Print this page

İmam Hüseyin (as) için gözyaşı dökmek

Rate this item
(0 votes)
İmam Hüseyin (as) için gözyaşı dökmek

Yas tutmak, musibete maruz kalan ve bir yakınını kaybeden insanları teselli eden bir merasimdir. Ancak İmam Hüseyin -s- için yas tutan insanlar kendilerini o büyük hadise yüzünden musibetzede olarak bilir ve bu merasime katılarak pratikte birbirini teselli etmeye çalışır.

 Gerçekte İmam Hüseyin -s- için yas merasimi düzenlemek, merasime katılanları teselli etmekten başka muhteşem Aşura hamasetinin unutulmamasına da vesile olur. 

Her yıl Muharrem ayının yaklaşması ile birlikte dünyanın tüm hür insanlarının kalbi İmam Hüseyin -s-  ve Aşura olayına yönelir ve Kerbela’da yaşanan o faciayı hatırlayan her insanın gözü  gözyaşı ile dolar. Bu fecaat hadisenin üzerinden 1372 yıl geçiyor olmasına rağmen hala her yıl Muharrem ayında Müslümanlar bir araya gelir ve İmam Hüseyin bin Ali -s- ve arkadaşları için yas tutar.

 Evet biraz önce de belirtildiği üzere Yas tutmak, musibete maruz kalan ve bir yakınını kaybeden insanları teselli eden bir merasimdir. Ancak İmam Hüseyin -s- için yas tutun insanlar kendilerini o büyük hadise yüzünden musibetzede olarak bilir ve bu merasime katılarak pratikte birbirini teselli etmeye çalışır. Gerçekte İmam Hüseyin -s- için yas merasimi düzenlemek, merasime katılanları teselli etmekten başka muhteşem Aşura hamasetinin unutulmamasına da vesile olur. Özellikle İmam Hüseyin -s- için yas merasimleri Müslümanların en halkçı merasimleri çerçevesinde düzenlenir ve bütün insanlar ister kadın ister erkek, ister genç ister yaşlı ve hatta çocuklar bu etkinliğe katılarak Hüseyni -s- hamasetten dersleri canı gönülden alır. 

İmam Hüseyin -s- yas merasimi, merasime katılan insanlar üzülecek ve ağlayacak şekilde düzenlenir, ancak buna karşın onları ruhi ve manevi açıdan derinden etkiler. Bu insanların yüzünde görecede keder izleri belirlenir, ancak içlerindeki gam ve keder onların güncel yaşamındaki gam ve kederden farklıdır. Bu gam ve keder, hareket kaynağı olan bir gam ve kederdir. Bu yas da depresyon sebebi değil, bilakis özel bir huzur ve içten bir neşe yaratan bir duygudur. Bu yüzden İmam Hüseyin -s- yas merasimine katılan insanlar asla bu etkinliğe katılmaktan yorulmaz ve tüm bunlar Allah Resulü’nün -s- sözünün tecellisidir. Allah Resulü -s- şöyle buyurmuştur:  İmam Hüseyin’in -s- şehadeti için müminlerin yüreğinde asla sönmeyen bir sıcaklık vardır.

 Şevk, aşk ve duygu, İmam Hüseyin -s- için yas merasimleri düzenlemenin en önemli dayanaklarıdır, fakat sırf bunlarla sınırlı olmadığı ve daha çok insanların aklı ve dini marifetinde kökleri bulunduğu belirtilmelidir. Nitekim bu yüzden İmam Hüseyin -s- yas merasimleri insanları o hazretin şahsiyeti ve gerçekleştirdiği kıyamı ve dini maarifini tanıtmak için en iyi fırsattır. Bu yüzden İmam Hüseyin -s- yas merasimleri tarih boyunca da dini ihya etme ve İslam maarifini yaygınlaştırma zemini olmuştur. Nitekim İmam Hüseyin -s- de kameri 61 yılında İslam dinini ihya etmek için kıyam etti. Bugün İmam Hüseyin -s- için yas tutan insanlar o hazretin ve vefakar arkadaşlarının yas merasimlerine katılmakla beraber onların yüce kişiliği ve ruhi azameti ile tanışır. İmam Hüseyin’in -s- Kerbela çölündeki arkadaşlarının her biri mükemmel, sabırlı, cesur ve direnişçi insanların en güzel örnekleridir ve her biri iyilik abidesi sayılır. 

İmam Hüseyin -s- yas merasimlerinde öte yandan insanlar Yezid ve yandaşları ile tanışır ve onların çirkin amelleri ve cinayetlerine yönelik derin kin ve öfke duymaya başlar. Buna göre İmam Hüseyin -s- yas merasimlerl pratikte tevella ve teberra fiillerinin gerçekleşmesi ile sonuçlanır. Tevella sevmek ve teberra nefret etmek ve uzak durmaktır. Bu iki amel İslam dininin furu ilkelerindendir. Her Müslüman'ın hak ehli olanlarla dostluk etmesi ve batıl ehli olanlardan uzak durması gerekir. Bu yüzden İmam Hüseyin -s- için yas tutan insanlar şöyle der: Ben sizinle barış içinde ve barışık olanlarla barışığım ve sizle savaşan ve çatışanlarla çalışmaktayım. Ben sizi sevenlerle dostum ve size düşmanlık edenlerin düşmanıyım. 

Yüce Allah Kur'an'ı Kerim’de bir ayette mümin kulların kalpleri Allah’ı zekretme ve haktan nazil olan her şeye karşı huşu etme vakti geldiğini buyuruyor.

İmam Hüseyin’i -s- seven insanlar da Muharrem ayı gelince gönülleri tevhidin büyük önderini hatırlayarak huşu içinde olur ve o hazret için gözyaşı döker, zira İmam Hüseyin -s- için akan bu gözyaşları, Allah’a iman ve O’nun karşısında huşu içinde olmanın işaretidir.

İslam Peygamberi’nin -s- buyurduğu üzere İmam Hüseyin’in dostluğu Allah’ın dostluğu ve düşmanlığı Allah’a karşı düşmanlıktır. 

İmam Hüseyin -s- için dökülen gözyaşı, insani erdeme olan inançtan ve bu erdeme kavuşma çabasından kaynaklanan bir gözyaşıdır. Gerçekte fadıl ve kemale eren insanları kaybetmek her zaman çok ağır bir musibet olmuştur ve halkın büyük bir bölümü bu tür kayıplara karşı derin esef ve üzüntü duyar. Şimdi eğer bu tür insanlar mazlumane bir şekilde katledilecek olursa başa gelen musibet daha da ağır olur. Bu yüzden Kerbela’da yaşanan Aşura hadisesinin geriye kalanlarından İmam Seccad’ın -s- babası, kardeşleri, amcaları ve diğer yakınlarının bir bir şehit düştüklerine şahit olup gözyaşı dökmesi sadece en yakın varlıklarını kaybetme acısından değil aynı zamanda onların mazlumiyeti yüzündendi, çünkü o insanlar fazilet ve kemal bakımından ala derecede yer alan insanlardı.

 İmam Hüseyin -s- için tutulan yas ve dökülen gözyaşı, kalbin ta derinlerinden akar ve bu göz yaşında o hazretin ve Kerbela’daki diğer şehitlerin mazlumiyeti bu duyguların yaşanmasında en önemli etkenlerden biridir. Bu mazlumiyet hatta gayri müslim insanların yüreğini de inciten ve İmam Hüseyin -s- için yas tutanların saflarına katılmasını sağlayacak Kadar fazladır. İmam Hüseyin -s- ve arkadaşlarının mazlumiyeti ve gurbette başlarına gelen o facia Müslümanların yüreğini parçalayan ve gözlerini yaşla dolduran bur durumdur. İmam Hüseyin -s- ve arkadaşlarına yönelik aşk ve sevgi bazen sırf onların adını duymak, gözlerini yaşlarla dolduracak kadar bazı taraftarlarının yüreğinin derinlerine nüfuz etmiştir.

 Imam Hüseyin -s- için yas tutan insanların gözyaşı, onların iç sevgilerinin tecellisidir. Bu, yüce Allah’ın onların gönlüne yerleştirdiği sevgidir. Kuşkusuz bu gözyaşlarının farklı işlevleri söz konusudur. Bireysel açıdan İmam Hüseyin -s- için yas tutan insanların gözyaşı onları heyecan bakımından sakinleştirir ve manevi huzura kavuşturur. Öte yandan İmam Hüseyin -s- yas merasimine katılan insanlar bu merasim sırasında kendilerini manevi açıdan geliştirir. Bu durum onları, gözyaşı döktükleri bu şehitler gibi davranmaya yöneltir. 

İmam Hüseyin -s- için gözyaşı dökmek, siyasi ve sosyal açılardan da önemli işlevi ve tesiri vardır, zira bu gözyaşları tamamen duygusal ve heyecandan kaynaklanan bir davranıştır ve aynı zamanda tamamen bilinçlidir ve nesi var nesi yok, dini ihya etmek ve adaleti inşa etmek için feda eden büyük bir insan için akmaktadır. İmam Hüseyin -s- bu büyük işte henüz emzirilen bebeğini bile feda etti. Böylece İmam Hüseyin -s- için gözyaşı dökmek, onun için gözyaşı döken kimsenin kişiliğini büyük ve seçkin bir şahsiyetle bütünleştirir ve onun ülkülerini gözyaşı döken kimsenin kalbine yerleştirir. 

İmam Hüseyin -s- için yas tutan ve gözyaşı döken insan açıkça o hazrete ve hareketine ve büyük kıyamına bağlı olduğunu ilan eder. Nitekim böyle insanlar pratikte de vefakarlığını ispat etmiştir. İranlı büyük mücahit genç Muhsin Hoceci ve diğer silah arkadaşları günümüzde İmam Hüseyin -s- için yas tutmanın yanında pratikte de vefakarlığını ispat eden ve IŞİD pençesinde esir düştükleri sırada başı dik ve cesur duruşu ile İmam Hüseyin -s- gibi büyük bir izzet ve onurla başını veren ve şehit düşen insanlara birer örnektir.

 Buna göre Aşura kültüründe gözyaşı dökmek, İmam Hüseyin -s- kıyamını ayakta tutmuk ve bu büyük şehidin mesajını tüm beşeri toplumlara iletmek için en uygun etkendir. Gözyaşı her zaman keskin bir bıçak gibidir ve zalimlere itiraz feryadi ve şehitlerin akan kanının koruyucusudur. Bu bağlamda İmam Humeyni -ks- şöyle buyurur: İmam Hüseyin -s- için yas tutarken gözyaşı dökmek, bu hareketi canlı tutmaktır ve canlı tutmak demek az bir nüfusla büyük bir imparatorluk karşısında durmaktır. Onlar şu gözyaşlarından korkar, zira bu gözyaşı, mazlum için akan ve zalime haykıran gözyaşıdır.

Read 1707 times