کارگر

کارگر


 İran Milli Grekoromen Güreş Takımı, Norveç'te düzenlenen 2021 Dünya Şampiyonası'nda 4 altın, 2 bronz ve 146 puanla ikinci oldu. İran Milli Serbest Güreş Takımı ise daha önce 3 altın, 3 gümüş ve 1 bronz madalya ile dünya üçüncüsü olmuştu.

Norveç'in başkenti Oslo'da düzenlenen Dünya Güreş Şampiyonası'nda Meysam Delhani (63 kg), Muhammedrıza Gerayi (67 kg), Muhammed Hadi Sarevi (97 kg) ve Ali Ekber Yusifi (130 kg) birer altın madalya kazanırken, Muhammedali Gerayi 77 kg'de ve Pejman Paştam 82 kg'de birer bronz madalya kazandı.

İran takımı 146 puanla takım sıralamasında ikinci sırada yer aldı. Rusya ve Azerbaycan sırasıyla 152 ve 107 puanla birinci ve üçüncü oldu.

İran Milli Güreş Takımı ilk kez 2014 yılında dünya şampiyonluğunu kazandı ve bu akşamki ikincilikten önce 2009'da bir ikincilik ve 2011 ve 2017'de iki üçüncülük elde etmişti.

1961'den beri Japonya'nın Yokohama kentinde düzenlenen Dünya Şampiyonasına katılan İran Milli Güreş Takımı tarihinde ilk kez, milli takım 4 finalisti varken 4 altın madalya kazandı.

İran Milli Güreş Takımı da Norveç'te düzenlenen 2021 Dünya Kupası'nda madalya kazanma rekoru kırdı ve 6 madalya kazanarak tarih yazdı.

Bu yarışmalardan önce, 2-5 Ekim tarihleri ​​arasında Norveç'in başkenti Oslo'da düzenlenen 2021 Dünya Serbest Güreş Şampiyonası'nda İran takımından Hasan Yezdani (86 kg), Kamran Kasımpur (92 kg)   Emir Hüsein Zare (125 kg) altın madalya ve Alirıza Serlek (57 kg), Emir MUhammed Yezdani (65 kg) ve Muhammed Nohodi (79 kg) gümüş madalya ve Moctaba Golic (97 kg) bronz madalya kazandılar.

 Takım klasmanında İran Milli Serbest Güreş Takımı 162 puanla üçüncü sırada yer almayı başardı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bir mesaj yayımlayarak, milli güreşçilere dünya şampiyonasında başarılarından ötürü teşekkür etti.
İran’ın grekoromen güreş milli takımının Norveç’te düzenlenen dünya grekoromen güreş şampiyonasında dünya ikinciliği unvanını kazanmasının ardından Ayetullah Hamanei bir mesaj yayımlayarak, kahraman güreşçileri ve teknik direktörlerini tebrik etti.
Ayetullah Hamanei mesajında, başta gençler olmak üzere İran milletini sevindiren güreşçilere ve teknik direktörlerin teşekkür ederek güreş milli takımına daha büyük başarılar diledi.

 Eli kanlı katil rejim İsrail Türkiye’de yüzde 56,1 ile büyük düşman olarak nitelenirken, onu yüzde 41.1 ile ABD izliyor. Bu iki ülkeyi İngiltere takip ediyor.


  Türk halkı dostunu ve düşmanını artık tanımaya başladı. Yapılan anketler de bunu ortaya koydu: Türk milleti kendisine dost ve müttefikmiş gibi tanıtılan ama aslında en büyük düşmanları olan ABD ve İsrail’i artık düşman olarak görebiliyor. Eli kanlı katil rejim İsrail yüzde 56,1 ile büyük düşman olarak nitelenirken, onu yüzde 41.1 ile ABD izliyor.  Bu iki ülkeyi İngiltere takip ediyor.

Türkiye Kamuoyuna araştırma şirketi MetroPoll, Türkiye'de halkın yabancı ülkelere bakışına dair anket düzenledi. Haziran ayına ait araştırmada vatandaşlara "Aşağıdaki ülkelerin Türkiye ile ilişkileri hakkında görüşünüz nedir?" sorusu yöneltildi.  
ABD ve İsrail düşman
Verilen cevaplarda ABD ve İsrail düşman olarak görülüyor. İsrail yüzde 56,1 ile düşman olarak nitelenirken, onu yüzde 41.1 ile ABD izliyor.  Bu iki ülkeyi İngiltere takip ediyor.
Katar dost ve müttefik
Müttefik olarak Katar ilk sırada yer alırken Almanya'nın ikinci sırada çıkması dikkat çekti.
***
Kamuoyu araştırma şirketi Metropoll'ün "Kim Dost, Kim Düşman?" başlıklı anketinde çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Ankete göre, ankete katılanlar düşman kategorisinde ilk sırada İsrail’i görürken, işgal rejimini ABD ve İngiltere izliyor.
Metropoll'ün "Kim Dost, Kim Düşman?" başlıklı anketinin sonuçları açıklandı
Kamuoyuna araştırma şirketi Metropoll, Türkiye’de halkın yabancı ülkelere bakışına dair anket düzenledi. Haziran ayına ait araştırmada vatandaşlara “Aşağıdaki ülkelerin Türkiye ile ilişkileri hakkındaki görüşünüz nedir?” sorusu yöneltildi.
Anket sonuçlarına göre; Türkiye’deki yatırımları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilişkileri ve 400 milyon dolarlık uçak hediyesiyle dikkat çeken Katar ‘müttefik’ kategorisinde ilk sırada yer aldı. Katar’ı ‘gerekli ortak’ olarak görenlerin oranı ise yüzde 24 oldu. Almanya’nın ikinci sırada çıkması dikkat çekti. Rusya ise müttefik sıralamasında üçüncü oldu.

 Terör ve işgal devleti Siyonist İsrail istihbarat kurumu Mossad ve Siyonist yöneticiler İran'ın İsrail çıkarlarına karşı eylem hazırlığı içinde olduğu iddiasında bulundu.


  Siyonist rejim istihbarat kurumu/Mossad eski araştırma şefi Sima Shine, “İran'ın İsraillileri yurtdışında daha sofistike yöntemlerle hedef alması bekleniyor “ iddiasında bulundu.

İranlıların İsrail ile gizli operasyon ve suikastler peşinde olduğunu ve bunun için de yurtdışında komplo saldırılar peşinde olduğunu yazdı.

Mossad eski analisti, İran rejiminin radikalleştiğini ve bunun zaten daha aşırı bir İsrail karşıtı yaklaşımı da tetiklediğini belirtti.

İşgalci rejim Başbakanlığı Pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran'ın Kıbrıs'taki İsrailli işadamlarına yönelik suikast planının arkasında olduğunu doğruladı. Planlar Mossad istihbarat birimi tarafından anlaşılıp gerekli uyarılar yapıldıktan sonra da eyemin boşa çıktığı açıklandı.

İstihbarat uzmanı Danny Citrinowicz daha önce yaptığı açıklamada, İran'ın son aylarda güç kullanımını artırdığını ve İsrail'i askeri olarak da hedef alabileceğini söyledi. Daha önce rejimin çoğunlukla caydırıcılığa güvendiğini ve harekete geçmekte daha tereddütlü olduğunu belirten uzman, Tahran'ın yeni yaklaşımının geri tepebileceğini kaydetti.

Bu arada İsrail Silahlı Kuvvetleri (IDF) istihbarat şefi geçen hafta N12 News'e verdiği demeçte, ordu ve güvenlik hizmetlerinin İran operasyonları ve siber tehditlerinin yakından izlendiğini söyledi.

Orgeneral Tamir Haymani İsrail'in İran'ın Suriye'ye yerleşme çabalarına karşı savaş kazandığını ve İran silahlı kuvvetlerinin Suriye’ye yerleşmesine önemli ölçüde engel olduğunu da sözlerine ekledi.

Siyonist rejim İsrail istihbarat şefi Tamir Hayman, başka bir açıklamasında da uranyumu benzeri görülmemiş seviyelere kadar zenginleştirebilmesine rağmen İran'ın nükleer bombaya sahip olmaktan uzak olduğunu söylemişti.

Hayman'a göre, zenginleştirilmiş uranyum seviyeleri 'rahatsız edici' olsa da, İran'ın İsrail'i tehdit edebilecek çalışan bir nükleer bomba edinmeden önce hala gidecek çok yolu var.

"Daha önce hiç görmediğimiz hacimlerde zenginleştirilmiş bir miktar (uranyum) var ve bu rahatsız edici. Aynı zamanda, İran nükleer projesinin diğer tüm yönleriyle ilerleme görmüyoruz" dedi.

Hayman Walla ile yaptığı röportajda, “Bildiğimiz kadarıyla, yön değişmedi ve bir atılıma yönelmediler. Şu anda bombaya doğru gitmiyorlar. Belki uzak bir gelecekte" ifadesini kullanmıştı.

İran, önceki 2015 Nükleer anlaşmasına geri dönmek, çıkmak ve silahlanarak zenginleşmeye devam etmek de dahil olmak üzere "benzeri görülmemiş bir isyana" gitmek ya da yaptıklarından çok daha fazlasını başaracakları daha iyi bir anlaşmaya gitmek için üç seçenekle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Hayman, 'yapılması gereken doğru şey' İran ve nükleer programı karşısında diplomasi tarafında hareket ederken, ekonomik ve diplomatik araçlarla birlikte pratik ve güvenilir askeri seçeneklerin olması gerektiğini söyledi.

"Yapılacak en doğru şeyin İran'ı diplomatik tarafta istediğimiz yöne çekmek, daha iyi bir anlaşma peşinde koşmak olduğu konusunda hemfikir olalım."

İran nükleer silah arayışını her zaman reddetti, ancak nükleer savaş başlığı taşıyabilecek balistik füzelerin yanı sıra bu tür silahlar üretme kabiliyetini geliştirmeye devam ettiğine inanılıyor.

Aynı vesileyle Hayman, İran'ı İsrail Hava Kuvvetleri de dahil olmak üzere Tahran'a karşı askeri güç ve yetenekler konusunda da uyardı.

Hayman'a göre, Tahran'ın gelişmiş uçaksavar füzeleri, havadan havaya füzeler ve daha fazlasını konuşlandırmasına rağmen, İsrail Hava Kuvvetleri'nin saldırılarıyla başa çıkmakta zorluk çekmeye devam ediyor.

 Türk medyasının özellikle dindar görünen kanadı adeta yeni bir Gladyo sözcüsü gibi davranıyor ve Azerbaycan Cumhuriyeti'ni İran’a karşı kışkırtma çabalarıyla bölge düşmanlarının değirmenine su taşıyor.


 Tesnim Haber Ajansı’nın yorumunda “son günlerde Batı Azerbaycan eyaletinde düzenlenen "Hayber Fetihleri" tatbikatı sırasında Türkiye’de hükümet medyası ile AKP yanlısı medya organları, Bakü'yü Tahran'a karşı kışkırtmak için kasıtlı provokasyona başvurdu.” Denildi. İşte o yorum:
Bu arada tatbikatın amacının birliklerin muharebe hazırlıklarını yükseltmek, savunma yeteneklerini geliştirmek ve sınır güvenliğini korumak olduğunu belirten üst düzey İranlı siyasi ve askeri yetkililer, tatbikatın bir egemenlik hakkı olduğu için komşu ülkelerin karşı çıkmaması gerektiğini vurguladı.
Dolayısıyla Türk medyasının Azerbaycan Cumhuriyeti'ni İran’a karşı kışkırtma çabalarının hiçbir mantıkla bağdaşmadığını ve bölge düşmanlarının değirmenine su taşıdığını söylemek yanlış değildir.
Anadolu Haber Ajansı’nın Kışkırtıcı Sorusu
İlk profesyonel olmayan meslek ilkelerine uymayan eylem ise Türkiye'nin Anadolu Haber Ajansı tarafından yapıldı. Bu medya kasıtlı olarak Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile medyayı İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı kışkırtmaya çalıştı.
AA muhabiri planlı olarak İlham Aliyev’e şu soruyu yöneltti: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'la sizin sürekli dillendirdiğiniz 6'lı iş birliği platformunun oluşmasından bahsettiniz. Bu platform içerisinde İran'ın da adı geçiyor. Ancak geçtiğimiz günlerde İran'dan gelen tırların, Hankendi'ne gittiğine ilişkin görüntüler ortaya çıktı ve siz de şikayetinizi dile getirdiniz bu konularda. Hemen peşi sıra, İran sınırında İran askerlerinin tatbikat görüntüleri paylaşıldı. Bu konuda bir değerlendirmenizi almak isterim. Anlık bir şey miydi yoksa planlı, belli bir mesaj içeren hareketler miydi?"
Aliyev soruya: “Bu çok şaşırtıcı bir olaydır. Çünkü 30 yıllık bağımsızlık döneminde böyle olaylar olmamıştı. İlk olarak söylemeliyim ki her ülke kendi topraklarında istediği askeri tatbikatı yapabilir. Bu onun egemen hakkı. Buna kimse söz söyleyemez. Fakat bunu bir zaman kesitinde analiz ettiğimizde bunun hiçbir zaman olmadığını görüyoruz. Neden şimdi ve neden bizim sınırımızda? Bu soruları ben değil Azerbaycan toplumu soruyor. Bu soruyu dünyadaki Azerbaycanlılar soruyor.” cevabını verdi.
İlham Aliyev sözlerinin devamında, İran tırları hakkında ayrıntılı bilgi vererek anlaşmazlığın sona erdiğini itiraf etti. Fakat ilginç olan konu şu ki, AA ve AKP yanlısı medya, Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın anlaşmazlığın sona erdiğini duyurmasına rağmen tatbikat konusunu öne çıkarıyor. Bu, yaptıkları provokasyonun açık bir örneğidir.
Yeni Akit’ten İran İçin Çirkin Manşet
AKP'ye yakın gazetelerden biri olan, halifeliğin geri getirilmesini savunan ve Osmanlı İmparatorluğu'nu öven Yeni Akit, hem gazetede hem de internet sitesinde Türkiye’nin en güçlü komşusu İran’a düşmanlığını yansıtan haberler yayınladı.
Yeni Akit, İran aleyhine yaptığı haberde Azerbaycan'ın güçlenmesinin İran'ı korkutan bir konu olduğunu iddia ediyor!
Bu gazeteye şu sorulmalı: “Son 40 yılda masum insanları savunmak ve Müslüman ülkerin gücünü pekiştirmek için sürekli para harcayan bir ülke, komşusunun güçlenmesinden niçin korksun ki?”
Yeni Akit, internet sitesinde yer alan bir başka haberde, Hayber Fatihleri tatbikatının aslında Türkiye'yi hedef alan tehditkar bir askeri sinyal olduğunu ileri sürüyor!
Yeni Akit'in askeri tatbikat ile ilgili yorumunun ne olduğu belli değil, ancak net olan şu ki, bu gazeteyi üç Müslüman ülke arasındaki gerginlikten başka hiçbir şey sevindirmiyor.
Bazı Türk medya kuruluşlarının yanı sıra Twitter'da da fake ve troll hesaplar tarafından İran'a karşı kışkırtıcı paylaşımlar yapıldı.
Bunlardan biri, yıllardır İran’la ilgili sahte haberler paylaşan ve tweetleri Türk medyası tarafından da kullanılan aşırılık yanlısı bir fake hesabıdır.
Bu sahte hesap, attığı bir tweetle İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri’nin Bakü'yü 4 bin füze ile yok etmekle tehdit ettiğini iddia etti.
Normalde güvenilir bir kaynaktan alınan haberi yayınlayan medya kuruluşları, bu yalan haberi kaynak göstermeden yayınladı ve Hayber Fatihleri tatbikatının yapıldığı gecede sosyal medyada büyük yankı buldu.
AKP yanlısı medyanın tüm provokasyonlarına rağmen, İran İslam Cumhuriyeti sadece şu iki konuyu vurgulamıştır:
1. Sınırlarımızda Siyonist Rejim’in varlığını asla kabul etmeyiz.
2. Bölgede jeopolitik değişimlere ve sınırlardaki farklı davranışlara rıza göstermeyiz.
İran İslam Cumhuriyeti, bölgesel ve küresel gelişmelerde her zaman hoşgörü ve itidal ile sorunlarla yüzleştiğini ve aynı zamanda onuruna, ulusal saygınlığına, egemenliğine ve uluslararası haklarına yapılan en ufak bir saygısızlığı kabul etmediğini göstermiştir.
Halihazırda her türlü saldırıya karşı direnebilecek ve zafer kazanabilecek kadar yüksek bir siyasi ve askeri güce sahip olan İran’ın herhangi bir politikacının düşüncesiz ifadelerine veya fitne ateşini körüklemeye çalışan bazı medyalar kuruluşlarının düşmanca tutumuna sabır göstermesi onun meselelere ani heyecan ve kinin yerine siyasi bilinç ve farkındalıkla baktığını yansıtıyor. Çünkü kendisini bölgede istikrar, güvenlik ve barışın sağlanmasında önemli sorumlulukları olan bir ülke olarak görmekte ve diğerlerini de sorumluluk kabul etmeye ve birbirlerinin haklarına saygı göstermeye çağırmaktadır.

İran'ın Bakü Büyükelçisi Abbas Musevi, 'İran ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler o kadar güçlüdür ki, yabancı çevreler iki ülke arasındaki ilişkileri bozamaz' dedi.

Gazetecilere açıklamalarda bulunan Musevi, 'İran İslam Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti iki komşu olarak ve hem biz hem de Azerbaycan Cumhuriyeti yetkilileri olarak her zaman çok iyi, yakın ve samimi ilişkilere sahip olmuşuz. Bu ilişkilerin dostları, düşmanları ve kötü niyetli tarafları olduğunu biliyoruz' diye konuştu.

Son dönemde bazı medya ve sosyal medyada iki ülke arasındaki ilişkileri soğutmaya yönelik çabalara değinen Musevi, 'Dışarıdan beslenenler iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerini bozamaz. Biz ve Azerbaycan Cumhuriyeti hükümeti, bu oyunun İran ve Azerbaycan halklarından yana olmayan bazı kişiler tarafından tasarlandığını biliyoruz' ifadesini kullandı.

Azerbaycan, İran ve Türkiye çalışma merkezlerinin Bakü'deki son üçlü toplantısına atıfta bulunan Musevi, 'Bu toplantıda tüm bu konuları inceledik ve üçüncü şahısların ayaklarının karıştığını hepimiz anladık. İran halkı ve Azerbaycan yakın akrabadır ve Aras Nehri'nin iki yakasında yaşayan çok sayıda aile vardır ve başkalarının iki millete karşı söylediği çirkin sözler yakında sona erecektir' diye belirtti.

İran akaryakıt kamyonlarının Karabağ'a gitmesine değinen Musevi, 'Bu konu araştırıldı ve bazı nakliye şirketlerinin bu konuda keyfi davrandığı tespit edilerek, bu nedenle onları Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne saygı göstermeleri konusunda uyardık' açıklamasında bulundu.

İran İslam Cumhuriyeti'nin her türlü işgale karşı olduğuna işaret eden Bakü Büyükelçimiz, 'Biz her türlü işgal ve ayrılıkçılığın kınandığı ilke ve değerlere bağlıyız. İran İslam Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğüne destek veriyor. Devrim Lideri Ayetullah Hamanei, geçen yıl açıkça Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünün korunması ve saygı gösterilmesi ve Ermenistan tarafından işgal edilen tüm toprakların Azerbaycan'a dönmesi gerektiğini belirtti' diye ekledi.

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İran-Arabistan arasındaki görüşmelerin doğru yolda ilerlediğini fakat tarafların daha fazla görüşmeye ihtiyaç duyduklarını söyledi.

Beyrut ziyareti sonunda bir basın toplantısı düzenleyen Emir Abdullahiyan, Arabistan ile belirli konularda belirli anlaşmalara vardıklarını bu görüşmelerin yapıcı ve bölgenin yararına olduğunu söyledi.

İran ve Arabistan’ın öneli iki olduğunu ve bölge güvenliğinin güçlenmesinde çok önemli role sahip olduklarını ifade eden Emir Abdullahiyan, ‘’ Bize göre görüşmelerle bölge için aydınlık bir gelecek çizilebilir. Yakın zamanda İran’ın böldedeki barış ve istikrarla ilgili girişimlerinin sonuçlarını göreceksiniz. ‘’ dedi.

Lübnan yetkilileriyle görüşmelerine değinen Emir Abdullahiyan, İran’ın tüm alt yapı alanlarında Lübnan ile işbirliğine ve o ülkeyi desteklemeye hazır olduğunu belirterek, bölge devletleri ve milletlerinin ABD’ye Lübnan aleyhine ekonomik savaş ve abluka uygulama izninin vermeyeceğini söyledi.

Direnişin Lübnan’da özel yeri olduğunu ifade eden Emir Abdullahiyan, Lübnan Hizbullah’ının Lübnan milletinin savunanların ön safında yer aldığını söyledi.

İran’da Lübnan’a gönderilen yakıt yüküne değinen Emir Abdullahiyan, ‘’ Lübnan Hizbullah’ı Lübnan’ın İran’dan yakıt temin önerisi getirdi ve özel sektör de bu öneriyi gerçekleştirdi. Lübnan hükümeti İran’dan petrol ürünleri isterse biz bunu temin etmeye hazırız. ‘’ dedi.

Nükleer meseleye değinen Emir Abdullahiyan, bu konuda İran’ın belirleyici kıstasının ABD’nin davranışı ve ciddiyeti olduğunu ve İran’ın milletin menfaatleri temelinde Viyana müzakerelerine döneceğini söyledi.

Son zamanlarda İran ve Azerbaycan arasındaki meseleye değinen Emir Abdullahiyan, ‘’ Siyonist rejimin Azerbaycan topraklarında gizli servisinin faaliyeti Azerbaycan lehine değildir ve biz Siyonist rejime kolmşuluğumuzda casusluk faaliyeti yapma izne vermeyiz. ‘’ dedi.

Emir Abdullahiyan bir günlük Beyrut ziyaretinde Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı, Dışişleri Bakanı ile ikili ve bölgesel konuları masaya yatırdı.

İran Dışişleri Bakanı ayrıca Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah ile de görüştü.

Devrim Lideri İmam seyid Ali Hamanei, Afganistan'ın Kunduz vilayetinde bir camide meydana gelen patlama sonucu çok sayıda ibadetçinin hayatını kaybetmesinin ardından bir mesaj yayınlayarak, bu büyük cinayeti işleyenlerin cezalandırılmasını ve bu tür cinayetlerin tekrarının önlenmesi gerektiğini vurguladı.

Devrim Lideri'nin mesajında şu ifadeler kullanıldı:

'Allah'ın adı ile

Kunduz ilinin Hanabad ilçesi camisinde meydana gelen ve çok sayıda ibadet eden müminin ölümüyle sonuçlanan trajik olay bizleri üzmüştür.

Komşu ve kardeş Afganistan'daki yetkililerin bu büyük cinayetin kana susamış faillerini cezalandırmaları ve bu tür trajedilerin tekrarlanmaması için gerekli tedbirleri almaları kuvvetle beklenmektedir.

Cenab-ı Allah'tan bu olayın şehitlerine rahmet, yaralılara acil şifalar, yakınlarına sabır ve esenlik dilerim.

Seyyid Ali Hamanei 9 Ekim 2021'.

Cumhurbaşkanı Reisi'den Afgan halkına başsağlığı dileği

Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Afganistan'da çok sayıda masum insanın bir terör eyleminde şehit olması ve yaralanması nedeniyle yayınladığı taziye mesajında, 'Müslümanlar arasında ayrıştırmayı hedefleyen bu cinayet, insanlık dışılıkları ve din karşıtlıkları herkesçe bilinenler tarafından işlendi' ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Reisi mesajında şu ifadelere yer verdi:

'Allah'ın adı ile

Allah içiniz ve ona döneceğiz

Kutsal bir yerde ibadet eden çok sayıda masum Afganistanlının şehadet ve yaralanmasından dolayı Afganistan halkına ve tüm insanlık toplumuna taziyelerimi sunuyorum.

Müslümanlar arasında birlik ve beraberlik ayı olan Rabi ayının başında, ancak Müslümanlar arasında fitne çıkarmak amacıyla işlenen bu suç, insan ve din karşıtı doğası herkes tarafından aşikar olan kimseler tarafından işlenmiştir.

Bu tekfirci terör hareketinin gelişiminin ABD'nin destek ve planları ile gerçekleştiği ve son yıllarda ABD'nin Afganistan'daki IŞİD canilerinin faaliyetlerinin yaygınlaşmasını kolaylaştırdığı ve ortadan kaldırılmasını engellediği bir sır değil.

ABD'nin Afganistan'a yönelik yeni güvenlik projesinin bir parçası olan terör eylemlerinin devam etmesi ve dini fitne ile etnik fitnenin birleştirilmesine ilişkin endişe etmekle birlikte, İran İslam Cumhuriyeti'nin geçmişte olduğu gibi, Afgan kardeşlerimize tam destek sağlamak, Afgan grupları arasında kapsayıcı bir hükümetin oluşumu için hazır olduğunu vurguluyorum. Böylece Allah'ın izniyle Afgan halkı barış görebilecek.

Selam ve rahmet üzerinize olsun

İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Seyyid İbrahim Reisi'.

İran Milli Voleybol Takımı, Japonya'yı yenerek Asya şampiyonluğunu kazandı

 Asya Voleybol Şampiyonası'nın finali bugün saat 13:30'da başladı ve İran milli takımı Japonya'yı 3-0 mağlup etti.Bu maçin üç setini İran 27:25, 25:22 ve 31:29'luk skorlarla kazandı.
Milad Ebadipur, Meysam Salehi, Cavad Kerimi, Saber Kazemi, Ali Esgar Mocered, Emir Hüseyin Tohte ve Muhammed Reza Hazretpur bu oyunda İran'ın esas oyuncularıydı.

 Böylece İran bu yarışmalarda üst üste yedinci galibiyetini elde etti ve sadece bir set mağlubiyetle Asya şampiyonu oldu.İran Hong Kong, Tayland, Pakistan, Güney Kore, Çin Taipei ve Japonya takımlarını 3-0 yendi ve sadece Çin'i 3-1 yendi.

Asya Voleybol Şampiyonası 12-19 Eylül tarihleri ​​arasında Japonya'nın ev sahipliğinde 16 takımın katılımıyla düzenlendi..İran ve Japonya, Dünya Kupası'nda finale yükselerek Dünya şampiyonalarına katılma kotasını kazandılar.

Bu şampiyonlukla İran, Çin'i onur sıralaması açısından geçerek 4 altın, 2 gümüş ve bir bronzla Asya kıtanın üçüncü gururlu takımı oldu.

Devrim Lideri, Asya şampiyonu İran Milli Voleybol Takımı'nı kutladı

Devrim Lideri Imam Ali Hamaneii, 21. Asya Voleybol Şampiyonası şampiyonu olan İran Milli Voleybol Takımı'nı kutladı.

Imam Hamanei, mesajında şu ifadeyi kullandı:

'Allah'ın adı ile

İran Milli Voleybol Takımı'nın parlak zaferi, İran halkı için çok güzeldir. Siz değerli gençlere ve İranlı teknik direktörünüze içten teşekkür ederim.

Seyyid Ali Hamanei

20 Eylül 2021'.

İran Milli Voleybol Takımı, Japonya'yı yenerek Asya şampiyonluğunu kazandı

 Asya Voleybol Şampiyonası'nın finali bugün saat 13:30'da başladı ve İran milli takımı Japonya'yı 3-0 mağlup etti.Bu maçin üç setini İran 27:25, 25:22 ve 31:29'luk skorlarla kazandı.
Milad Ebadipur, Meysam Salehi, Cavad Kerimi, Saber Kazemi, Ali Esgar Mocered, Emir Hüseyin Tohte ve Muhammed Reza Hazretpur bu oyunda İran'ın esas oyuncularıydı.

 Böylece İran bu yarışmalarda üst üste yedinci galibiyetini elde etti ve sadece bir set mağlubiyetle Asya şampiyonu oldu.İran Hong Kong, Tayland, Pakistan, Güney Kore, Çin Taipei ve Japonya takımlarını 3-0 yendi ve sadece Çin'i 3-1 yendi.

Asya Voleybol Şampiyonası 12-19 Eylül tarihleri ​​arasında Japonya'nın ev sahipliğinde 16 takımın katılımıyla düzenlendi..İran ve Japonya, Dünya Kupası'nda finale yükselerek Dünya şampiyonalarına katılma kotasını kazandılar.

Bu şampiyonlukla İran, Çin'i onur sıralaması açısından geçerek 4 altın, 2 gümüş ve bir bronzla Asya kıtanın üçüncü gururlu takımı oldu.

Pazartesi, 20 Eylül 2021 14:31

Ölüm ve Ötesi

Gaflete dalan, gülüp oynayan, kabirleri ve toprak altında çürümeyi unutan kul ne bedbahttır!

 Bir ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Her insanın amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız. ‘Oku kitabını, bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter’ denilecektir.” İsrâ/13-14

Bir hadis-i şerifte ise Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyuruyor:

“Kıyamet gününde insanoğlu şu beş şeyden hesaba çekilmedikçe Rabbinin huzurundan bir yere kımıldayamaz: Ömrünü nerede ve nasıl tükettiğinden, gençliğini ne şekilde yıprattığından, malını/servetini nereden kazanıp nerelere harcadığından, bildiği ile amel edip etmediğinden.”

Hayatta hep yüz yüze olduğumuz hâlde bir türlü idrakine varamadığımız bir gerçek vardır: Ölüm ve ötesi. Oysa Peygamberimiz (s.a.a) bir hadislerinde:

“Ağız tadını kaçıran, lezzetleri yok eden ölümü çokça hatırlayın.” buyuruyor.

Şöyle geriye dönüp baktığımızda görüyoruz ki zengin-fakir, genç-yaşlı, iyi-kötü, zalim-mazlum nice insanlar bu dünyadan gelip geçtiler. Birçoğunun yerinden yurdundan eser bile kalmadı. Her geçen gün bir sevdiğimiz bizi bırakıp gidiyor. Biz de bir gün sevdiklerimizi bırakıp gitmek için her an gelmesi muhtemel ecelimizi bekliyoruz.

Şurası bir gerçektir ki bugüne kadar ölümden yakasını kurtaran hiçbir insan yoktur. Her geçen gün yıpranan bedene, ağaran saça dur demek mümkün değildir. İstesek de istemesek de doğumla geldiğimiz bu dünyadan ölümle ayrılıp gideceğiz. Bu gerçeği Yüce Rabbimiz bizlere şöyle bildiriyor:

“Nerede olursanız olun, sağlam ve güçlendirilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır.” Nisâ/78

“Her canlı ölümü tadacaktır.” Âl-i İmrân/185

İmanın esaslarından biri de ahirete inanmaktır. Ahiret yurdu, bu dünyada yaptıklarımızın karşılığını bulacağımız, hâlimize göre mükâfat ya da azap göreceğimiz yerdir. Öyle ki artık dünyaya geri dönüş yok; herkes bu dünyadaki amelinin karşılığını eksiksiz görecektir. Kimseye haksızlık da yapılmayacaktır.

Yüce Allah bu hakikati şöyle dile getirmektedir:

“Her kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca kötülük işlerse onun cezasını görecektir.” Zilzâl/7-8

Hesap gününde hiçbir şeye itiraz etme hakkımız olmayacaktır. Zira karşımıza çıkan kendi işlediklerimizden başkası değildir. Yüce Rabbimiz bu konuda şöyle buyuruyor:

“Artık kitap (amel defteri) ortaya konmuştur; suçluların, onda yazılı olanlardan korkuya kapılmış olarak, ‘Vay hâlimize! Bu nasıl kitapmış! Küçük-büyük hiçbir şey bırakmaksızın hepsini sayıp dökmüş!’ dediklerini görürsün. Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye haksızlık etmez.” Kehf/49

O günün manzarasını yine Yüce Yaratıcının kelamından dinleyelim:

“Kişinin kardeşinden, anasından, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. O gün birtakım yüzler vardır ki pırıl pırıl parlar, güler sevinirler. O gün nice yüzler de vardır ki toz toprak içindedir. Onları bir siyahlık bürür. İşte onlar kâfirlerdir, günaha dalanlardır.” Abese/33-42

İnsan, tabiatı gereği dünyaya düşkündür, ahireti ise hatırından uzaklaştırma eğilimindedir. Kıyâmet/20-21

İnsanoğlunun ölümden hoşlanmamasının, ondan ürkmesinin en önemli sebebi, dünyaya olan aşırı tamah, ölümün ve ahiretin unutulup hazırlık yapılmaması, günah ve isyan karanlığında hakikat ışığının görülememesidir.

Oysa Allah Rasûlü’nün (s.a.a.) uyarısı çok ağırdır:

“…(Gaflete) dalan, gülüp oynayan, kabirleri ve toprak altında çürümeyi unutan kul ne bedbahttır! Azan, haddi aşan, nereden geldiğini ve nereye gittiğini unutan kul ne bedbahttır!”

Hiç düşündük mü? Neden dünyamızda kötülükler, zulümler, haksızlıklar, katliamlar, savaşlar, cinayetler, öldürmeler, suçlar bir türlü sona ermiyor? Neden hırsızlık, arsızlık, edepsizlik, fuhuş, zina, taciz, uyuşturucu, alkol, kumar hiç azalmıyor? Neden yalan, dolan, gıybet, iftira hiç eksik olmuyor? Neden insanlar tabiata, çevreye ve diğer canlılara sürekli zarar veriyor? Neden insanlardaki daha çok kazanma, daha çok tüketme, daha çok sömürme, daha çok eğlenme hırs ve tutkusu, ikiyüzlülük, bencillik, haset, intikam, kin ve öfke bir türlü sona ermiyor?

Bu soruların birçok cevabı yanında çok önemli bir cevabı var: Ölüm, ahiret ve hesap çoğu zaman aklımıza gelmiyor. Ölmeyecekmiş gibi yaşamaya devam ettiğimiz anlar oluyor. Unutmayalım ki günah ve haramlardan uzaklaşıp sevaplara, hayırlara ve iyiliklere yönelmek için ölümü, ahireti ve hesabı daima hatırda tutmak gerekiyor.

Dünya pazarında hiçbir şey karşılıksız verilmezken, ebedî âlemde vaat edilen nimetler çalışmadan, hazırlanmadan kazanılır mı? Mademki ölüm var, ahiret var, hesap var, mizan var, sırat var, cennet var, cehennem var; öyleyse ölüme, ahirete ve hesaba hazır olalım! Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekelim!

ehlader

 İranlı tanınmış 30 iş insanı, 7. Festivallerini kutlamak ve iş bağlantıları kurmak üzere İstanbul'a gitti.


 “Başarının Sırrı” adlı kulübün organizasyonuyla yedinci çalıştayını İstanbul’da düzenleyen grubun katılımcıları arasında petrokimya ve gıda şirketi patronları da yer aldı. ABD ambargolarına rağmen ülkeler arası ticareri artırmak için çalışan iş insanlarının toplantısına yapay zeka alanında çalışan Körfez Bölgesi Ulusal Bilim Vakfı İcra Direktörü Prof. Randa Schrader de katıldı. NASA’da danışmanlık yapan ve UNICEF’e birçok proje üreten Randa Schrader’in bioteknoloji ve davranışsal sağlık alanında da çalışmaları var.


'DÜNYADA SES GETİREBİLİRİZ'
İran Cumhurbaşkanlığı tarafından da desteklenen iki bin civarında üyesi bulunan “Başarının Sırrı Kulübü”nün başkanlık görevini ise, ülke medyasında “Altın Kadın” olarak tanınan, “en başarılı girişimci kadın ödülü” sahibi Yelda İsfendiyari yürütüyor. İstanbul Hilton Bomonti Otel’de iki gün boyunca süren iş insanları buluşmasında Yazilimedya.com’a konuşan İsfendiyari, İstanbul’un kendisi için özel bir şehir olduğunu ve Türk halkını kendilerine çok yakın hissettiklerini söyledi. “Önüne koyduğu hedefe ulaşan ve zirveye tırmanan bir grupla İstanbul’dayız. Amacımız Türk-İran dostluğunu bir adım daha ileriye taşımak”diyen İsfendiyari, “Bu vesileyle temaslarımız devam ediyor. İran halkı bütün zorluklara rağmen daima başarıyı yakalayan bir millettir. Türkiye’nin de koyduğu hedefe kararlı adımlarla yürüdüğünü biliyoruz. İki ülkenin işbirliğiyle dünyada ses getiren çalışmalar yapılabilir” ifadelerini kullandı.