrail’i cesaretlendirecek herkes ortaya çıkacak vahim sonuçlardan sorumludur.Türk medyasını neden almadınız toplantıya? İşte bunların basın özgürlüğü anlayışı bu.
ARAP ÜLKELERİ TÜM İNSANLIĞA İHANET ETMEKTEDİR
Bu planı destekleyen Arap ülkeleri kendi halkaları ve daha önemlisi tüm insanlığa ihanet etmektedirler. İstediği kadar plan yapsınlar, Allah’ın yardımı ile Kudüs davası hep ayakta kalacaktır. Biraz sonra Mahmud Abbas ile ardından İsmail Haniyye ile görüşmem olacak.
HRİSTİYAN DÜNYASINA BİR MESAJIMIZ VAR
Bizim burada ayrıca Hıristiyan dünyasına mesajımız var. Hristiyan dünyanın buna sahip çıkması lazım. Bu işin başını çeken Sayın Trump, Hristiyan değil mi? Hristiyan dünyası buna karşı sessiz kalmayacaktır. Onlarında burada dik durması lazım. Ben dün beni ziyarete gelen hahambaşına da bunu söyledim. Bizim Musevilere karşı en küçük bir düşmanlığımız yoktur olamaz. Bizim İsrail devletiyle de bir sorunumuz yok. Bizim karşı olduğumuz İsrail hükümetini sebep olduğu zulüm ve kıyımdır. Böyle bir haydut devlet böyle bir terör devleti bizim gözümüzde hiçbir zaman muteber olamaz"
Filistin halkı dolarla satın alınır mı?
ABD Başkanı Trump.
İsrail Başbakanı Netanyahu.
“Yüzyılın Anlaşması(!)”nı açıkladılar.
Adı görkemli.
İsrail orada, ama Filistin yok.
Barış sağlamayacağı çok açık.
Trump bir de harita gösterdi.
Yasadışı Yahudi yerleşim bölgeleri yasallaşmış.
Filistin bölgeleri kuşatılmış.
KUDÜS
Kudüs İsrail’in başkenti ilan edildi.
Filistinlilere de para vaadi yapıldı.
Üstelik de körfez ülkelerinin parası.
İhanetin bu kadarı...
Trump’ın açıklaması sonrası eski bir Filistin Büyükelçimizi aradım.
“Çirkin bir yöntem.
Filistin’i tasfiye planı.
Kudüs parayla satın alınmaya çalışılıyor.
Bu mümkün mü?” tepkisi verdi.
‘İSRAİL İÇİN NELER YAPTIM’
Malum Trump işadamı, tüccar.
Açıklama sırasında İsrail için yaptıklarını anlattı.
“Kudüs bölünmeden İsrail’in Başkenti kalacak” dedi.
ABD büyükelçiliğini Kudüs’e taşıdığını hatırlattı.
Mesajı çok açıktı:
“Ben sizin için çalışıyorum.
Siz de seçimde beni destekleyin”
Netanyahu’ya gelince;
Ülkesinde yolsuzlukla suçlanıyor.
Kendini kurtarmaya çalışıyor.
İZLEYİCİLER
Açıklamanın yapıldığı toplantıya;
Bahreyn, BAE ve Umman Büyükelçileri de katılmış.
Suudi Arabistan yoktu.
Ama “kalbim sizinle” dediği kesin.
İran, Suriye, Libya’daki saflaşma.
ABD ve İngiltere’nin kuklaları sahnede yine yerini aldı.
BİN KERE HAYIR
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas.
Trump’ın planına sert tepki gösterdi.
Ramallah’ta yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Kudüs satılık değildir.
Bin kere hayır.
Hiçbir Filistinlinin kabul etmesi mümkün değil.
Bütün gücümüzle savaşacağız.”
Reklamdan sonra devam ediyor
TÜRKİYE’NİN TAVRI
Türkiye’nin tavrı çok net:
“Barış planı ölü doğdu.
İki devletli çözüm engelleniyor.
Filistin toprakları gasp ediliyor.
Filistin halkı parayla satın alınamaz.
Kudüs kırmızı çizgimiz.
İsrail’in işgal ve zulmü meşrulaştırılamaz.
Plana destek yok.”
GERİLİM YÜKSELİYOR
Trump’ın açıklaması sonrası gerilim yükseldi.
Filistinlilerin yaşadığı bölgelerde gösteriler başladı.
Sadece Filistin değil,
Tüm mazlumlar tetikte.
BM ve AB’den de itiraz geldi.
Filistin halkının dolarla satın alınamayacak.
Herkes görecek.
FİLİSTİN HALKI TESLİM OLMAZ
İntissar el Wazir
Filistin liderlerinden Abu Cihad’ın eşi.
Filistin mücadelesinin yaşayan canlı tanıklarından.
2018 yılında CKD’nin bir konferansı için Türkiye’ye gelmişti.
Uzun uzun sohbet ettik.
Filistinlilerin mücadelesini anlattı.
Eşini İsrail öldürmüştü.
O günleri aktarırken gözleri doldu.
Ama dimdikti. Kesin konuştu:
“Filistin halkı beyaz bayrak çekmez;
Teslim olmaz.”
Suriye ve bölgede yaşananları da değerlendirdik.
Karamsar değil, umutluydu.
“Arap halkı bu kumpasları bozguna uğratacak” demişti.
BÖLGEDE SORUNLARIN KAYNAĞI
Bölgemizde çok sorun var.
Irak’ta yaşananlar.
İran gerilimi.
Suriye’yi bölme girişimi.
Libya’daki iç savaş.
...
Şimdi de Filistin’de yeni kışkırtma.
Hepsinin arkasındaki güç aynı.
Binlerce kilometreden gelen ABD.
Bölgede huzur onunla bağlantılı.
ABD giderse, huzur gelecek.
Bu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor..!
İsmet Özçelik
Aydınlık Gazetesi, 30.1.2020
'Düşen uçakta Süleymani suikastını planlayan CIA yöneticisi vardı'
İran'daki Mehr haber ajansının haberinde, Afganistan’da bir gün önce düşen Bombardier E-11A tipi uçakta, CIA’nin İran masası şefi Michael D’Andrea'nın hayatını kaybettiği öne sürüldü. 'Kara Prens' lakaplı D’Andrea'nın Süleymani suikastinin planlayıcısı olduğu iddia ediliyor.
Mehr haber ajansının Rus istihbaratına dayandırdığı haberinde, dün Afganistan'ın Gazni Velayeti'nde düşen Bombardier E-11A tipi uçağın içerisinde, CIA'nin Irak, İran ve Afganistan'daki operasyonlarının başında olduğu belirtilen Michael D' Andrea'nın olduğu iddia edildi.
NE OLMUŞTU?
Dün saat 13.10 sularında Afganistan'ın Gazne vilayetinin Deh Yek ilçesine bağlı Saduzey bölgesine bir yolcu uçağı düştüğüne dair haberler servis edilmiş, uçağın Afganistan havayollarına ait olduğu iddia edilmişti. İlerleyen saatlerde yayınlanan görüntülerde uçağın Amerikan Hava Kuvvetlerine ait olduğu anlaşılmış ve daha sonra ABD'li yetkililerin yaptığı açıklamada uçağın ABD'ye ait istihbarat uçağı olduğu açıklanmıştı. Taliban'ın etkin olduğu bir noktaya düşen uçaktan kurtulan olmadığı, 5 kişinin hayatını kaybettiği açıklanmıştı. Uçak enkazına ulaşmaya çalışan Afganistan yetkililerine Taliban'ın saldırı düzenlediği de gelen bilgiler arasındaydı. Taliban uçağı kendilerinin düşürdüklerini iddia etmiş ABD ise uçağın teknik sorunlar sebebiyle düştüğünü açıklamıştı.
Afganistan'da düşen uçağın enkaz görüntüleri paylaşıldı. Görüntülerde uçağın üzerinde ABD Hava Kuvvetleri'nin amblemi gözüküyor. pic.twitter.com/G6MjkJ2Qkn
— Aydınlık ???????? (@AydinlikGazete) January 27, 2020
MİCHAEL D'ANDREA KİMDİR?
Michael D'Andrea, uzun yıllardır çalıştığı CIA'da Usame Bin Ladin'i yakalayan adam olarak tanınıyor. D'Andrea, 38 yıl boyunca ABD'nin İslam dünyasındaki en yetkin istihbarat sorumlusu olduğu belirtiliyor. CIA'nin "terörle mücadele merkezine" en az 10 yıl süreyle başkanlık eden Andrea'nın o dönemdeki kod adı "Roger" idi. Andrea daha önce işkence ve suikast iddialarıyla Amerikan kongresi tarafından 3 kez sorgulandı. Daha önce CIA'nın Mısır ve Irak istasyon şefliği görevlerini sürdüren D'Andrea'nın Pakistan ve Yemen'de yüzlerce drone saldırısından sorumlu olduğu ifade ediliyor. D'Andrea Suriye iç savaşının başlangıcında isyancıları organize ettiği de iddialar arasında. D'Andrea Amerikan kamuoyu açısından önemli bir figür, "Zero Dark Thirty" adlı ABD yapımı filimdeki "The Wolf" karakterinin D'Andrea'dan ilham alınarak yaratıldığı söyleniyor.
İran: Bu Anlaşma Yüzyılın İhanetidir
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan Amerika-Siyonizm planının açıklanmasına tepki göstererek, bu planın aslında Yüzyılın İhaneti olduğunu ve yenilgiye mahkûm olduğunu vurguladı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Seyyid Abbas Musevi, Amerika’nın Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan sözde barış planını Yüzyılın İhaneti ve Filistin ve İslam Ümmetinin haklarına ihanet olarak nitelendirdi ve bölge ve dünyanın özgür hükümet ve milletlerinden bu utanç verici planla mücadele etmelerini istedi.
Musevi, Filistin topraklarının Filistin halkına ait olduğuna değinerek şunları söyledi: ‘Siyonist rejim, gaspçı ve işgalci bir rejimdir ve Filistin krizini çözmenin tek yolu, Filistin topraklarının temel sakinleri arasında bir referandum düzenlemektir ve Yüzyılın Anlaşması gibi planlar, ihanettir ve yenilgiye mahkumdur.’
Seyyid Abbas Musevi, İran İslam Cumhuriyeti’ne göre, Filistin meselesinin ve Kudüs’ün İslam dünyasının ilk meselesi olduğunu belirterek şu ifadelerde bulundu: ‘Bazı İslam ülkelerinin, İslam ülkelerinin ve Müslümanların geleceğini ve haysiyetini belirleyen bu davayı unutmaları, düşmanı dosta tercih etmeleri ve 70 yıldan fazla bir süredir Siyonist Rejimin insanlık dışı suç ve cinayetlerini bilerek ve ya gaflete düşerek unutmaları talihsiz bir durumdur.
İran İslam Cumhuriyeti, Filistin meselesinin aciliyeti ve öneminden dolayı ve sözde Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan planın arkasında saklı büyük komployu göz önüne alarak, İslam Ümmetini tehdit eden büyük komployla mücadele etmek ve İslam Dünyasının vahdeti için bazı bölge ülkeleriyle arasındaki görüş ayrılıklarını bir kenara bırakarak, bütün alanlarda iş birliğine hazırdır.’
İran Dışişleri Bakanı: Filistinliler için birleşelim
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, ABD Başkanı Donald Trump'ın açıkladığı barış planına ilişkin, 'Umarım 'bu tehdit' tüm Müslümanlar için bir uyandırma çağrısı olur. Filistinliler için birleşelim' dedi.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, ABD'nin, Filistin-İsrail meselesine 'çözüm bulmak' iddiasıyla hazırladığı barış planının gerçekleşmesi halinde 'bölge ve dünya için kabus' olacağı uyarısında bulunarak, bölge ülkelerini ortak hareket etmeye çağırdı.
Zarif, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Sözde 'barış vizyonu', iflas etmiş bir gayrimenkul geliştiricisinin rüya projesidir" değerlendirmesinde bulundu.
Buna karşılık planın gerçekleşmesi halinde 'bölge ve dünya için kabus' olacağı uyarısında bulunan Zarif, "Umarım 'bu tehdit' tüm Müslümanlar için bir uyandırma çağrısı olur. Filistinliler için birleşelim" ifadelerini kullandı.
The so-called "Vision for Peace" is simply the dream project of a bankruptcy-ridden real estate developer.
But it is a nightmare for the region and the world
And, hopefully, a wake-up call for all the Muslims who have been barking up the wrong tree.#LetsUniteForPalestinians pic.twitter.com/j2CJ9JaH9c
— Javad Zarif (@JZarif) January 28, 2020
Öte yandan İran Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, ABD'nin 'Yüzyılın anlaşması' adını verdiği barış planı 'yüzyılın ihaneti' şeklinde nitelendirilerek, ABD'nin Filistinlilere dayatmaya çalıştığı plana karşı bölge ülkelerine ortak hareket etme çağrısında bulunuldu.
Mahmud Abbas işgal planını reddetti: Direnişe başlayacağız!
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Trump'ın sözde barış planını reddettiklerini açıkladı. Abbas: ‘Yüzyılın Anlaşması’nı başarısız kılmak için direnişe ve çalışmaya başlayacağız’ ifadelerini kullandı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Trump'ın sözde barış planını reddettiklerini açıkladı. Filistinli direniş örgütü Hamas, ABD Başkanı Donald Trump'ın sözde barış planına güçlü bir şekilde karşı çıkacaklarını açıkladı. Öte yandan Fetih Hareketi de Trump'ın sözde planına "Filistin davasını tasfiye etme projesi olan "Yüzyılın Anlaşması"nı başarısız kılmak için direnişe ve çalışmaya başlayacağız" ifadeleriyle cevap verdi.
TBMM’deki Beş Partiden Ortak Kudüs Bildirisi
ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı “İsrail-Filistin Barış Planı” , Ankara’nın sert tepkisine neden oldu. Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Dışişleri Bakanlığı ve siyasi partilerin sert tepki gösterdiği plan, TBMM’de de yankı buldu.
Parlamentoda grubu bulunan AK Parti, CHP, HDP, MHP ve İYİ Parti Grup Başkanvekillerinin ortak imzasıyla hazırlanan bildiri, TBMM genel Kurulu’nda okundu. HDP, uzun bir aradan sonra ilk kez Meclis’te yayımlanan bir bildiriye destek verdi.
Bildiride şu görüşlere yer verildi:
“ABD yönetiminin ihtilafın iki tarafından biri olan Filistin’i bütünüyle dışlayan tek yanlı , hakkaniyetten uzak bir yaklaşımla hazırladığı görülen sözkonusu plan, BM kararlarına ve iki devletli çözüm perspektifine tamamen aykırıdır.
Bu plan, taraflar arasında bir müzakere zemini sağlamaktan ziyade, İsrail’in insanlığın kalbi olan Mescidi Aksa dahil, Filistin topraklarında 10 yıllardır derinleştirerek sürdürdüğü işgale uluslararası meşruiyet kazandırmayı ve bunu Filistin tarafına dayatmayı amaçlamaktadır. Yapılmak istenen işgal sürecini, ilhaka çevirmektir. Tüm Ortadoğu’nun barış, güvenlik ve istikrarını doğrudan ilgilendiren böylesine önemli bir konunun iç politika malzemesi yapılarak, Filistin halkının kendi geleceğini tayin hakkı başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerinin hiçe sayılması ve uluslararası hukukun ve adaletin yok sayılması üzüntü ve ibret vericidir.
Kudüs’ün statüsü, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkı ve yasadışı yerleşimler gibi, en temel problem alanlarında bugüne kadar izlediği politikalarla Filistin tarafının güvenini kaybetmiş bulunan ABD yönetiminin sözde barış planı ölü doğmuştur. İki devletli çözüm vizyonunu yok sayan ve ilgili BM kararları başta olmak üzere uluslararası hukukun temel kurallarının ihlali anlamına gelen öneriler içeren bu girişimin, uluslararası toplum nezdinde kabul görme ihtimali de bulunmamaktadır.
Bu vesileyle, İsrail-Filistin meselesinin çözümünün, ancak 1967 sınırları temelinde başkenti doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi devamlılık içinde bir Filistin devletinin vücut bulmasıyla mümkün olacağını bir kez daha vurguluyoruz. Türkiye, Filistin halkının temel hak ve özgürlüklerini gözetmeyen, Filistin devletinin ve halkının kabul etmediği hiçbir girişimi desteklemeyecek, uluslararası toplumun vicdan ve sorumluluk sahibi üyeleriyle birlik ve dayanışma içinde, zulüm dayatma ve işgale karşı Filistin halkının meşru haklarını tüm platformlarda savunmaya devam edecektir.
TBMM’de grubu bulunan tüm siyasi partiler olarak yukarıda sıraladığımız görüşler temelinde İsrail_-Filistin ihtilafına yönelik olarak ABD yönetiminin yayımladığı sözde barış, özünde istikrarsızlık ve çatışma mahiyetindeki planını yok sayıyor ve esefle kınıyoruz. “