Displaying items by tag: İsrail

Direniş komutanlığı planı koydu. Seçkin gruplar uygulamaya başladı. İşgal edilmiş çiftliklerde her fısıltı ve hareket diğer alanlarda meşgul olmasına rağmen düşmanla sınır boyunca uyanık ve hazır olarak kalan Direniş’in kontrolündeydi.


Direniş Çarşamba İsrail’e, işgal altındaki Şeba çiftliklerinde içinde yenilik, deneyim ve sürprizin bulunduğu sofistike bir operasyonda ağır darbe indirdi.

Lübnan es-­Sefir gazetesi, İsrail’in Kunaytra’ya saldırısından sonra Direniş komutanlığı içinde Tahran ve Şam’la danışılarak karşı seçenekler için detaylı görüşmeler meydana geldiğini, İsrail’in güneyden Golan’a uzanan cephe boyunca yeni oldu bittiyi dayatma girişimini ve angajman kurallarını değiştirmekte Kunaytra saldırısının etkilerini istismar etmesini engellemek için en hızlı bir şekilde cevap verilmesinin kararlaştırıldığını belirtti.

Direniş’in ilgili askeri grupları çiftliklerde vurulacak hedefi, uygulama zamanını ve yerini belirlemek için gözetleme yapması için görevlendirdiğini yazan gazete şunlara değindi: “Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın konuşması, Direniş’in görevini yapabilmesi için Cuma’ya ertelendi. Nasrallah konuya son noktayı koydu: ‘Konuşma öncesinde cevap verilecek. Bu bizimle İsrail arasında açık hesapta ilk parti.’ Direniş komutanlığı planı koydu. Seçkin gruplar uygulamaya başladı. İşgal edilmiş çiftliklerde her fısıltı ve hareket diğer alanlarda meşgul olmasına rağmen düşmanla sınır boyunca uyanık ve hazır olarak kalan Direniş’in kontrolündeydi. Direniş tarafından, saha verileri görüntüsünün tamamlanmasıyla uygulama kararı alındı. Operasyona hazırlık grubu salı günü operasyona başladı. Düşmanın ilgisini ve dikkatini o bölgeye çekmek için işgal edilmiş Golan’a iki füze atıldı. Direnişin beklediği şekilde İsrail’in tepkisi geldi. Bu sırada Kunaytra Şehitleri Grubu karmaşık coğrafi ve keşfedilmemiş bölge kapsamında işgal edilmiş çiftliklerde ön mevzilerde gecesini geçiriyordu. Düşmanın gözetleme ve kontrol cihazlarını aşmayı başardıktan sonra, mesajı iletecek sofistike silahlarla donatılmış olduğu halde hedefin geçmesini bekliyordu. Dün (Çarşamba) binbaşı rütbesinde bir subay, astsubay ve 10 askeri içeren İsrail askeri konvoyu geçti. Konvoy, pusu unsurları atış menzilinde olduğu zaman gündüz vakti 4.nesilden Kornet türü gelişmiş 6 füze ile hedef alındı. Saniyeler içinde düşman zırhlı araçları doğrudan isabet aldı. Araçların içinde bulunan askerler ve subaylar saldıranlara karşılık vermek ve çatışmaya girmek için fırsat bulamadılar. Grup görevini başarıyla tamamladı. Direnişçiler saflarında herhangi bir isabet kaydedilmeksizin Lübnan derinliğindeki mevzilere hızlı bir şekilde geri çekildi. Direniş’e bağlı füze grupları ve topçu sınıfı saldıran güçlerin geri çekilmesine el-­Gacer, el­-Abbasiye, Rimsa, el­-Alem ve el­-Semaka’da düşman mevzilerini havanla bombalayarak destek verdi.

Published in Rapor

Batı Şeria’yı silahlandırmak İran’ın genel askeri politikasıdır…


İsrail saldırısında hayatını kaybeden Hizbullah üyelerini anmak için Tahran’da düzenlenen merasiminde konuşan İran Savunma Bakanı Hüseyin Dehkan, İsrail’in saldırısına uygun zaman ve mekanda misillemede bulunacaklarını söyleyerek, “Siyonistlerin saldırısı yanıtsız kalmayacak” diye konuştu.

Dehkan, Batı Şeria’da İsrail’e karşı savaşan grupları silahlandıracaklarını kaydederek, “Batı Şeria’yı silahlandırmak, İran’ın genel askeri politikası ve biz bu yolda tüm kapasitemizi kullanacağız” ifadesini kullandı.

İran Savunma Bakanı, ülkesine karşı askeri saldırı tehditleri ve olası bir saldırı ihtimalinin sorulması üzerine, “Eğer Amerikalıların cesareti varsa saldırsınlar” cevabını verdi.

İmam Hamanei Kasım ayında yaptığı bir konuşmada, “İsrail’e karşı Gazze gibi Batı Şeria’nın da silahlandırılması gerektiğini” söyleyerek bu konuda ilk sinyalleri vermişti.

ajanslar

Published in Rapor

İran Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Başkanı Ayetullah Ekber Haşimi Rafsancani, vicdan azabı ve huzursuzlukların İsrail halkının başına bela olduğuna işaret ederek, işgal altındaki toprakların hiçbir noktasının Siyonistler için güvenli olmadığını belirtti.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Genel Sekreteri Ahmed Cebrail ve beraberindeki heyetle görüşen Ayetullah Rafsancani, Filistin olayının dünya ve özellikle Müslümanlar için özel bir mesele olduğuna işaret ederek “O günlerde ihtilaf içinde olan Doğu ve Batı, Orta Doğu’nun merkezinde çok amaçlı sömürge üssünü kurdular.”dedi.
60 yıldan beri Filistin halkının sorunlarına işaret eden Ayetullah Rafsancani “Filistinli savaşçılar ve mücadele öncüleri dünya halkının gönlünde saygı değer bir yere sahip.”dedi.
Filistin halkının tarihin kahramanları olduğuna değinen Rafsancani, “Çektiği eziyet ve sıkıntılardan dolayı Filistin halkı, dünyanın özgürlükçü halkların gönlünde taht kurdu öyle ki tüm dünyada devrimci halk ve savaşçılar, Filistinlilerin Siyonistlere yönelik mücadele tarihinden dersler çıkartıyorlar.” dedi.
İsrail’in tarihî yenilgi sürecinin başladığına işaret eden Ayetullah Rafsancani, işgal altındaki topraklardan son yıllardaki üç savaşı anlattı.
Ayetullah Rafsancani şöyle konuştu: “Bir kez Lübnan’da Hizbullah mücahitleri sonra da iki kez Gazze’de savaşçılar Siyonist rejim ordusunu yendi. Filistin halkının direnişi ve İsrail halkının korkusu, Siyonistlerin gerileme sürecini hızlandırıyor.”
Görüşmede Cebrail de Filistin halkının nihaî zaferini umduğuna işaret ederek, Filistinli gençlerden bir neslin nihaî zaferi kutlayacağını belirtti.

Published in Rapor

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu, İran konusunda 11 Şubat’ta Kongre’nin ortak oturumuna hitap etmesi için davet etti.

Netanyahu’ya davet mektubu gönderen Boehner, yaptığı yazılı açıklamada, “Başbakan Netanyanu ülkemizin büyük bir dostudur ve bu davet, onun halkının güvenliği ve refahına olan sarsılmaz bağlılığımızı da beraberinde taşımaktadır. Bu zorlu zamanda, Başbakan Netanhayu’yu ‘radikal İslam ve İran’ın güvenliğimiz ve hayat tarzımıza oluşturduğu ağır tehditler’ konusunda Kongre’ye hitap etmeye çağırıyorum. Amerikalılar ve İsrailliler ortak amaç ve ideallerde her zaman birlikte durdu ve şimdi tekrar zorluklara karşı koyma zamanı” ifadelerini kullandı.

ABD’deki son ara seçimlerde her iki kanadı da İran’a karşı sertlik yanlısı Cumhuriyetçilerin eline geçen Kongre’de, İran’a karşı yeni bir yaptırım tasarısı için hazırlıklar hızlanırken, Başkan Barack Obama ise İran’la müzakereler devam ederken yeni yaptırımlar geçirmenin sürece zarar vereceği uyarısında bulunarak, masasına bir yaptırım tasarısı gelirse bunu veto edeceğini belirtiyor.

Netanyahu daha önce Temmuz 1996 ve Mayıs 2011’de ABD Kongresi’nin ortak oturumlarına hitap etmişti.

Published in Rapor
Tagged under
Çarşamba, 21 Ocak 2015 00:00

Ben Charlie Değil, Ortadoğu'yum

غفر الله لنا ولكم
Ünlü ve küstah mizah dergisi Charlie Hebdo'nun Paris'teki bürosuna düzenlenen saldırı sonucu 12 kişinin yaşamını yitirmesinin ardında terörizm lanetli yüzünü bir kez daha gösterdi.


Terör, hangi gerekçelere dayandırılırsa dayandırılsın başta sevgi ve kardeşlik dini olan İslam dininin mensubu olan Müslümanlar olmak üzere hiçbir insanın kabul etmeyeceği bir vahşettir. Faili kim olursa olsun ve kime karşı işlenirse işlensin terör, vahşi bir eğilimdir.
Her insan gibi bizlerde Fransa'da düzenlenen menfur terör eyleminin insanlık suçu olduğu kanısındayız. Zira hiçbir gerekçe sivil ve masum insanların öldürülmesini haklı ve meşru çıkaramaz. İnsanın yaşam hakkını elinden alan terörizmin failleri ve finansmanları kendilerini ne kadar da demokrasi havarileri olarak göstermeye çalışırsa çalışsınlar katildirler, kanla beslenen insanlık yoksunu kimselerdir.
Ama şu da var ki, teröristler sadece Avrupa'da boy göstermiyor. Terörizm sadece Paris'te can almadı. Bugün Ortadoğu, teröristlerin cirit attığı, kolaylıkla ürediği bir merkez haline gelmiştir. Ortadoğu, müsebbip ve niyetleri belli olanların kirli planlarını hayata geçirmeye çalıştığı kaos coğrafyasına dönüştü.
Müslüman coğrafyada kaldırdığınız her taşın altından "etnik veya mezhep savaş" sloganlı yeni bir tarihi hesaplaşma ya da bir paylaşım planı görürsünüz. Her geçen gün biraz daha belirsizlik girdabına sürüklenen bu coğrafyada selefi, radikal vb. terör grupları, maşaları oldukları oyun kurucularının da desteğiyle ayakta kalma imkânı buldu. Ortadoğu'yu kan gölüne çevirdi.
Tarihin her sayfasında terörü imal ve ithal eden ülkeler, maşalarının da yardımıyla İslam dünyasında ölüm yağdırmıştır. Terörizmin kuluçkası sözde dünya liderleri bu topraklara yılların tüketemediği ve tüketemeyeceği kinlerini kusmuştur.
***
Neden?
Neden; Başta katil Netanyahu olmak üzere teröre karşı yürüyen liderler Irak, Suriye, Mısır, Filistin, Bahreyn ve daha nice İslam ülkelerinde 12 kişi değil yıllardır öldürülen, çoğunluğu kadın ve çocuk olan milyonlarca sivil ve masumlar için sokaklarda boy göstermedi?
Neden; Paris Cumhuriyet Meydanı'na 1 milyon insanı aynı anda toplamayı beceren dünya liderleri aynı hassasiyet ve olgunluğu öldürülen Müslümanlar için de göstermedi?
Neden: Bugün Ortadoğu'da istediği gibi hareket edenler, "ifade özgürlüğü" adı altında Müslümanların en kutsal değeri olan Hz. Muhammed'e (s.a.a) hakaretin yaratabileceği tepkiyi hesaplayamadı?
Nijerya'da Boko Haram terör örgütü bir gecede yaklaşık 2 bin kişiyi acımasızca katletti.
Mizah dergisine saldırıda sadece bir gün sonra Yemen'in başkenti Sana'da düzenlenen intihar saldırısında 37 kişi hayatını kaybetti.
İsrail sadece 51 günde, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 2 bin 145 kişiyi katletti.
Suriye'de bugüne kadar yarım milyona yakın insan batının ithal ettiği teröristlerin kurbanı oldu.
Neden; Petrol için cinayet işleyen ve Ortadoğu'nun sınırlarını değiştirmek hayali kuranlar Irak'ta 1.5 milyon Müslüman öldürülürken sokağa çıkmadı?
Neden; Peygambere hakareti bile ifade özgürlüğü kapsamında ele alan batı, Suudi Arabistan'da ve Bahreyn'de sadece "düşüncelerini özgürce ifade ettikleri" için bugün hapiste olan Şeyh Nemr ve Şeyh Salman için yürümedi?
Müslüman oldukları için mi? Yoksa Fransa vatandaşı olmadıkları için mi?
Neden; Fransa'nın yaşadığı terör saldırısını her gün yaşayan Müslüman ülkeleri görmezden gelerek "hepimiz Charlie'yiz" diyenler, "Hepimiz Şam'ız", "Hepimiz Bağdat'ız", "Hepimiz Yemen'iz", "Hepimiz Nijerya'yız" diyemedi?
Paris'te sokaklara dökülen 1 milyon insanı geçelim.
Neden; Ülkemizde bile "Hepimiz Charlie'yiz" diyenler Filistin'de devlet terörü estiren İsrail'e karşı bir gün olsun sokaklara çıkıp "Hepimiz Filistin'iz", "Hepimiz Kudus'üz" demedi?
"Müslümanların Hz. Muhammed betimlemesine karşı hassas olduğunu biliyoruz" diyen ABD sözcüsü, saldırıdan sonra bile Peygamber karikatürü ile Müslümanları tahrik etmeye devam eden mizah dergisinin küstahlığını onaylarken en azında düşünce olarak kime dost kime düşman olduğunu ortaya koymuyor mu?
Medyanın tutumuna değinmiyoruz bile. Zira batının ikiyüzlü olduğu bir dünyada medya yüzsüzdür.
Son bir söz;
Hz. Hüseyin'in (a.s) özgürlük mesajını canlı tutmak için matem programları düzenleyen Şia'ya "bu programlar kabuk tutan yarayı kaşımaktır" diyen sözde aydınlar, dekanlar, profesörler neden ABD sözcüsünün "Müslümanların Hz. Muhammed tasvirine karşı hassas olduğunu biliyoruz" açıklamasına "Müslümanların yarasına tuz basmak" olarak tepki göstermiyor?

Published in İÇten Gelen Yazilar

İran Devrim Muhafızları tarafından yapılan açıklamada, Devrim Muhafızları’na bağlı güvenlik teşkilatının, İsrail’in İranlı bir nükleer bilim adamına düzenleyeceği suikastı engellediği ifade edildi.

 Öte yandan yapılan açıklamada, düzenlenen başka bir operasyonla da IŞİD’in İran’a ait bir uçağı kaçırmasının önüne geçildiği belirtildi.

islamanaliz

 

 

Published in Rapor
Cumartesi, 06 Aralık 2014 00:00

Hizbullah füzeleri İsrail’i yok edebilir

Kudüs Ordusu İkinci Komutanı General İsmail Kaani, bugün İsrail dünyanın en güvensiz noktası olduğunu, Hizbullah füzeleri İsrail’i yok edebilecek güçte olduğunu vurguladı.

 
Bir törende konuşan General Kaani, bugün Hizbullah’ın korsan İsrail’e doğru fırlattığı füzelerin menzili bu rejimin en uzak noktasına kadar ulaşabildiğni belirtti.

 General Kaani, Hizbullah füzeleri Gazze’ye de ulaştığını ve Gazze’den de İsrail’e doğru fırlatılabildiğini kaydetti.

Amerika İran’ı dize getirmeye çalıştığını belirten General Kaani, oysa İran milleti izzetle yaşadığını ve Amerika karşısında güçsüz olmadığı gibi asıl Amerika ve istikbarı İran karşısında zillete düşürdüğünü vurguladı.

General Kaani ayrıca, İsrail’in güvenliğini tehdit eden füzelerin Filistin topraklarında imal edildiğini ifade etti.

 

Published in Rapor
Tagged under

İran Dışişleri Bakanlığı: Dünya’daki güvensizliğin ve istikrarsızlığın sebebi Filistin’in işgalidir; Filistin Sorunu işgalin sona ermesiyle çözülür
 
İran Dışişleri Bakanlığı tarafından Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü münasebetiyle yapılan yazılı açıklamada, dünyadaki güvensizliğin ve istikrazlığının ana sebebinin Filistin’in işgali olduğu ifade edildi.

Açıklamanın devamında Filistin’in işgalinin ve Siyonist İsrail tarafından Kudüs halkına karşı işlenen organize suçların, dünyadaki krizin devam etmesinin arkasındaki asıl sebep olduğu vurgulandı.

İran Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Siyonist İsrail’in işlediği suçların hem Ortadoğu’daki ve bütün dünyadaki sorunların ve krizlerin kaynağı olduğu, hem de dünyadaki güvensizliğin ve istikrazlığında sebebi olduğuna işaret edildi.

Dışişleri Bakanlığı, İran’ın Filistin’in halkının insani ve özgürlükçü hedeflerini desteklediği ve desteklemeye devam edeceğini vurguladı.

Açıklamada Uluslar arası topluma, Filistin krizinin köklerine inilmesi için gerekli ihtimamın gösterilmesi ve Filistin sorunun çözümü için yol aranması çağrısı yapıldı.

İran Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Filistin sorununun ancak ve ancak işgalin sona ermesiyle, Filistinlilerin haklarını elde etmesiyle ve mültecilerin vatanlarına dönmesiyle mümkün olduğu ifade edildi.

Açıklamanın sonunda Siyonist İsrail’in Kudüs’teki İslam mirasını hedef alması, Mescid-i Aksa’ya saldırması ve Yahudi Devleti projesini ilan etmesi kınanarak, bu eylemlerin sonucunda bölgede ve dünyada aşırılığın ve şiddetin artacağı uyarısında bulunuldu.

islamanaliz

Published in Rapor
Tagged under

Moskova Üniversitesi’nde enerji ve enerji güvenliği üzerine çalışan Yardımcı Doçent Tuğçe Sevim Varol, İsrail’in güvenliği, S.Arabistan ve Katar’ın çıkarı doğrultusunda Orta Doğu’da Kürdistan projesinin devreye sokulduğunu söyledi.
 

 Irak’ın kuzeyinde bağımsızlığını ilan edecek Kürt devletinin yaşaması için Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e koridor açılacağını vurgulayan Varol, “Kürt koridorunun taşları döşeniyor. Türkiye, en büyük politik gollerden birini yedi” dedi.

İsrail’in güvenliği, S.Arabistan ve Katar’ın çıkarları için Irak’taki Bölgesel Kürt yönetimi Suriye’nin kuzeyinden açılacak bir koridor ile Akdeniz’e bağlanaca Moskova Üniversitesi’nde enerji ve enerji güvenliği üzerine çalışmalarını sürdüren Yardımcı Doçent Tuğçe Sevim Varol, İsrail’in güvenliği, Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerin çıkarları doğrultusunda Ortadoğu’da İran, Irak ve Suriye’den oluşan bir Şii bloğunun ABD ve NATO üyesi Batılı devletler tarafından istenmediğini belirterek, bunun için Kürdistan projesinin devreye sokulduğunu söyledi. Irak’ın Kuzey’inde bağımsızlığını ilan edecek bir Kürt devletinin yaşaması için Suriye’nin Kuzey’in den Akdeniz’e bir koridor açılacağını vurgulayan Varol, şöyle konuştu:

Yeni yol planı

“Kürt koridorunun taşları döşeniyor. Amaç, Kerkük Ceyhan boru hattı ile Erbil’den gelen boru hattının birleştiği Fişabur’dan itibaren döşenmesi planlanan boru hattının yolunun üzerindeki güzergahı boşaltmak. Bu boru hattının Halep üzerinden geçirilerek Lazkiye’de Akdeniz’e ulaştırılması planlanıyor. Fişabur’dan Ayn el-Arap’a doğru yeni bir çıkış yolu planlanıyor. Buraları da tabii ki Peşmergeye verilecek. Kesinlikle ve kesinlikle ben buraya giren peşmergenin hiç bir şekilde geri çıkacağını düşünmüyorum. Mümkün değil. ABD, Ayn el Arap’ı tekrar Esad’a geri vermek için mi yardım etmiyor. Şunu da gözlemliyoruz. Her geçen gün Barzani bir devlet başkanı statüsüne yükseliyor.”

Türkiye gol yedi

Varol, Türkiye’nin tarihindeki en büyük dış politika gollerinden birini yediğini kaydederek, şöyle konuştu: “Çünkü, Bölgesel Kürt yönetimi ile kurduğu enerji politikaları ile zannetti ki, Barzani kendisine bağlanacak. Onun bütün enerji çıkışları Türkiye’den olacak. Ama Barzani Türkiye’den çıkışın değil, Suriye’den çıkışın peşinde. Türkiye’nin düşman sayısı daha fazlalaştı. Esad var, PKK var, PYD var, IŞİD var.

Peşmerge bile Türkiye’nin müttefiki değil. Türkiye bu sözde çözüm sürecinde PKK’ya o kadar çok göz yumdu ki PKK’nın orada devletçilik oyunu oynamasına. Şimdi Türkiye bundan pişman oldu ve geri adım atmaya çalışıyor. Ama iş öyle kritik bir noktadaki şimdi devletleşmeye çalışan Kürdistan, PKK’nın o bölgede kazandığı otoriteyi kaybetmesini istemiyor. Çünkü, peşmergenin PKK’ya da ihtiyacı var. IŞİD ile savaşmasında. Türkiye şu anda PKK’ya tekrar ‘Sen teröristsin’ tanımlaması yapmaya çalışıyor. İki yıldır yapmıyordu biliyorsunuz. Ama bu sefer karşısında koca bir blok var. Bu koca bloğun arkasında da bir ABD gölgesi var.

 

ajanslar

Published in Rapor

Onların İran’dan alınma 10 bin adet roketleri ve üretim imkanı bulunan know-how roket üretim sistemine sahip donanımlı bir orduları vardır
 

Washington Post gazetesine bir demeç veren İsrail Savunma Bakanı Moşe Yaalon, İsrail istihbarat birimlerinin Hamas’ın Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ı ve Ramallah’taki Filistin hükümetini devirmeye yönelik komplo planını ortaya çıkardığını iddia etti.

İsrail Savunma Bakanı aşırıcılık yanlılarının Batı Şeria’da da egemenlik kurmayı planladıklarına dikkat çekti.

İsrail Savunma Bakanı Moşe Yaalon konu ile ilgili açıklamasında “Biz yakın bir zamanda Ramallah bölgesindeki “terörist” ağını ortaya çıkardık ve HAMAS üyesi 96 “teröristi” tutukladık. Bu kişiler İstanbul’da bulunan Saleh al Arouri adlı bir kişinin yönetiminde bulunup yönlendiriliyorlardı. Biz Abu Mazen’i (Mahmud Abbas) devrim hareketine karşı kurtardık. O durumda Batı Şeria’da HAMAS yönetiminde İran silahlarına sahip bir oluşum meydana gelebilirdi” ifadelerine yer verdi.

Yaalon HAMAS’ın eskiden olduğu gibi Gazze Şeridi’nde meydana getirdiği egemenlikle İsrail için tehdit oluşturduğunu, HAMAS’ın İsrail’in varolma hakkını reddederek ülke topraklarına roket saldırıları düzenlemeye devam ettiklerini vurguladı ve “Onlar sıradan bir “terör örgütü” değildir. Onların İran’dan alınma 10 bin adet roketleri ve üretim imkanı bulunan know-how roket üretim sistemine sahip donanımlı bir orduları vardır” dedi.

 

Published in Rapor
Tagged under