Kerbela…

Rate this item
(0 votes)

 Ey kalplerimizin takıntısı! 

Ey gözyaşlarımızla akan ırmak! 

Şimdi yüreklerimizden damla damla kan akmaya başladı berrak suyuna!

Kerbela… 

Ey aşkın ateşle yoğrulduğu sahra! 

Kalplerimize senden sıçrayan ateş hiç sönmüyor 

Öyle bir ateş ki Cehennem narını serinlik ve selamete çevirir! 

Kerbela… 

Ey kanlı meydan! 

Her imanlı yürek sana şah damarından bağlıdır 

Kalplerimize aşk akıtmaktasın 

Ve biz davan uğruna kanlarımızı pek kıymetsiz görmekteyiz. 

Kerbela… 

Ey kalplerdeki tatlı sızı 

Diller seni anlatmaya aciz 

Söz de şiir de tükenir, sen hala taptaze kalırsın 

Sen ki kuru toprağından nice mânâ ırmakları akmaktadır.

 

Kerbela… 

Ey kanın kutsallaştığı 

Ey canın canana ulaştığı 

Ey dinin aşka dönüştüğü 

Ey imanın destanlaştığı aşk sahrası!

 

Kerbela… 

Ey dinmeyen sızı 

Ey bitmeyen acı 

Ey merhemsiz yara

 Ey kurumayan kan 

Ey sönmeyen alev 

Ey sonsuz öykü 

Ey duraksız kervan 

Ey tarifsiz güzellik

 

Kerbela… 

Ey aşk 

Ey gözyaşı 

Ey can 

Ey canan

 Ey kan 

Ey Kenan

Ey yol 

Ey kervan 

Ey su 

Ey ateş 

Ey barış 

Ey savaş 

Ey kardeş 

Ey bacı 

Ey ana 

Ey evlat 

Ey yara 

Ey merhem 

Ey dert 

Ey derman! 

 

Kerbela… 

Ey Kerbela! 

Hangi sayfanı açsam

Kalbim titriyor 

Kanım coşuyor 

Gözyaşlarım revan oluyor…

 Hangi sayfandan, hangi satırından başlamalıyım?

Anadan mı oğuldan mı? 

Kardeşten mi bacıdan mı? 

Babadan mı kızdan mı? 

Yetmişlikten mi altı aylıktan mı? 

Vefadan mı cefadan mı? 

Susuzluktan mı yalnızlıktan mı? 

Vedadan mı umutsuzluktan mı? 

Oklardan mı kılıçlardan mı?

Kandan mı gözyaşından mı? 

Çığlıktan mı naradan mı?

 Seni en iyi gözyaşları anlatıyor! 

Çünkü gözyaşının rengi yoktur! 

Acıyı da anlatır aşkı da 

Ateşi de anlatır suyu da

 Ayrılığı da anlatır kavuşmayı da 

Hüznü de anlatır sevinci de

Gülü de anlatır dikeni de 

Evet seni Zeyneb’in gözyaşlarına sormalı ey Kerbela! 

Kardeşinin ardından bakakalmıştı ya giderken… 

Dur demişti, bir kez daha bakayım sana… 

Harabede için için ağlayıp sarayda aslan gibi kükreyen Zeyneb! 

Sakine’nin minik ellerine sormalı seni 

Çaresizliği ve hüznü kucaklayan o minik ellere 

Hüseyn’in ayaklarına gitme diye sarılan ellere 

O kanlı toprağı başına savuran ellere… 

Fırat yolunda düşmüş bir çift uzun kol vardı ya 

Seni işte o kollara sormak lazım ey Kerbela!

 Hani “sağ kolum kesilse de sol kolumla savunurum dinimi” diyerek 

Sol kolunu da, canını da hak uğruna veren kahramanın kollarına…

 

Ey Kerbela… 

Üç gününü anlatmaya üç asır yetmez senin! 

Sen bir aşk madenisin tükenmeyen 

Sen bir hikmet çeşmesisin kurumayan 

Sen canda bir sızısın dinmeyen 

Sen bir deryasın sahilsiz

 Sen kalpte imansın sarsılmayan! 

 

Kerbela… 

Ey Kerbela! 

Selam o mübarek toprağına 

Selam toprağına dökülen kanlara 

Selam üzerinde akan gözyaşlarına 

Selam seni kıble edinen tüm gönüllere!

 

 

Read 2804 times