Siyonist İsrail rejiminin petrol ihtiyacının yüzde 40’ı Azerbaycan tarafından karşılanıyor. Türkiye isterse vanayı kapatabilir!

Rate this item
(0 votes)
Siyonist İsrail rejiminin petrol ihtiyacının yüzde 40’ı Azerbaycan tarafından karşılanıyor. Türkiye isterse vanayı kapatabilir!

Bir yıla yakın bir süredir Gazze’de soykırım suçunda bulunan Siyonist İsrail rejiminin petrol ihtiyacının yüzde 40’ı Azerbaycan tarafından karşılanıyor. Azerbaycan petrolünün İsrail rejimine taşınmasında kilit rol oynayan Türkiye’nin bu utançtan kurtulması büyük önem arz ediyor. Bu bağlamda Türkiye’nin uluslararası hukuk ve ek anlaşmalar doğrultusunda vanayı kapatma yetkisi bulunuyor.

 
Azerbaycan petrolünün İsrail rejimine taşınmasında kilit rol oynayan Türkiye’nin bu utançtan kurtulması büyük önem arz ediyor. Bu bağlamda Türkiye’nin uluslararası hukuk ve ek anlaşmalar doğrultusunda vanayı kapatma yetkisi bulunuyor. 2003 yılında imzalanan “İnsan Hakları Taahhüdü”nün ikinci maddesine göre insan hakları ihlalinde bulunan bir ülkeye enerji akışı kesilebiliyor. Millî Gazete olarak İsrail rejimine petrol akışını kesmemizi sağlayacak anlaşma ve maddeyi gözler önüne seriyoruz.

Azerbaycan’dan yola çıkan petrolün İsrail rejimine gidiş güzergâhında ise ne yazık ki Türkiye de bulunuyor. Söz konusu durum ülkemiz için büyük bir utanç vesikası olarak dururken vicdanlı vatandaşlarımız, petrol vanasının bir an evvel kapatılmasını istiyor. Hükümet ve BOTAŞ, vananın kapatılmasının ellerinde olmadığını söylese de gerçekler tamamen farklı. Millî Gazete’nin Direniş Çadırı isimli oluşumdan ulaştığı bilgilere göre Türkiye, istediği an İsrail rejimine giden petrolün vanasını kapatabilir.

SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
Azerbaycan’dan SOCAR isimli şirket tarafından İsrail rejimine gönderilen petrolün geçiş güzergâhında Türkiye de yer alıyor. “Boru Hatlarıyla Petrol Taşıma Anonim Şirketi” yani BOTAŞ tarafından Adana Ceyhan’da depolanan petrol buradan uluslararası şirketler aracılığıyla İsrail rejimine ulaştırılıyor. Bakü Tiflis Ceyhan Boru Hattı’nın Türkiye’den geçen 1.076 km’lik hattının kontrolü BOTAŞ’ta bulunurken söz konusu petrol Ceyhan’da BOTAŞ kontrolünde tankerlere yükleniyor.

2006’DA PETROL AKIŞI BAŞLADI
Bakü-Tiflis-Ceyhan üzerinden Siyonist İsrail rejimine yönelik petrol akışı 2006 yılından bu yana gerçekleşiyor. 2000 yılında anlaşmalarla temeli atılan süreçte BTC Şirketi rol oynuyor. Dokuz ülkeden şirketlerin oluşturduğu bir konsorsiyum sonucunda meydana gelen BTC Şirketi’nde en etkin yapı olarak ise British Petrol yani BP öne çıkıyor. Siyonist İsrail rejimi için tam anlamıyla can damarı niteliğinde olan Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’nın aksaması halinde İsrail rejimi için alarm zillerinin çalması işten bile değil…


BAKAN BAYRAKTAR VE BOTAŞ NE DEMİŞTİ?
Türkiye üzerinden Siyonist İsrail rejimine petrol akışının gerçekleşmesi uzun bir süredir kamuoyunda tepkilere neden oluyor. Ülkemizdeki vicdanlı insanlar yaşananlara tepki gösterirken Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar ve BOTAŞ’tan konuya ilişkin açıklamalar yapılmıştı. Gerek Bakan Bayraktar gerekse BOTAŞ tarafından yapılan açıklamalarda Türkiye’nin İsrail’e petrol gitmesine mani olamayacağı vurgulanmış ve hükümetin petrol trafiğinde Ceyhan’dan sonrasına karışma yetkisi olmadığı belirtilmişti. 

 PEKİ GERÇEKLER NE?
Millî Gazete, Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar ve BOTAŞ’ın yaptığı açıklamaların aksine tüyler ürperten gerçeği ortaya koyuyor. Gazetemizin ulaştığı belgelere göre Türkiye’nin İsrail rejimine giden petrolün vanasını kapatma imkânı bulunuyor. Öyle ki Türkiye’nin böyle bir adım sonrasında herhangi bir tazminat ödeme yükümlülüğü de bulunmuyor. Zira 2003 yılında imzalanan “Ortak Beyan” ve “İnsan Hakları Taahhüdü” isimli belgeler, Türkiye’nin elini son derece güçlendiriyor.

PETROL AKIŞINI KESECEK MADDEYİ AÇIKLIYORUZ
Türkiye’nin Siyonist İsrail rejimine giden petrol vanasını kapatmak için kullanabileceği önemli bir koz bulunuyor. Direniş Çadırı yetkililerinin gazetemize aktardığı bilgilere göre 2003 yılında imzalanan “İnsan Hakları Taahhüdü”nün ikinci maddesine göre insan hakları ihlalinde bulunan bir ülkeye enerji akışı kesilebiliyor. Üstelik bu maddeye dayanarak Türkiye’nin söz konusu adımı atması halinde tazminat ödeme yükümlülüğü de bulunmuyor. 

Milli Gazete/ Bekir Şirin

Read 25 times