کارگر
İran’ın Suriye istişareleri sonuç veriyor
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Suriye krizinin siyasi çözüme yönelmesinin İran’ın Suriye sitişarelerinin sonuç verdiği göstergesi olduğunu açıkladı.
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mihmanperest bugün düzenlediği haftalık olağan basın toplantısında yerli ve yabancı basın mensuplarının sorularına cevap verdi.
İran’ın Suriye istişareleri hakkında açıklamada bulunmasını isteyen muhabirimizin sorusuna Ramin Mihmanperest, İran’ın altı maddelik Suriye planı her istişarede dile getirilerek hususunda mutabakata varılması için çaba gösterildiğini ifade etti.
Mihmanperest, Suriye meslelesinde etkin bire şekilde faaliyet gösteren ülkeler arasında bazı anlaşmazlıklar olsa dahi sorunun çözülmsi için siyasi diyaloga doğru yönelmek için görüş birliği hakim olduğunu söyledi.
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Suriye krizinin siyasi çözüme yönelmesinin İran’ın Suriye sitişarelerinin sonuç verdiği göstergesi olduğunu açıkladı.
Rehber, milli üretim ve İranlı yatırımın siyasetlerini belirledi
İran İslam İnkılabı rehberi İmam Seyyid Ali Hamenei, 'Milli üretim, İranlı yatırım ve işi destekleme' konusunda genel siyasetleri ilan etti.
İslam inkılabı rehberi, Anayasa'nın 110 maddesi doğrultusunda 'Milli üretim, İranlı yatırım ve işi destekleme' konusunda İran İslam nizamı maslahatları kurumunun onayından geçen belgeyi yayınladı ve hükümeti, en kısa zamanda söz konusu kanunu yürürlüğe geçmekle mükellef kıldı.
23 maddeden oluşan söz konusu belge yasama, yürütme, yargı ve İran İslam nizamı maslahatları kurumu başkanlarına gönderildi.
Rekabet gücü ve üretimin arttırılması, yeni teknolojiler konusunda araştırma ve kalkınma çalışmalarının yönlendirilmesi ve desteklenmesi, milli üretimin hem kalitesinin hem de miktarının arttırılması için alt yapı sistemlerinin oluşturulması, ekonominin güçlenmesi amacıyla köklü programların yapılması, halkın ihtiyacı olan stratejik ürünlerin desteklenmesi gibi konular söz konusu belgenin yalnızca bir bölümünü oluşturuyor.
Sözkonusu belgede özel sektörün de milli üretimin arttırılması, bilgi ve istatistiklerin şeffaflaştırılması, çalışma konusunda yeni imkanların sunulması, yeteneklerin kendi alanlarına göre daha da geliştirilmesi ve onlardan en iyi şekilde istifade edilmesi ve onlara çalışma hayatının ihtiyacına göre eğitim verilmesinin altının çizildiği belgede milli üretimin bölge ve dünyanın ihtiyaç duyduğu seviyede gerçekleşmesi, insana yatırımın arttırılması istenirken sivil toplum kuruluşlarının milli üretimin arttırılması doğrultusunda kalkındırılması, İran ürünlerinin kullanımı, çalışma, yatırımı destekleme kültürünün yaygınlaştırılması, ekonomide uzmanlardan ve yetişmiş insanlardan yararlanılması da söz konusu belgede yer alan diğer konular oldu.
UAEK ihtilaf çıkaracak konulardan kaçınmalı
İran Nükleer Enerjisi Kurumu Başkanı, UAEK müdürlerinden karşılıklı güven ve ortak noktalara ulaşmak için İran ile nükleer müzakerelerde ihtilaf çıkaracak konulardan kaçınmalarını istedi.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Feridun Abbasi, önceki gün Tahran'daki basın toplantısında UAEK nın üyelerin gizli bilgilerini korunma güvenliğinden yoksunluğunu bildiği halde İran'ın muhtemel askeri hususlardaki müzakereye katılmasının ajansın uluslar arası düzeyde itibarını arttıracağını belirterek ajans yöneticilerinin müzakerelerde daha akılcı davranıp karşılıklı güven oluşması için ihtilafa neden olacak konulardan uzak durmaları gerektiğini söyledi.
Abbasi, UAEK yöneticilerinin sistemlerinin gereken güvenlikten yoksun olduğu ve İran'ın bunu defalarca hatırlattığına dikkat etmeleri gerektiği dolaysıyla İran ile diyalogda daha hassas olmaları gerektiğini belirtti.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı, emperyalist medya gruplarının bu kurumun modern santrifüjler elde etme yönündeki araştırma programlarına saldırdıklarına değinerek İran atom enerji kurumunun tüm faaliyetlerinin ajansın kurallarına uygun olup ajansın kameralarınca denetlendiğini belirtti.
Abbasi, İran'ın binlerce barışçı alanlarda kullanılan nükleer enerjiden elektrik üretimi, tedavisi zor hastalıkların tedavisi, tarım ve sanayi alanlarında faydalandığı ve tüm bu faaliyetleri uluslar arası kurallar dahilinde yapıp UAEK a bildirdiğini belirtti.
Abbasi, Buşehr atom santralinin tam kapasite çalışması için yapılan denemelerden dolayı memnuniyetini dile getirerek programlar gereğince bu santralde üretilen elektriğin genel şebekeye bağlandığı ve İran atom enerji kurumundaki uzmanların Rus mutaahitlerle birlikte mevcut eksikleri tamamlamaya çalıştıklarını belirtti.
Rehber Kum dini ilimler medresesi hocaları toplantısına mesaı
İslam İnkılabı Rehberi Kum dini medresesi hocaları toplantısına gönderdiği mesajında bu medrese hocalarının toplumunun İran milletinin haklarını canlandırma yolunda elli yıllık çaba ve mücahedetin tablosu sayıldığını vurguladı.
İmam Hamanei dün Kum dini ilimler medresesi hocaları toplantısına "Yarım Asır varlık" başlığı altındaki mesajında bu medresenin yarım asırlık çalışmasının takdir edilmesi gerektiği üzerinde durarak, Kum dini ilimler medresesi hocalar toplumunun tagut rejimiyle mücadele yıllarında Kum medresesinin sesini cesurca korkmadan herkese duyuran ve tehdit, ,baskı, hapis ve sürgünün bile mücahit ulemayı geri adım atmaya zorlayamadığı elli yıllık çaba ve mücahitliğin tablosu olduğunu bildirdi.
İslam inkılabı rehberi mesajında Kum dini ilimler medresesi hocalar toplumunun anılmasını basiretli ve bilinçli ulemadan oluşan bu kurumun yarım asırlık çalışmalarının takdir yönünde layık bir girişim olduğunu söyledi.
İmam Hamanei mesajında bu medrese hocalarının yarım asırlık siyasi ve inkılapçı tecrübeler ile yeni ihtiyaçlar ve yeni alanlarla karşı karşıya bulunduğunu belirterek, sürekli ihlas ve samimiyet içinde tüm alanlarda cesur girişimler ve çalışma ruhu ile elli yıllık bu yolda daha sağlam adımlar atabileceğini söyledi.
İslam İnkılabı Rehberi ayrıca, dini ilimler medresesinin pak nesillerinden gelen genç ve fazıl güçlerin gelecekteki aydın ufuklara göz diktiği hedeflerin ulaşılabilir iradenin oldukça ileri ve sağlam olduğunu söyledi.
"Yarım Asır Varlık" adı altındaki Kum dini ilimler medresesi hocalarının günübirlik toplantısı bu medrese hocalarının elli yıllık ilmi, kültürel ve siyasi çalışmalarının takdir amacıyla Tahran'ın güneyindeki Kum şehrinde başladı.
İran ve Türkiye Dışişleri Bakanları'nın telefon görüşmesi
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı, Türkiye ve Mısır Dışişleri Bakanları ile bir telefon görüşmesi yaptı.
Mehr haber ajansının bildirdiğine göre, İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, Mısır Dışişleri Bakanı Muhammed Kamil Emro ve Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birer telefon görüşmesi yaptı.
Salihi bu görüşmelerde bölgesel ve Suriye meselelerini ele aldı.
İran Dışişleri Bakanı, Davutoğluyla görüşmesinde, Türkiye’de en son düzenlenen bombalı saldırısından üzüntülerini dile getirerek, patlamda ölenlerin ailelerine başsağlılığı ve yaralanlar için acil şifalar diledi
İran Amerika’yı dize getirerek çaresiz bırakacak
Amerika ile müzakerelerin hayat pahalılığı 10 kat arttacağını ifade eden Tahran Cuma hatibi, İran’ın Amerika’yı dize getirerk çaresiz bırakacağını ifade etti.
Mehr haber ajansı muhabirinin bildirdiğine göre, bu haftanın Tahran Cuma namazı Tahran Üniversitesi bahçesinde Uzmanlar Meclisi Üyesi Ayetullah Ahmed Hatemi’nin imamlığında eda olundu.
Ayetullah Hatemi hutbesinin bir bölümüde ABD Başkan Yardımcısı’nın İran’a müzakere önerisine işaret ederek, Joe Biden’in bu önerisini küstahça bir davranış olduğunu zira ABD Başkan Yardımıcısı bir yandan İran’a baskı yapmaktan bahsedeken diğer yandan müzakereden bahsettiğini belirtti.
Tahran Cuma hatibi, ABD ile müzakereler hayat pahalılığı 10 kat artacağını ifade ederek, sultacılık peşinde olan Amerika’nın müzakareden yana olmadığını, Amerika’nın, dünyaya, bu yöntemle İran’ı dize getirerek müzakere masasına çektiğini bildirmek niyetinde olduğunu konuşmasına ekledi.
Bu Uzmanlar Meclisi Üyesi, Allah’ın lütfüyle İran’ın Amerika’yı dize getireceğini, Amerika ile ilgili her çeşit kararı İslam İnklılabı Rehberi Ayetulllah Hamanei verdiği dolysıyla hiçkimsenin izni olmadan bu hususta karar veremeyeceğini kaydetti.
Hutbesinin devamında Filistin, Suriye ve Bahreyn'deki gelişmelere işaret eden Tahran Cuma hatibi Ayetullah Ahmed Hatemi, Filistin, Suriye ve Bahreyn'deki sorunların halkın hakimiyeti ile çözülebileceğini söyledi.
Bu ülkelerdeki sorunların çözümüne yönelik mantıklı önerilerinin herkesçe kabul edilebileceğini belirten Ayetullah Hatemi, "Filistin, Suriye ve Bahreyn'de halkın hakimiyetine inanıyoruz" dedi.
Tahran Cuma hatib, işgal altındaki topraklar da dahil tüm Filistin'de olduğu gibi Suriye ve Bahreyn'de de her vatandaşın bir oy hakkı olduğunu savunduklarını söyledi.
ABD ve AB'nin iki yıldır Suriye'ye terörist ihraç ettiğini hatırlatan Ayetullah Hatemi, "Suriye'deki sorun, yine bizzat onların kendi aralarında yapacakları müzakerelerle hallolacak" diye konuştu.
Diğerlerinin de sonunda Suriyeliler arasında müzakere yapılması gerektiği noktasına geldiğini belirten Ayetullah Hatemi, BM raporlarına göre Suriye'de 60 bin kişinin teröristler tarafından öldürüldüğüne dikkati çekti.
Ayetullah Hatemi, Bahreyn'de de eninde sonunda halkın hakimiyetinin gerçekleşeceğine olan inancını dile getirdi.
İran’ın Suriye istişareleri sonuç veriyor
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Suriye krizinin siyasi çözüme yönelmesinin İran’ın Suriye sitişarelerinin sonuç verdiği göstergesi olduğunu açıkladı.
Mehr haber ajansı muhabirinin bildirdiğine göre, İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mihmanperest bugün düzenlediği haftalık olağan basın toplantısında yerli ve yabancı basın mensuplarının sorularına cevap verdi.
İran’ın Suriye istişareleri hakkında açıklamada bulunmasını isteyen muhabirimizin sorusuna Ramin Mihmanperest, İran’ın altı maddelik Suriye planı her istişarede dile getirilerek hususunda mutabakata varılması için çaba gösterildiğini ifade etti.
Mihmanperest, Suriye meslelesinde etkin bire şekilde faaliyet gösteren ülkeler arasında bazı anlaşmazlıklar olsa dahi sorunun çözülmsi için siyasi diyaloga doğru yönelmek için görüş birliği hakim olduğunu söyledi.
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Suriye krizinin siyasi çözüme yönelmesinin İran’ın Suriye sitişarelerinin sonuç verdiği göstergesi olduğunu açıkladı.
Halkın geniş katılımı büyük bir hadise
Fıkıh dersinde coşkulu 22 Behmen’de hamaset yazan İran milletinin basireti, cesurluğu ve zamanında meydanlarda bulunmasını tekdir ve teşekkür eden İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei, halkın katılımı büyük bir hadise olarak niteledi.
Mehr haber ajansının İslam İnkılabı Rehberin bürosuna dayandırdığı habere göre, bu sabahki fıkıh dersi haricinde coşkulu 22 Behmen’de hamaset yazan İran mileltinin basireti, cesurluğu ve zamanında meydanlarda bulunmasını tekdir ve teşekkür eden İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei, halkın geniş katılımını büyük bir hadise olarak niteleyerek, İslam devrimi zaferinden 34 yıl geçmesine rağmen yaşlı, genç, kadın ve erkek olmak üzere toplumun her kesiminden meydanlarda bulunmasının Allah’ın büyük nimeti olduğunu ve onun için şükür etmek gerektiğini vurguladı.
İran’da düzenlenen İslam İnkılabı yıldönümünü diğer ülkelerde düzenlnen inkılab yıldönümleri ile kıyaslaşan İmam Hamanei, ülkesine ve devirimine sahip çıkan İran milletinin bu davranışını büyük bir sanat ve beceri olarak nitelerken, devrim kutlamalarını düzenleyen İran milleti, bağımsızlığı ve onuru olan bu büyük zenginliğe destek verdiniği ve gerekli olduğu zaman kendini gösterdiğini konuşmasına ekledi.
Sahnede zamanında bulunan İran milletine teker teker teşekkürlerini dile getiren İslam İnkılabı Rehberi, “İslam cumhuriyetinin nidasına ve inkılap nidasına halk cevap vermeyecek şeklinde İran halkının onuru ve bağımsızlığına düşman olanları halk meydanlara inerek hüsrana uğrattı ve ümitsiz etti”dedi.
Halkın geniş katılımını az göstermek isteyen düşman propagandalarına işaret eden İslam İnkılabı Rehberi, onlar bu gerçekleri görerek ve analiz ederek bu milletle karşı karşıy gelmenin mümkün olmadığı bilincine vardıklarını konuşmasına ekledi.
İslam inkılabı ilahi ve insani ülküler doğrultusunda bir harekettir
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, İran İslam inkılabının 34. zafer yıldönümü kutlamaları çerçevesinde önceki gün başkent Tahran'da Azadi Meydanı'nda milyonluk kitleye hitaben yaptığı konuşmada, İslam inkılabının zafer yıldönümünü kutlarken inkılabı, ilahi ve insani ülküler doğrultusundaki bir hareket olarak niteledi.
Ahmedinejad, İslam inkılabı'nı, fıtratların uyanması ve İran milletinin derin düşüncelerinden kaynaklanan bir uyanış ve köklü bir değişim olduğunu belirterek; bundan dolayı bu inkılabın her geçen gün daha güçlü ve parlak bir şekilde hareket ettiğini dile getirdi ve 'inkılab, hakiki uyanış ve insanların hakikatine geri dönmesidir" dedi.
İran milletinin gücünü İslam inkılabı hareketiyle bir daha gösterdiğini belirten Ahmedinejad, İran halkının aynı zamanda ilahi değerleri hedef edinen bu inkılabın da bekçisi olduğunu kaydetti ve İslam inkılabının İran halkının yeteneklerini ve gücünü bugün bir çok alanda ortaya çıkardığını, bilim ve teknolojinin her alanında İran'ın geldiği başarılı konumunun düşmanların İran'a yönelik tehdit ve baskılarını arttırmalarına neden olduğunu söyledi.
Ahmedinejad, düşmanların 34 yıldır İran milletine karşı askeri ve siyasi maksimum düzeyde saldırdığını ama buna rağmen İran milleti karşısında rezil rüsva olduklarını belirterek, bugün İran halkının, birlik ve beraberlik içinde, İslam inkılabının getirilerini koruduğunu, şehitlerin, gazilerin ve rehberin yolunu sürdürdüğünü belirterek İran halkının bugün canları pahasına İslam nizamının bekçisi olduğunu söyledi.
İran halkı ve inkılab düşmanlarının İran'ın ilerlemesi ve kalkınmasını engellemek için bütün güçleriyle çalıştıklarını belirten Ahmedinejad buna rağmen İran halkının düşmanların hesaplarını bozduğunu, bugün hiçbir gücün İran'a en küçük bir darbe indiremeyeceği kaydetti.
34.Yılında İslam İnkilabının Kazanımları
Bismillah,
İmam Humeyni(r.a) önderliğinde gerçekleşen bölgede ve dünyada büyük bir inkılap ve siyasi dengeleri değiştiren İslam devrimi bir inkılap olmanın yanı sıra 34 yıllık bereketli geçmişinde İslam ümmeti için bir çok alanlarda büyük kazanımlar sağlamıştır. Dünya ülkeleri ya ABD önderliğinde ki batı emperyalizmine veya Sovyetler Birliği liderliğindeki doğu kampına sırtlarını dayayarak güvenliklerini ve kalkınmalarını güvence altına almak için bu iki süper güçten birine bağımlı olmak zorundaydılar. Maneviyatın ihyasını hedefleyen Allaha tevekkül ve genç yeteneklerine dayanarak bir çok alanda yepyeni bir model sunan İslam inkılabı zulüm altında olan milletlere ve özgürlükçü hareketlere yeni bir yol açtı.İmam Ayetullah Hamenei'nin vurguladığı gibi, İslam inkılabı kendine özgü bir müstesna inkılaptır. Bu inkilabın hedefleri açıkça ilan edilmiştir. Bu hedefler; İslam devlet düzenini kurmak, ülke bağımsızlığını korumak, insanın şeref ve kerametini ihya etmek, mazlumu savunmak, ülkenin ilim, teknik, ekonomik alanda yükselişini sağlamaktır.İslam inkilabı 34 yıllık bereketli geçmişinde siyaset, kültür, ekonomi, bilim ve teknoloji alanlarında büyük hizmetleri ve kazanımları olmuştur.İşte bu kazanımları kısaca ifade etmeye çalışalım…
1-İslam İnkılabının Siyasi Alandaki Kazanımları…
İslam inkılabının zaferi sadece İran’da siyasi bir rejimin değiştirilmesine yönelik ülke içi bir olay olmayıp bu inkılap emperyalist güçler için yıkıcı bir depremdi. ABD, dünyanın en önemli ve hassas stratejik bölgesindeki gözbebeği konumdaki müttefikini kaybetmenin yanı sıra, bu büyük patlamanın dalgaları Ortadoğu’da batıya bağımlı dikta rejimleri de dehşete düşürdü.Bilindiği üzere İran'da 2500 yıllık Pehlevi ailesinin hüküm sürdüğü dikta kraliyet düzeninin yıkılması,İslam öğretilerine ve maarifine dayalı dini demokrasi eksenli bir nizamın inşa edilmesi siyasi alandaki inkilabın en büyük kazanımıdır.Günümüzde çoğu ülkede olduğu gibi İslam inkılabı gerçekleşmeden önce İran da sömürüye dayalı batının liberal demokrasisi hükümetlerin kurulmasının yegane kriterdi. Batılı devletler bu düşünce anlayışıyla dini siyasetten ayırmak ve soyutlamak suretiyle diğer milletleri sömürmelerine meşrutiyet kazandırıyorlardı.Bu liberal sömürü anlayışını yaygınlaştıran küresel müstekbir güçler ,mazlum halkların zenginliklerini yağmalamak için dinin siyasetten ayrı olduğu düşüncesini savunaraktan İslam toplumlarında dini öğretileri arka plana itmek sureti ile İslami toplumlara fikri, kültürel, dini ve diğer alanlarda musallat olarak halklarının yer altı ve yer üstü kaynaklarını yağmalıyorlardı.
Müslüman ve mazlum halklar için ümit olan İslam inkılabı,dinin siyasetten ayrı olmadığını aksine ikisinin ayrılmaz bir bütün olduğu gerçeğini gözler önüne seriyordu.İslam inkilabı zafer ulaşmasıyla beraber halkların kendi kaderlerini belirleme hakkını sahip olduğunu en güzel şekilde ispatlıyordu. İslami İran halkının İslam inkılabı zafere kavuştuktan hemen iki ay sonra düzenlenen referandumla siyasi nizamını belirlemesi, meclis, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve anayasa referandumun başarılı bir şekilde gerçekleşmesi İslami bir nizamının uygulanabilirliği noktasında İslam inkılabının siyaset arenasındaki başarılarındandı. İslam inkilabının üzerinden geçen 34 yılda her yıl büyük bir halk kitlesinin katılımıyla gerçekleşen seçimlerle millet kendi kaderini belirlemeye devam etmektedir.İslam inkilabı, siyasi alandaki tekamülüne tevhid ve yegâne Allah'a tapma ilkesine dayanmak küfür , şirk ve her türlü şeytani düşünceye karşı mücadele ederek devam etmektedir.
11 şubat 1979 tarihinde zafere eren hareket, yıllardan beri bir çok milletin yaşam yolunu aydınlatırken, sömürgeci güçlerden ve iç diktatörlerin zulümden kurtulmak isteyen halklar için bir örnek olmuştur.İslam inkılabı ile Müslümanlar kendilerine olan özgüvenlerini kazanarak ,milletler arası sultacılığa karşı mücadele inançları canlanıyordu.İslam inkilabının kazandırdığı bu öz güven ve zulme karşı mücadele düşüncesinin tekrar canlandırılması, Lübnan İslami direniş hareketinin 33 günlük Lübnan savaşı ve Filistin halkının 22 ve 8 günlük Gazze savaşlarında Siyonist rejim İsrail’in yenilmezlik efsanesini kırmasını sağlıyordu. İşte bu özgüven sayesinde Ortadoğu’da İslami uyanış hareketi şekillendi ve Tunus'tan Mısır’a kadar bir çok diktatörleri yerle bir etti.
2-Kültürel ve Sosyal Alanlardaki Kazanımları…
Dini düşünce ve manevi değerlere dayanan İslam inkılabının temel mesajı, kültürel mahiyete sahipti. İslam inkılabı mahiyet itibarı ile kültürel bir inkılaptır diyebiliriz.Çünkü diğer alanlardaki inkilabının getirileri gerçekte toplumda meydana gelen kültürel ve sosyal alanlardaki yaşanan değişimlerin neticesidir. Bugünkü küresel güç şebekeleri asıl savaşı kültürel alanlarda vermektedir.Sömürünün en etkili ve kolay yapılacağı alan kültürel alandır.Bu sebepten dolayı günümüzün yeni sömürü güçleri halkların sahip oldukları bütün zenginliklerini yağmalamak ve o toplumların ilerlemesi engelleyerek geri bırakmak için ‘kültürel hegomanya’ siyasetini takip ediyorlar.
Emperyalist güçlerin sömürmek istedikleri toplumlar üzerindeki sultasını pekiştirmek için izlediği en belirgin ve aşikâr komploları büyük bir kültür mirasına sahip olan Müslümanları İslam'ın asil kültüründen uzak tutmaktır.Batı kültürü bazı kesimler tarafından öylesine büyütülmüştür ki sanki batı olmazsa hayatın duracağı savsatası ile halkların kendi değerlerine olan güveni yok edilerekten akli ve zihinsel batı bağımlığı sağlanarak bir çok İslam milletlerinin geri kalmasına zemin hazırlanmıştır.
İslam inkılabının gerçekleşmesinin ardından İslami kültür ve değerlerinden uzak kalmış olan toplumda bu değerlerin ihyasına öncelik verilerek eğitim kurumları ve kitle iletişim araçları bu çerçevede faaliyetlerde bulunarak toplumda İslam kültürü geliştirilmeye çalışıldı.İslami kültürün toplumunda yaygınlaşmasında görsel alanlarda özellikle sinema alanındaki çalışmaların katkısı çoktur.İslam inkilabı ile okur-yazar oranın artması , kamuoyundaki toplumsal bilinç düzeyini gelişmesinde etkili olmuştur.Bugün İslami İran’da okuma yazma seferberliğinde öncü ülkelerdin biri sayılmaktadır.Halihazırda bugün İran'da 4 milyonu üniversite öğrencisi okumaktadır.
İslam inkılabı insanların gelişimini ve olgunlaşması şartlarını sağlamaya çalışıp, gelişken, canlı ve İslam ilkeleriyle öğretilerine uygun bir toplum oluşturmaya çalışmaktadır. İslam inkılabının ilk merhalelerinde yarattığı değişim ve dönüşüm sürekli devam ederek, ilke ve ülkülerinden sapmadan insani ve ilahi hedeflerini gerçekleştirmektedir.
3-Ekonomik , Teknolojik ve Bilimsel Kazanımları…
34 yılda çeşitli komplo ve hilelerle inkilabın ilerleyişini durduramayan emperyalist güçler siyasi baskı ve ekonomik yaptırımlarla İran halkının ilerlemesi engellenmeye çalışmaktadırlar.İran halkı son 34 yıl boyunca öz güvenle tüm yaptırım ve baskılara rağmen ilerleme ve kalkınma zirvelerini birer, birer fethetmekte hatta batılı müstekbir güçlerin tekelinde olan bilim sınırlarını aşmayı başarmaktadır. Bilindiği üzere İran halkı sömürgeci güçlerin ağır ekonomik yaptırımlarına karşı mücadelelerine devam etmektedir.Yaptırımlar, İslam inkılabı düşmanlarının en namertçe davranışlarından biri olup İnkılabın ilk günlerinden beri ve hatta dayatılan savaş yıllarında İran milletinin omuzlarında büyük bir yük oluşturmuştur. Düşmanların son bahanesi ise, İran'ın barışçıl nükleer programıdır. Düşmanlar İran'a geniş çaplı yaptırımlar uygulayarak kendilerince İran milletini yıldırmak ve ekonomik baskılarla inkılaptan ve ülkelerinden vazgeçirmek istemektedirler.
İslam inkılabının ekonomi sahasındaki kazanımları daha da belirgindir. İran, İslam inkılabından önce, petrol ihracatına bağımlı olan tek ürünlü bir ülkeydi. Bu bağımlılık İran'ın ekonomik yapısının öyle bir darbe vurmuştu ki, İran sanayii de o dönemde tamamen montaj eksenli ve batılı uzmanlara bağımlı bir sanayi durumundaydı. Tarım ise çok vahim bir vaziyette olup verimlilik seviyesi bu sektörde oldukça düşüktü. İran'da İslam inkılabının zafere kavuşması sanayi ve tarım sektörlerinden büyük bir değişimi de beraberinde getirdi. İran’ın yetenekli gençleri bağımlılıktan kurtuluşu en başta petrol sektöründe başlattılar.Gerçekte İran petrol sektörü İslam inkılabından önceki dönemle kıyaslandığında, büyük değişim yaşadığı gözlenmektedir.
Bugün petrol sektöründe İranlı uzmanlar bütün araştırma, kazı, çıkarma, ihracat, rafineri ve diğer işleri yürütmektedir. İslam inkılabının zaferinden sonra İran'da petrol araştırmalarında da büyük sıçrama yaşandı. Son 30 yılda İran'da en az 50 milyar varil değerinde yeni petrol yatakları bulundu. İran petrol yatakları açısından dünyanın ilk beş ülkesi arasında yer alıyor. Doğalgaz alanında da İslam cumhuriyetinde büyük ilerlemeler kaydedildi. Hali hazırda İran milletinin %90 kadar doğalgaz nimetinden faydalanmaktadır.Petro-kimya sanayii de petrol sektörünün yan sektörü olarak İran sanayisinin ihtiyacı olan birçok ham maddeyi temin etmektedir.Petro -kimya sanayii bugün dünyada en önemli sektörlerden birini oluşturuyor. İslam inkılabından sonra İran'da Petro-kimya sanayii üzerinde büyük yatırımlar gerçekleşti. İran bu sektörde ilerleme kaydederek ham petrolün satışı yerine katma değeri olan Petro-kimya ürünlerinin satışına yönelmiştir. Nitekim hali hazırda İran'ın Petro -kimya ürünleri ihracatı yıllık 20 milyar doları buluyor.
Tarım sektörüne gelince, İran'da İslam inkılabından sonra bazı stratejik tarım ürünlerinde büyük bir seferberlik başlamış ve uygulanan modern tarım teknikleri ile tarım sektörünün verimliğini artırılarak İran bu ürünlerde kendine yeter hale gelmiştir.
İran'ın İslam inkılabından sonraki yıllarda bilim ve teknoloji alanlarında kaydettiği ilerlemeler ve kazanımları gerçekten göz kamaştırıcıdır. Teknoloji alanında uranyum zenginleştirme ve barışçıl amaçlar uğruna yararlanma yine nükleer yakıt sirkülasyonunda seyrek sayıdaki ülkenin tekelini kırma, İran'ın büyük başarıları arasında yer alıyor. Gerçekte ABD ve batının İran İslam cumhuriyetine dayattığı tek yaptırımların esas amacı, İran'ın bilimsel ve teknolojik ilerlemesini engellemektir. İran halkı, bilim ve teknolojide ilerleme kaydetmek ve yeni bilimsel ve teknolojik kazanımları ile yaptırımları kırmaya böylece ithal edemediği her şeyi kendi üretmeye İslam inkılabının izzet ve onurunu yüceltmeye çalışmaktadır.İran'ın bilimsel gelişmeleri artık herkesçe bilinen bir gerçektir. Bu gelişmeler tabi ki İslam inkılabının iktidarını arttırmakta ve İslam inkilabı için daha parlak bir gelecek sunmaktadır.
İran'ın bilimsel ve teknolojik ilerlemeleri sadece nükleer alanla sınırlı kalmayıp İran,Nano teknolojide de dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almaktadır. Hakeza kök hücre, kolonlama, kanser gibi tedavisi olmayan hastalıkları tedavisi için yeni ilaçlar üretme, İranlı bilim adamlarının son yıllarda imza attığı bazı başarılardan sayılmaktadır. İran en son uzaya canlı bir maymun göndererek uzay alanında da devasa bir adım atarak önümüzdeki birkaç yıl içerisinde uzaya insan gönderecek teknolojik düzeye kavuşmuş olacaktır.
Bu başarılar son 30 yılda batılı zorba devletlerin tüm komplo ve baskılarına ve yaptırımlarına karşın gerçekleşti. Nitekim İran milleti bu tür baskılara boyun eğmeyeceğini ve her türlü yaptırıma karşın bilim ve teknoloji alanında ilerlemesini sürdüreceğini gösterdiği direnişle ispat etti.Bugün İslam inkılabının zafere kavuştuğu günün üzerinden 34 yıl geçmiş olup İslam inkılabının akılsız ve sultacı düşmanları, her yeni yaptırım veya suikastlerinin ardından, İran halkının İslam inkılabını daha da kararlı bir şekilde savunacağını bilmesi gerekmektedir.
MEHMET YETKİN




















