Displaying items by tag: Filistin

Pazar, 11 Ocak 2015 00:00

Gazze'de çocuklar soğuktan can veriyor

Irkçı rejimin Gazze Şeridine yönelik son saldırılarında evlerinden avare olan ve yakıt sıkıntısıyla karşı karşıya olan Gazze'de insanlar aşırı soğuktan üçü çocuk dört kişi yaşamını yitirdi.

İrna'nın Filistin Mea haber ajansından naklen verdiği haberde,  Filistinli iki aylık bir bebek cumartesi günü Beytu Hanun'da  soğuktan donarak öldü.

Aşırı soğuklar 22 yaşındaki Ahmet Sofyan El Laham adındaki Filistinli'nin de Hanyunus'un güneyinde hayatını kaybetmesine sebep oldu.

Gazze Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref El Kudre cumartesi günü yaptığı açıklamada, Adel Maher El Laham(bir aylık) ve Rhof Ebu Asi(iki aylık) bebeklerin de Hanyunus'un güneyinde aşırı soğuklardan öldüklerini belirtti.

Irkçı rejimin Gazze'ye düzenlediği son saldırılar sebebiyle, Gazze halkı avare hayatını yaşamakta ve aşırı soğuklar onların çilelerini daha da artırıyor.

Published in Rapor

28. Tahran uluslar arası İslami vahdet konferansı bir bildiri yayınlayarak çalışmasına son verdi.

28. Tahran uluslar arası İslami vahdet konferansına katılanlar kapanış bildirisinde siyonist İsrail rejiminin Filistin halkına yönelik her çeşit saldırganlık ve tecavüzünü, özellikle Mescidi Aksa'yı ve Filistin halkının evlerini tahrip etme yönündeki çirkef girişimlerini ve Gazze ablukasını şiddetle kınadılar.

28. Tahran uluslar arası İslami vahdet konferansına katılanlar ayrıca direnişi Filistin halkının kendi hakları savunmaları yönünde meşru bir hakkı olarak niteleyerek, ülkelerin demokratikleşmesi veya globalleşme bahanesiyle bazı ülkelerce gerçekleştirilen ferdi veya devlet terörizminin her çeşidini kınadıklarını bildirdiler.

İslam Konferansının kapanış bildirisinde ayrıca İslam mezhepleri arası takrib hedefinin tahakkuku için müslümanların bilinç seviyesinin artırılması ve İslami talim ve ahlakın daha fazla yaygınlaştırılması vurgulanmıştır.

Published in Rapor

Filistin direnişi, 2014 yılında dünyanın en güçlü ordularından biri olarak kabul edilen Siyonist Ordu karşısında büyük direniş göstererek, Siyonist Ordu’nun bütün prestijini ve efsaneviliğini yerle bir etti. Sadece bununla da kalmayarak İsrail Ordusu’nun caydırıcılığını yıkarak, kendi caydırıcılığını inşa etti.     Askeri uzmanlara göre Filistin Direnişi 51 gün süren son Gazze Savaşı’nda efsane ordu karşısında […]
 
 
Filistin direnişi, 2014 yılında dünyanın en güçlü ordularından biri olarak kabul edilen Siyonist Ordu karşısında büyük direniş göstererek, Siyonist Ordu’nun bütün prestijini ve efsaneviliğini yerle bir etti. Sadece bununla da kalmayarak İsrail Ordusu’nun caydırıcılığını yıkarak, kendi caydırıcılığını inşa etti.

Askeri uzmanlara göre Filistin Direnişi 51 gün süren son Gazze Savaşı’nda efsane ordu karşısında büyük bir gelişme kaydetti. Aynı şekilde Direniş, Siyonist İsrail Ordusu’yla ve Batı Şeria’daki ve Kudüs’teki Siyonist yerleşimcilerle doğrudan çatışma halinde de olağanüstü bir gelişme kaydetti.

Uzmanlara göre Siyonist İsrail 2014 yılında, özellikle Gazze Savaşı’nda askeri alanda ciddi kayıplar verdi ve Batı Şeria’daki ve Kudüs’teki münferit operasyonlara tahmin etmediği bir şekilde yakalandı.

2014 yılı: Caydırıcılığın değişimi

“Filistin el-Yevm” Haber Ajansı, Askeri Uzman Yusuf el-Şarkavi ile konuştu. Şarkavi “2014 yılı Direnişin her çeşidi için ayırt edici bir yıl oldu. Özellikle de 51 gün süren Gazze Savaşı’nda direniş, askeri alandaki gücünü ve başarısını ispatladı.

Şarkavi “Son Gazze Savaşı, Filistin Direnişi’nin dünyanın en güçlü ordularından biri olan Siyonist Ordu’ya cevap verebileceğini gösterdi” dedi.

51 gün boyunca Siyonist düşman karşısında eğilmeden direnmenin, Direniş’in yeni bir savaşa hazır olduğu anlamına geldiğini vurgulayan askeri uzman “Direniş 2014 yılında değişen caydırıcılık siyasetini Siyonist düşmana dayatmayı başardı” dedi.

Şarkavi “Gazze Savaşı’nda Tel Aviv’in, Hayfa’nın, Kudüs’ün, Ben Gurion Havaalanı’nın vurulması, Siyonist askerin esir alınması, sıfır noktasında Siyonist askerlerle doğrudan çatışmalara girilmesi ve işgal topraklarında sokağa çıkma yasaklarının dayatılması: Bütün bunlar direnişin başarısını ve önceki yıllara göre büyük bir gelişme gösterdiğini teyit ediyor” dedi.

Son olarak Şarkavi “Hamas’ın kuruluşunun 27. Yıldönümünde gerçekleştirilen askeri tören, direnişin gücünü koruduğunu ve yeni bir savaşa hazır olduğunu ispatladı. Direniş, Allah’ın izniyle 2015 yılında kendisini çok daha fazla geliştirecektir ve caydırıcılığın değişimi aşamasından Siyonist saldırılardan Filistin halkını koruma aşamasına geçecektir” dedi.

2014 yılında 75 Siyonist asker öldürüldü

Öte yandan Filistinli Siyasi Analist Ekrem Ataullah “2014 yılı direniş için en iyi yıldı. Direniş Siyonist düşmanın 2014 yılını zehir etti ve Siyonist İsrail’e şu ana kadar en büyük kaybını Gazze’de verdirdi” dedi.

2014 yılında 74 Siyonist askerin öldürüldüğünü söyleyen Ataullah “Filistin direnişi ilerlemede ve savaş hazırlığında büyük bir örnek teşkil etti” dedi. 

Siyasi analist “Benyamin Netanyahu seçimleri kazandığı günden beri Gazze’deki ve Batı Şaria’daki güvenlik kontrolünü elinde tutmakla övünüyordu. Ancak 2014 Netanyahu için çok kötü bir yıl oldu. Çünkü bu yıl Gazze’de onlarca askeri öldürüldü ve askerleri esir alındı” dedi.

2014 yılının Filistin direnişi açısından ilerlemeyle ve başarılarla dolu bir yıl olduğunu vurgulayan Ataullah “Filistin direnişinin savaştaki hatalarından ders çıkararak 2015 yılında daha fazla gelişeceğine inanıyorum. Filistin direnişi gelecek savaşta Siyonist düşmanın karşısına beklenmeyen bir sürprizle çıkacaktır” dedi.

 islamanaliz

 

 

Published in Rapor

Filistin İslamî Cihat Hareketi Temsilcisi Nasır Ebu Şerif, Gazze’nin İran’dan başka yardımcısı olmadığını vurguladı
 
 
Filistin İslami Cihat Hareketi Tahran Temsilcisi Nasır Ebu Şerif, Batı Şeria’da güçlü bir intifadanın başlamasının yolunun Fetih Hareketi’nin arenaya inmesinden geçtiğini aksi takdirde  Batı Şeria’da güçlü bir intifadanın başlayamayacağını belirtti.

Ebu Şerif, İmam Hamanei’nin Batı Şeria’nın silahlandırılmasıyla ilgili çağrısına ‘Lebbeyk’ dediklerini, İmam Hamanei’nin sözlerine inançlarının ve teslimiyetlerinin tam olduğunu ve Batı Şeria ile ilgili beyanatının pratikte gerçekleşmesini umduklarını ifade etti.

Gazze Şeridi yalnız olduğunu belirten Ebu Şerif, Gazze’ye İran’dan başka hiç bir ülke yardım etmediğini, Mısır, Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi İslam ülkelerinin Gazze’ye yardımcı olmadıkları gibi, bazen Gazze kuşatmasında siyonistlere destek olduklarını söyledi.

Published in Rapor

Hamdan “Bizi İran ve Hizbullah’la ilişkilerimizin iyi olması dolayısıyla eleştirenlere düşen yalnızca susmaktır.”
 
Hamas Dış İlişkiler Sorumlusu Usame Hamdan “Filistin davasına destek vermek isteyen taraflara bir takım şartlar sunulmasına gerek yoktur. Bu davaya verilecek her türlü desteğin hoşnutlukla karşılanması ve diğer destekçi tarafların da bu destekten rahatsız olmamaları gerekmektedir” dedi. 

Perşembe günü Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta “Gazze Saldırısından Sonra Filistin Direnişinin Geleceği” Konferansı’na katılan Hamdan “Biz ulusal bir davaya sahibiz ve herkesten destek görmek istiyoruz” ifadesini kullandı. 

Usame Hamdan Hamas’ın son süreçte İran ve Hizbullah’ı karşısına aldığı iddialarını yalanladı.

Filistin davasına tarafsız bir şekilde destek vermek isteyenlerin desteğine açık olduklarını belirten Hamdan “Bizi İran ve Hizbullah’la ilişkilerimizin iyi olması dolayısıyla eleştirenlere düşen yalnızca susmaktır. Biz, bölgesel kriziler karşısında tarafsız bir konumda duruyoruz. Yalnızca Filistin’e yönelik yardımları arttırmakla yükümlüyüz” şeklinde konuştu.

islamanaliz

Published in Rapor

İran Dışişleri Bakanlığı: Dünya’daki güvensizliğin ve istikrarsızlığın sebebi Filistin’in işgalidir; Filistin Sorunu işgalin sona ermesiyle çözülür
 
İran Dışişleri Bakanlığı tarafından Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü münasebetiyle yapılan yazılı açıklamada, dünyadaki güvensizliğin ve istikrazlığının ana sebebinin Filistin’in işgali olduğu ifade edildi.

Açıklamanın devamında Filistin’in işgalinin ve Siyonist İsrail tarafından Kudüs halkına karşı işlenen organize suçların, dünyadaki krizin devam etmesinin arkasındaki asıl sebep olduğu vurgulandı.

İran Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Siyonist İsrail’in işlediği suçların hem Ortadoğu’daki ve bütün dünyadaki sorunların ve krizlerin kaynağı olduğu, hem de dünyadaki güvensizliğin ve istikrazlığında sebebi olduğuna işaret edildi.

Dışişleri Bakanlığı, İran’ın Filistin’in halkının insani ve özgürlükçü hedeflerini desteklediği ve desteklemeye devam edeceğini vurguladı.

Açıklamada Uluslar arası topluma, Filistin krizinin köklerine inilmesi için gerekli ihtimamın gösterilmesi ve Filistin sorunun çözümü için yol aranması çağrısı yapıldı.

İran Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Filistin sorununun ancak ve ancak işgalin sona ermesiyle, Filistinlilerin haklarını elde etmesiyle ve mültecilerin vatanlarına dönmesiyle mümkün olduğu ifade edildi.

Açıklamanın sonunda Siyonist İsrail’in Kudüs’teki İslam mirasını hedef alması, Mescid-i Aksa’ya saldırması ve Yahudi Devleti projesini ilan etmesi kınanarak, bu eylemlerin sonucunda bölgede ve dünyada aşırılığın ve şiddetin artacağı uyarısında bulunuldu.

islamanaliz

Published in Rapor
Tagged under

İran’ın Viyana’daki BM temsilcisi Rıza Necefi, Filistin’de barış ancak adaletin sağlanması ve işgalin son bulması ile gerçekleşebileceğini vurguladı.


FHA- Dünya Filistin’le dayanışma günü dolaysıyla İran’ın Viyana’daki BM temsilciliğinde düzenlenen oturumda konuşan Necefi, İran İslam Cumhuriyeti’nin Filistin meselesine yönelik ilkeli tutumunu beyan etti.

Filistin milletinin acılarına temas eden Necefi, Filistin meselesi sadece Arap ve İslam dünyası meselesi olmadığını, bu mesele bütün dünyayı ilgilendirdiğini kaydetti.

Korsan İsrail’in Gazze şeridine son saldırısına işaret eden Necefi, bu savaş başta BM ve Güvenlik Konseyi olmak üzere uluslararası camianın aldığı kararların itibarının sorgulanmasına neden olduğunu vurguladı.

Necefi, Filistin’de barış ancak adaletin sağlanması ve işgalin son bulması ile gerçekleşebileceğini ifade etti.

Published in Rapor

Lübnan’ın önde gelen Sünni alimlerinden Sayda’daki Kudüs Camii İmamı Şeyh Mahir Hammud, 21 Kasım tarihli Cuma hutbesinde Kudüs’teki gelişmeleri değerlendirdi.

Hammud, Kudüs’te başlayan yeni intifadayı alışılmışın dışında olarak nitelendirirken “istişhad eylemlerinin doğru bir şekilde gerçekleştirilmesi durumunda Siyonist komplolara darbe vurulacağını” ifade etti.

 

Mahir Hammud’un 21 Kasım tarihli hutbesi:

Filistin’de Tarihi Bir Olay Yaşanıyor

“Biz bugün yepyeni bir intifada türüyle karşı karşıyayız. Filistin halkıyla dayanışma amaçlı düzenlenen bir toplantıda bugün Kudüs’te yaşananların 3. İntifada mı yoksa yeni bir tür olarak “günlük intifada” mı olduğu konusunun tartışıldığına tanık oldum. Her iki düşüncede birbirini tamamlayıcı nitelikteydi. Dolayısıyla böyle bir konuda ancak genel çerçeve üzerinden bir tartışma yapılabilirdi. Neden? Çünkü bugün Kudüs’te yaşananlar zaman, mekan ve şekil bağlamında önceki intifada hareketlerine oranla çok büyük farklılıklar içeriyordu.

Mekan bağlamında Kudüs’ten söz ediyoruz. Kudüs doğrudan işgal altında ve mücadelenin kalbi niteliğinde… Kudüs’te bugün Siyonistler Kudüs’ün Yahudi olduğunu ısrarla vurgulayarak Kudüs halkına yönelik saldırılarını yoğunlaştırmış durumdalar… Diğer yanda yüksek vergiler ve aşırı güvenlik önlemleri sonucunda çok sayıda kişi göç etmeye mecbur kalıyor. Yine Yahudi yerleşimcilerin sayısını artırma yönündeki girişimler Kudüs’ün demografik yönden sıkıntıya düşmesine yol açıyor. Ve en önemlisi söz konusu Kudüs olunca, Kudüs’te bir sinagoga yapılan saldırı Kudüs ve çevresinde işgal güçlerinin manevi temsilcileri olan aşırı Yahudilerin sokaklara dökülmelerine yol açabiliyor.

Zaman bağlamında bir değerlendirme yapacak olursak; Gazze’nin zaferinden bu yana uzun bir zaman geçmedi. Medyada da siyasi arenada da Gazze’de yaşananın zafer değil yenilgi, Filistinliler için şeref değil yıkım olduğu yönünde bir fikir oluşturmak için yoğun çaba sarf edildi, sarf edilmeye de devam ediyor. Ancak son olarak ortaya çıkan bu direniş hareketi Filistin halkının izzet ve şeref sahibi olduğunu, Filistinli gençlerin kısa bir süre önce Gazze’de kazanılan zaferin yolunun müdavimleri olduklarını açıkça ortaya koyuyor.

Şekle gelecek olursak, yepyeni bir direniş türüyle karşı karşıyayız. Bir aileden iki kişi istişhad eylemi gerçekleştiriyor. Son eylem bir sinagogun içinde silahla gerçekleştirilirken bir önceki eylem ise arabayla yapılıyor. Tüm bunlar bu eylemlerin ciddi bir içeriğe sahip olduğunu, Filistin halkının Siyonistlerin hesap edemediği büyük bir potansiyel taşıdığını ortaya koyuyor. Öyleyse bu intifadanın nasıl bir intifada olduğunu tartışmanın bize ne faydası olabilir? Son iki haftada yaşananlar önceki hiçbir intifada döneminde yaşanmadı. Çünkü bu kez olayların merkezi çok farklı… Kudüs… Zamansal olarak bir zaferin devamındaki süreç yaşanıyor. Direnişin şekli ise alışılmışın dışında… Elhamdülillah…

Bugün tarihi bir olaya tanık oluyoruz. Bugün Filistin’de yaşananlar bir müjde niteliğindedir. Tüm dünya İsrail’i aklamaya çalışsa da, herkes tarihi gerçekliklerin üstünü örtmeye ve bu toprakların İsrailoğullarına vaat edilmiş topraklar olduğuna tüm dünyayı ikna etmeye çalışsa da bugün yaşananlar doğruyu savunmaktan asla vazgeçmeyeceğimizin habercisidir: Bu topraklar onlar için ancak yok olacaklarının vaat edildiği yerlerdir.

Diğer yanda tüm dünya bu ruhun kırmızıçizgi içerisinde, Kudüs’te hala korunuyor olması karşısında şaşkınlık yaşıyor. Siyonistlerin batıdan ve Amerika’dan aldıkları destek sayesinde tarihi gerçekleri çarpıtıyor olmalarına rağmen hiçbir başarı elde edemedikleri gözler önüne serildi. İsrail’in yok olması Kuran’da ve Tevrat’ta yer alan tarihi bir meseledir. Ancak İslami veya ulusal gayeyle çalışan taraflar öncelikler listesinin başına İsrail’in yok olması meselesini alamamışlar, üstelik bu anlamda kültürel bir çalışma da yürütmemişlerdir.

Yine bu bağlamda bugün, bölgede yaşanan büyük ya da küçük her olayın Siyonist oluşumun bekasının temini için olduğu unutulmamalıdır: Suriye, Irak, Mısır ve Libya bu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır. Bu bölgelerde yaşanan tüm çatışmalar direnişi ve gerçek İslami ulusal ruhu engellemeyi amaçlamaktadır. Yaşanan olaylar karşısında gözlemciler tarafından yapılan yorumlarda İslam’ın cinayet ve kavga dini olduğu, İsrail’in değil Arapların yok olmaya yüz tuttuğu ifade edilmektedir. Bu anlamda eğer istişhad eylemleri doğru bir şekil üzere gerçekleştirilebilirse üzerimizde oynanan komplolara büyük bir darbe vurmayı başaracaktır, diyebiliriz.”

 

Published in Rapor

İran İslam Cumhuriyeti Meclis Başkanı Ali Laricani ve İran Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Shamkhani, Gazze zaferi dolayısıyla direniş liderlerini arayıp İran’ın tebriklerini iletti.

İran İslam Cumhuriyeti Meclis Başkanı Ali Laricani ve İran Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Shamkhani, Gazze zaferi dolayısıyla direniş liderlerini arayıp İran’ın tebriklerini iletti.

“İran, Filistin tamamen özgürleşinceye Filistin halkına desteğini sürdürecektir.”

 Hamas siyasi büro lideri Halid Meşal’le telefonda görüşen İran Meclis Başkanı Ali Laricani, direnişin zaferinden dolayı tebriklerini sunarken, “direniş, işgal altındaki toprakların kurtuluşunun ve Filistin halkının haklarının alınmasının tek yolu direniştir” dedi.

Siyonist rejimin Gazze’ye yönelik saldırılarını “alçakça bir soykırım” olarak tanımlayan Laricani, “İran İslam Cumhuriyeti Kudüs tamamen özgürleşinceye kadar Filistin halkına elinden gelen her desteği sunacaktır” dedi.

İran İslam Cumhuriyeti Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Shmakhani de Hamas siyasi büro başkanı Halid Meşal ve Filistin İslami Cihad lideri Ramazan Abdullah Şallah ile yaptığı telefon görüşmesinde, Filistin halkının Siyonist düşman karşısında kazandığı zaferden dolayı tebriklerini sunarak “Tahran her zaman Filistin direniş güçlerini destekledi, bütün Filistin özgürleşinceye kadar da bu desteğini sürdürecektir” dedi.

“İran Batı Şeria’yı Silahlandırmaya Başladı”

İran İslam Cumhuriyeti Besic ordusu komutanı Muhammed Rıza Nakdi, “İran Batı Şeria’daki Filistinlilerin silahlandırılması çabalarını yoğunlaştırdı. Batı Şeria’nın silahlandırılması başladı, silahlar bu bölgedeki Filistinliler silahla donatılacaktır. Bu süreç İsrail’in yok oluşunu beraberinde getirecektir” dedi.

Nakdi konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Siyonistler şunu çok iyi bilmeli ki, bir sonraki savaş mevcut sınırlarda kalmayacak, mücahitler Siyonistleri geri püskürtecektir.”

Nakdi konuşmasında Gazze direnişinin silah, cephane, eğitim ve teknik bilgilerin de İran tarafından sağlandığını sözlerine ekledi

Published in Rapor

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve beraberindeki kabineyi kabul eden İslam İnkılabı Rehberi, hükümete yeni tavsiyelerde bulundu.
İslam İnkılabı Rehberi İmam Seyyid Ali Hamenei Çarşamba sabahı İran Cumhurbaşkanı Ruhani ve kabine üyeleriyle yaptığı görüşmede toplumda psikolojik huzurun sağlanması, enflasyonun kontrolü, döviz fiyatlarında istikrar ve sağlık projelerinin hayata geçirilmesinden hükümetin değerli girişimleri olarak söz etti ve inkılapçı bir ruhla direniş ekonomisi politikalarının uygulanması, yerli üretime dayanılması, tarım ve sanayi sektörlerine özel ilgi, başta Amerika'nın müdaheleleri olmak üzere bölgesel ve uluslararası sorunlar karşısında açık ve net bir tavır takınılması, kabine içerisinde insicam, sistem içindeki kırmızı çizgilere riayet olunması ve insaflı eleştiriler karşısında olgun tepkiler verilmesi gibi tavsiyelerde bulundu.

İslam İnkılabı'nın ilk yıllarında cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık yapan Muhammed Ali Recai ve Muhammed Cevad Bahüner'in şehadet yıldönümünü içeren hükümet haftası münasebetiyle gerçekleştirilen bu görüşmede bu iki şehidin hatırasını övgüyle anan Ayetullah Hamenei, Recai ve Bahüner'in inkılapçı bir ruhla ve Allah rızasını gözeterek hareket ettiklerini hatırlattı ve şu anda İslam Cumhuriyeti'nde hizmet veren yetkililerin de aynı şekilde hareket etmelerini öğütledi.

İnkılap Rehberi, görüşmede İran Cumhurbaşkanı Ruhani tarafından hükümetin son bir yıldaki faaliyetleri hakkında sunduğu rapora değinerek şöyle konuştu: ‘Hükümetin faaliyet raporu, halkın bilgilendirilmesi amacıyla kamuoyuna aktarılmalı ve bu bağlamda dakik istatistikler sunularak, abartılı beyanlardan kaçınılmalıdır. Böylece halkın geleceğe olan ümidi arttırılabilir. Halkın ümitleri yalnızca bu tür raporlarla artmaz ve verilen vaatler pratik sonuçlarla halka gösterilmelidir. Öncelikle, çalışma ve faaliyet ile halka hizmet girişimlerine süreklilik kazandırılmalı ve teferruatta ve marjinal konularda kaybolmamaya özen gösterilmelidir. Hükümet içindeki insicam korunmalı ve kabineden tek bir ses yükselmelidir. Siyasal kavgalar ve sloganlarla toplumun kutuplaştırılmasından uzak durulmalıdır.'

 İmam Hamenei önceki hükümetler hakkındaki mübalağalı ve insaf ölçülerinin dışında serdedilen bazı açıklamaları hatırlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Eğer bu açıklamalarda insafsızlık varsa, gelecekte de bizim hakkımızda insafsız açıklamalarda bulunulacak demektir. Eğer önceki dönemlerde sürdürülen siyasetler ve girişimleri beğenmiyorsak, en iyi yol onların pratikte ıslahıdır ve bu yöntem, görüş açıklamasından daha da iyidir.'

İslam İnkılabı Rehberi daha sonra hükümetin bölgesel ve uluslararası sorunlar karşısındaki net ve kesin tavırlarını ‘iyi girişimler' olarak değerlendirdi ve hükümetin Filistin, siyonist rejim, Gazze, Suriye, Irak, tekfirciler ve Amerika'nın müdaheleleri karşısındaki tutumunun İslam Cumhuriyeti nizamının yararına olduğunu ve diplomasi ve müzakere teamülüne de aykırı düşmediğini vurgulayarak, bu konulardaki şeffafiyetin, İslam nizamının genel çerçevesini ve milletler arasındaki stratejik arka planını koruyacağının altını çizdi.

Published in Rapor