Rusya-Ukrayna Savaşı ve Batının Çirkin İkiyüzlülüğü

Rate this item
(0 votes)
Rusya-Ukrayna Savaşı ve Batının Çirkin İkiyüzlülüğü

 Rusya-Ukrayna savaşı batının çirkin yüzünü, iki yüzlülüğünü, namertliğini ve zulmünü yeniden açık bir şekilde ortaya koydu. Nasıl mı?


Başta ABD, İngiltere ve Fransa olmak üzere NATO yöneticileri askeri teçhizat göndererek, Rusya’ya karşı yanınızdayız diyerek ve hatta Ukrayna’yı NATO üyesi yapacağız söylemleri ile Ukrayna’yı Rusya’ya karşı tahrik edip Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasına neden oldular. Elbette bu sürece bir anda gelinmedi. NATO kurulduğu günden beri sürekli doğuya doğru genişleyip, Balkan ülkelerini üye yaparak çeşitli ülkelerde askeri üsler kurarak Rusya’yı kıskaca aldı. Son genişlemesi ise Ukrayna üzerinde oldu. Böylece Ukrayna’yı Rus ateşi içerisine attı. Savaşın başlamasının ardından sadece Rusya’yı kınayıp yaptırım uygulayacaklarını açıkladılar.
Bu gelişmeler yaşanırken Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski yaptığı açıklamada; ''Yalnız bırakıldık. Kimse bizim için savaşmak istemiyor'' dedi.
"Kim Ukrayna'ya NATO'ya girme garantisi vermeye hazır? Dürüst olmak gerekirse, herkes korkuyor. Tüm partnerlerimize 'Şu anda çok önemli bir andayız, ülkemizin kaderi belirleniyor. Bizimle misiniz?' diyorum. Onlar da, bizimle olduklarını ancak bizi İttifak'a alamayacakları yanıtını veriyorlar" diyen Zelenski, "27 Avrupa liderine, Ukrayna'nın NATO'da olup olmayacağını direkt olarak sordum. Hepsi korkuyor, cevap vermiyorlar" ifadelerini kullanarak batının gerçek yüzünü ortaya koydu.
ABD-NATO-Batı’nın iki yüzlülüğü sadece bununla da sınırlı değil. Rusya Devlet Başkanı Putin’in Ukrayna’ya karşı operasyon emri vermesi ile kınama ve yaptırım mesajları veren Batılılar alelacele Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni toplantıya çağırdılar. Fakat Suud-BAE koalisyonu Yemen’i vurduğunda, İşgalci Siyonist İsrail Filistin’i ve Suriye’yi vurduğunda kınama mesajı dahi yayınlamayıp aksine saldırgan ve işgalci güçleri destekler açıklamalarda bulundular. Bununla da yetinmeyip askeri, lojistik ve istihbarat desteği sunarak silah satışı gerçekleştirdiler. Ukrayna’da yaşananları savaş sayıp Müslüman ülkelerde olanları baş kaldıranlara, teröristlere müdahale olarak adlandırdılar. Bu da yetmedi kendi oluşturdukları sahte yardım güçleri ile, sahte senaryolarla medya gücünü kullanarak dünyayı kandırmaya çalıştılar.
Yine ABD ve batılı müttefikleri yaptıkları açıklamalarda Ukrayna’ya maddi yardım yapılacağını, Ukraynalı mültecileri ülkelerinde kabul edeceklerini belirttiler. Aynı ülkeler Suriye’yi Afganistan’ı viraneye çevirip bu ülkelerin iltica eden halklarını sınırdan almayıp hatta geri itmelerler çoğunun sınırlarda ölmesine neden olarak çirkin yüzlerini aşikar ettiler. Peki bu, Ukrayna’dan iltica edenleri sivil insan kabul edip Afganistanlı, Suriyeli, Filistinli mültecileri insan yerine koymamak değil mi?

Türkiye ve Türkiye’nin İslamcıları’nın Tutumu

NATO’nun jandarması Türkiye, Rusya-Ukrayna savaşında safını batıdan yana kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan güvenlik zirvesi sonrası; Rusya’nın Minsk mutabakatlarını ortadan kaldıran bu saldırısının uluslararası hukuku ihlal ettiği ve kabul edilemez olduğu ifade edildi.
Ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu, "Nükleer güce sahip olan bir ülke, nükleer güce sahip olmayan bir ülkeye silahlı kuvvetlerini sokuyor. Avrupa'nın göbeğinde yapıyor ve bütün dünya seyrediyor. Türkiye'nin bu süreçte doğru adımlar atması çok önemli." açıklamasını yaparken, İYİ Parti Lideri Akşener ise Türkiye ise Rusya ile kurduğu asimetrik ilişki modelinden sıyrılmalı, kendisini kırılgan hale getiren S400'lerden acilen kurtulmalı, Akkuyu nükleer santralini derhal millileştirmeli açıklamasını yaptı. Ve diğer liderler de benzer açıklamalarla Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını kınayıp Türkiye’nin yapması gerekenler konusunda bildirilerde bulundular.
Bu liderlerin Yemen’de, Filistin’de, Afganistan’da yaşananlarda, işlenen cinayetlerde neden suspus oldukları sorusunu sormak gerekmez mi? Yoksa Suud-BAE bombaları Yemen’de masum insanları, çocukları, okul, hastahane, pazar yerlerini vurduklarında uluslararası hukuku ihlal etmiyor muydu? Ya da Avrupa’nın göbeğinde değil diye oradakiler insan yerine konulmuyor muydu?
Yine Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, İçerisinde 210 metrekarelik genel maksat çadırları, ailelerin barınmaları için afet çadırları, yatak, battaniye, çocuk battaniyesi, uyku tulumu gibi acil insani yardım malzemelerinin bulunduğu 3 TIR’ın bugün gün içerisinde Ukrayna’ya gönderileceğini açıkladı. Peki bu yardımlar muhasara altında kalmış, ilaç bulamayan, evleri Suud-BAE bombaları ile yıkılan Yemenli kadın ve çocuklara neden yapılmadı?
Peki ya Türkiye’nin İslamcılarına ne demeli!
Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (ÖZGÜRDER) Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay, Rusya'nın İstiklal Caddesi'ndeki İstanbul Başkonsolosluğu önünde açıklamada; Rusya'nın işgal girişiminin uluslararası hukuk ve insanlık açısından "büyük bir suç" olduğunu söyledi.
Ukrayna'nın işgaline seyirci kalan Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin de ABD'nin de bu işgal girişiminin önünü açtığını savunan Alpay, Rusya'nın Ukrayna topraklarını derhal terk etmesini istediklerini belirtti.
Parti liderlerine soruduğumuz soruyu yeniden soralım, Yemen’de yaşananlar uluslararası hukuk ve insanlık açısından "büyük bir suç" değil mi?
Bütün bu yaşananlar aslında, ‘insanlığın ölümünü ve dünyanın siyasallaşmasını’ açıkça göstermektedir.

tesnim

Read 919 times