
کارگر
Kaani’den Filistin Şehadet Operasyonları Hakkında Açıklama
Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani, bugün Tahran'da eski Kudüs Gücü Komutan Yardımcısı General Muhammed Hicazi için düzenlenen anma töreninde bir konuşma yaptı.
Tuğgeneral Kaani, Filistinli şehitleri saygı ile yad ederek; “Onlar, Filistin davasının hala canlı olduğunu gösterdi. İslami değerler ve Filistin davası ayakta dururken şehitlerin yolu da devam etmektedir.” dedi.
Filistin’de gerçekleştirilen son şehadet eylemlerine ilişkin Tuğgeneral Kaani, şunları kaydetti: “Direniş gençleri, yaptıkları operasyonlarla Siyonist Rejim’in düzenini alt üst ettiler. Filistinli bir genç Siyonist Rejim sisteminin tüm temellerini sallıyor. Sonra rejim yaygara çıkarıp İran'la savaşa hazır olduğunu ileri sürüyor.”
Tuğgeneral Kaani, “İran İslam Cumhuriyeti’nin, sulta düzeni ve Siyonizm'e karşı mücadelenin ön saflarında yer almaktadır.” açıklamasını yaptı.
“Siyonist Rejim'e karşı mücadelede yer alanları destekleyeceğiz.” ifadesini kullanan Tuğgeneral Kaani, Siyonist Rejim’in İslami düzene karşı koyacak güce sahip olmadığını söyledi.
Kudüs Gücü Komutanı, Yemen savaşını eleştirerek, "Yemen'in tüm altyapısı yok edildi. Suudi Arabistan’ın işlediği suçlarına dair elimizde somut kanıtlarımız var." diye konuştu./mehr
İran ile Irak dışişleri bakanlarının görüşmesi üzerine
Batı Asya'nın Arap ülkeleri arasında İran ile en fazla kültürel ve mezhebi ortaklıklara sahip ülke olan Irak'ın İran İslam Cumhuriyeti ile ilişkileri iyi şekilde gelişerek, bugün istenen bir konuma ulaşmıştır. Komşuları arasında 1258 kilometre uzunluğunda kara sınırı ve 351 kilometre su sınırı ile en uzun ortak sınırına sahip olan İran ile Irak'ın toplumsal, tarihi, dilsel,dini ve mezhebi bağları bulunmakta. İki komşu ve Müslüman ülke olan İran ile Irak bu ortak bağların yanısıra, ortak tehditler, ortak ekonomik ve güvenlik çıkar ve menfaatlerine de sahip bulunuyorlar.
İran İslam cumhuriyeti son senelerde Irak'ın karşı karşıya kaldığı krizler sırasında her daim bu komşu ve Müslüman ülkenin halkı ve hükümetinin yardımına koşmuştur. Nitekim terör örgütü IŞİD'in saldırısı sırasında Irak halkı ve hükümetinin yanında durarak, terörizmin kökünün kazınmasına büyük katkı sağladı ve ardından iki ülkenin ticari ve ekonomik münasebetleri daha da gelişti.
İşte bu özellikler İran ile Irak münasebetlerinde önemli noktalar ve konular sayılıyor.
Ancak son senelerde ABD yoğun bir şekilde, Tahran ile Bağdat ilişkilerinde gerginlik çıkarmaya çalışıyor ve bu doğrultuda, Tahran ve Bağdat arasındaki ticari işbirliği seviyesini azaltmak için bir takım sabotajlarda bulunmuştur. Bu doğrultuda, Beyaz Saray, İran ile Irak'ın ikili ticaretinde engeller çıkarmak için çeşitli yaptırımlar uygulamaya koymuştur. Ancak ABD'nin yaptırımları ve engelleme çabaları hiçbir zaman iki komşu ve dost ülkenin münasebetlerini özellikle ticari ve ekonomik ilişkilerini etkileyebilmiş değil. Nitekim İran ile Irak, tüm bu engelleme ve yaptırımlara rağmen ikili ticaret hacmini 20 milyar dolara çıkarmayı hedeflemişlerdir.
Bu arada her iki ülke yetkilileri çeşitli zamanlarda sürekli bir araya gelerek çeşitli konularda görüş teatisinde bulunmaya özen gösteriyorlar. nitekim Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Muhammed Hasan Şeyhül-İslami ile Türkiye'deki Antalya Diplomasi Forumu sırasında bir araya gelerek ülkesinin başta İran olmak üzere komşu ülkelerle en iyi ilişkileri kurmaya istekli olduğunu söyledi.
yine Aralık 2021'de iki ülke dışişleri bakanları Tahran'da bir araya gelmişlerdi.
Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyn'in bugün Tahran'a gerçekleştirdiği ziyareti de ikili siyasi ve ekonomik ve ticari ilişkilerin gelişmesi açısından önem arz ediyor. Çünkü İran İslam Cumhuriyeti'nin 13. hükümetinin öncelikli politikaları arasında Irak dahil komşularla ekonomik ve ticari ilişkilerin gelişmesi yer almakta. Doğal olarak İran ile Irak yetkilileri arasında gerçekleşen görüşmeler ve bu görüşmelerde alınan kararlar ve yapılan anlaşmalar, ikili ilişkilerin gelişmesine önemli derecede katkı sağlamakta.
Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyn'e Tahran ziyaretine Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el Araci ve İçişleri Bakanlığı İstihbarat Servisi Başkan Vekili Ahmed Abu Rağif de eşlik ediyor.
Demek ki, Irak Dışişleri Bakanı'nın Tahran ziyaretinde siyasi ve ekonomik konuların yanısıra güvenlik konular da büyük önem arz etmekte. Son sıralarda Irak'ta Şelemçe sınır kapısının açılması için protesto eylemi düzenlenmiş, eylemciler, bu kapının yeniden açılmasını istemişlerdir.
Görüşmelerde muhtemelen bu gibi konular de ele alınacaktır.
Sonuç itibarıyla İran ile Irak ilişkileri son dönemlerde ABD tarafından sebebiyet verilen sorun ve sıkıntılara rağmen iyi şekilde seyir etmiştir ve bugün de Irak Dışişleri Bakanı'nın Tahran'a yaptığı ziyareti, iki ülkenin ikili münasebetlere verdikleri önemi göstermekte./
Reisi’den Irak’a Siyonist Rejim Uyarısı
İran Cumhurbaşkanı Seyyid İbrahim Reisi, resmi temaslarda bulunmak üzere dün akşam Tahran’a gelen Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin'i kabul etti.
Reisi, İran’ın güçlü ve birleşik bir Irak'tan yana olduğunu belirterek; "Irak'ta tüm siyasi partilerin işbirliği ile Irak halkının çıkarlarına dayalı bir siyasi uzlaşıyı görmeyi umuyoruz. " dedi.
İran ve Irak'ın ortak güvenlik ve çıkarlara sahip olduğuna dikkati çeken Reisi, "Düşmanlar iç içe kenetlenmiş güvenliğimizi zedeleyemez.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Reisi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tahran, komşu ülkelerden özellikle Irak’tan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ve diğer topraklarından İran İslam Cumhuriyeti'nin güvenliğine zarar verecek her türlü varlığın bulunmasına izin vermemesini bekliyoruz.
İran İslam Cumhuriyeti, komşularına karşı kardeşliğini pratikte kanıtlamıştır. Bu nedenle komşu ülkelerden bölge düşmanlarının komploları konusunda duyarlı olmalarını istiyoruz.
Ne yazık ki IKBY bazı şeyleri ihmal etti. İran İslam Cumhuriyeti olarak Siyonist Rejimin faaliyetlerini yakından izliyoruz. Çocuk katili rejimle işbirliği yapmak gizlenemez ve bölge güvenliğinin tehlikeye atılmasına asla izin vermeyeceğiz.”
İbrahim Reisi, "Irak'ın güvenliği Iraklılar tarafından sağlanmalı. Bu ülkede yabancıların varlığı güvenliği sağlayamaz." dedi.
Söz konusu görüşmede Fuad Hüseyin de “Irak toprakları İran'ın güvenliğini tehdit edecek bir yer olmayacak ve İran’ın çıkarlarına yönelik herhangi bir tehdidi önlemek için güvenlik alanında kapsamlı işbirliğine hazırız.” diye konuştu.
Türkiye'nin ABD Büyükelçisi: İran Hem Türkiye Hem De İsrail’e Tehdit
Türkiye’nin ABD’deki Büyükelçisi Hasan Murat Mercan, Müslüman kanı emen Siyonist İsrail'e güller saçarken, Türklerin ile İsraillilerin Cumhurbaşkanlarını yaptıkları görüşmelerle, bölgede stratejik ve ekonomik anlamda çıkar sağlamak adına desteklemeleri gerektiği yazdı.
İsrail merkezli Yediot Aharonot gazetesinin internet sitesinde yayımlanan habere göre; Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan, Tel Aviv Üniversitesi’ne bağlı Dayan Stretejik Araştırmalar merkezinin dergisi için kaleme aldığı makalesinde, Türkiye ve işgal rejiminin İran’ın nükleer emellerinin tehdidi altında olduğunu yazdı.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) kurucu üyelerinden Hasan Murat Mercan, işgal rejimi ve Türkiye'nin farklı görüşleri bir kenara bırakıp, ortak noktaları üzerine sürdürülebilir bir diyalog geliştirmeleri gerektiğini yazdı.
"KÖTÜ NİYETLİ AKTÖRLER" KARŞISINDA ORTAKLIK ÇAĞRISI
Türkiye ve İsrail ilişkilerinin karşılıklı güvene dayalı olarak dönüştürülmesi çağrısında bulunan Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan, Türkiye ile Irkçı Siyonist rejiminin birçok alanda işbirliği yapması gerektiğini öne sürdü.
Büyükelçi Mercan yazısında, "Türk-İsrail etkileşimi, kötü niyetli aktörler ve eğilimler karşısında geleneksel bir bölgesel ortaklıktan fazlasını sunuyor. Konvansiyonel ortaklıklar, ister bir tehdide karşı isterse bir amaç için olsun, belirli bir konu içindir. Konvansiyonel ortaklıkların son kullanma tarihleri vardır. Türkiye ve İsrail ise ortak bir mahalleyi, mirası ve en önemlisi ortak bir geleceği paylaşıyor." ifadelerini kullandı./milligazete
Amerikalı Profesörlerin %60'ı İsrail'i Irkçı Bir Rejim Olarak Görüyor
Middle East News internet sitesinin haberine göre, Amerikalı üniversite profesörleri arasında yapılan yeni bir anketin sonuçları, bu öğretim görevlilerinin %60'ından fazlasının Siyonist rejimi ırkçı bir rejim olarak gördüğünü gösteriyor.
Middle Esat’ın haberinde yer alan ifadelere göre, bu sonuç, çeşitli Amerikan üniversitelerinden bin 729 profesörün katıldığı Maryland Üniversitesi ve The George Washington Üniversitesi'nin ortak bir araştırmasına dayanmaktadır.
Öte yandan, bu anketin sonuçlarına göre, bu ankete katılanların %61'i iki devletli bir çözümün uygulanmasını imkânsız görmektedir.
Daha önce, BM İnsan Hakları İzleme Örgütü, Kudüs’ün Kılıcı Savaşı olarak bilinen İsrail'in Gazze'deki saldırılarına ilişkin kapsamlı soruşturmasında bu rejimi apartheid olarak nitelendirmişti
İran-Türkiye Yatırım Fırsatları Sempozyumu
Son yıllarda Batı Asya gelişmeleri öyle bir hal almış ki bölgedeki iki önemli ve belirgin ülke olan İran ve Türkiye'nin önemi daha da belirgin hale gelmiştir. Aslında İran ve Türkiye'nin ekonomik, siyasi ve kültürel birliği halinde iki ülke bölge ve dünyada bile belirleyici bir denge kurabilirler.
Buna ilaveten iki ülke de Ekonomik İşbirliği Teşkilatı-ECO'nun da kurucularından sayılırlar ve bu önemli ekonomik teşkilat çerçevesinde önemli işbirliklere imza atmışlardır. Halihazırda Tahran ve Ankara'nın taşımacılık ve transit ayrıca enerji alanındaki işbirlikleri iki komşu ülkenin en önemli ekonomik ve ticari işbirlikleri alanlarından sayılırlar.
Bu bağlamda Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'ta düzenlenen 15. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO) Zirvesi'nde İslamabad-Tahran-İstanbul transit ve taşıma koridorunun açılması konusu bu toplantının belki de en önemli anlaşmalarından biriydi. Bu nedenle Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Aşkabat zirvesinde yaptığı konuşmada, İran ile Türkiye ve Pakistan arasında bir koridorun kurulmasının bölgenin kalkınmasının önünü açacağını söyledi. Bu arada Türk diplomasi kolu başkanı Aşkabat toplantısında şunları da söyledi: "Odaklanmamız gereken önemli alanlardan biri bölgesel ticaret ve iletişimdir. Özellikle uçsuz bucaksız Asya kıtası sadece bir üretim merkezi değil, aynı zamanda dünyanın en büyük büyüyen tüketici pazarı olduğu için bunu yapmalıyız."
İran ve Türkiye arasındaki ulaşım ve transit alanındaki işbirliğinin, iki komşu ülkenin güç kazanma temellerini sağlayabileceği ve tamamlayacağı şüphesiz bir gerçektir. Belki de bu yüzden Türk Dışişleri Bakanı geçen yıl 15. ECO Zirvesi'nde şunları söyledi: "ECO'nun tarihi ticaret yollarının ve kültür merkezlerinin kalbinde bir organizasyon olarak daha aktif olması gerektiğini düşünüyorum."
İran ile Türkiye arasında Ekonomik İşbirliği Teşkilatı - ECO çerçevesinde yürütülen işbirliğinin yanı sıra İran ve Türkiye de kendi aralarında yapıcı işbirliklerine sahiptir. Örneğin iki ülke yetkilileri, iki ülkede yatırım toplantıları düzenleyerek karşılıklı işbirliği alanlarını sürekli gözden geçirmekte ve duyurmaktadır. Bu kapsamda, iki ülkeden yetkililer, işadamları ve ticaretle uğraşanlar ile çeşitli alanlardaki uzmanların katılımıyla İran ve Türkiye arasındaki yatırım fırsatlarının tanınması ve belirlenmesine yönelik üçüncü konferans İstanbul'da gerçekleştirildi. Bu sempozyum Perşembe 31 Mart gününe kadar devam etti. Bu sempozyumda ekonomi, ticaret, enerji, kripto paralar, sağlık ve diğer alanlarda işbirliği olanakları değerlendirildi ve gözden geçirildi.
"İran-Türkiye Yatırım Fırsatlarının Belirlenmesi" başlıklı üçüncü sempozyumda kararların iki ülkedeki karar verici yetkililere duyurulacağı ve uygulanacağı aşikardır.
Tahran ve Ankara'nın enerji alanında da kapsamlı işbirliği var. İran ham petrolünün Türkiye'ye ihracatına ek olarak, İran doğalgazının Türkiye'ye ihracatına yönelik 25 yıllık bir sözleşme de uygulandı ve bu ihracat on yılı aşkın bir süredir gündemde uygulanmaya devam etmektedir. İran ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi yılda yirmi milyar doları aşıyor ve iki ülke arasındaki anlaşmaların uygulanması halinde bu rakam yılda 50 milyar dolara kadar çıkabiliyor.
İran-Türkiye işbirliğinin genel bir özeti olarak şunu söylemek gerekir ki Tahran ve Ankara tamamlayıcı bir ekonomiye sahip oldukları için ikili ve bölgesel işbirliklerini daha da güçlendirebilirler. Aynı zamanda, iki ülke Ekonomik İşbirliği Örgütü - ECO üyeleri arasında işbirliği için bir model olarak hizmet edebilir.
342/
Türkiye, Tel Aviv’deki Şehadet Operasyonunu Terör Eylemi Olarak Niteledi
İşgal Altındaki Filistin'deki Türk Büyükelçiliği resmi twitter hesabından yaptığı paylaşımda; Tel Aviv’in Bani Berrak bölgesindeki son şehadet saldırısını terör eylemi olarak nitelendirerek kınadı.
Türk Büyükelçiliği tarafından yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verdi: 29 Mart akşamı Bani Berrak'ta meydana gelen terör saldırısında en az 5 kişinin hayatını kaybetmesinden dolayı üzgünüz. Bu terör saldırısını kınıyoruz.
Son günlerde artan bu saldırıların Ramazan ve Ramazan Bayramı arifesinde bölgeyi yeniden çatışmaya sokmasından endişe ediyoruz.
Beni Berrak'ta hayatını kaybedenlerin ailelerine, İsrail hükümetine ve halkına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçiliği, İsrail'de 5 kişinin öldürüldüğü saldırıyı kınadı
Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçiliği, İsrail'in Beni Barak kentinde dün 5 kişinin ölümüne neden olan silahlı saldırıyı kınadığını duyurdu.
Mücahit Aydemir |30.03.2022 /AA
Kudüs Büyükelçiliğin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "İsrail’in Bnei Brak kentinde 29 Mart akşamı gerçekleştirilen terör saldırısında en az 5 kişinin hayatını kaybettiği üzüntüyle öğrenilmiştir. Söz konusu terör saldırısını kınıyoruz." ifadeleri kullanıldı.
İsrail'de silahlı saldırı sonucu 5 kişi öldü
İsrail ordusu, Batı Şeria'ya takviye kuvvetler yolluyor
Açıklamada, İsrail'de son günlerde artan bu saldırıların, yaklaşan ramazan ayı ve Hamursuz Bayramı öncesinde bölgeyi yeniden çatışma ortamına sürüklemesinden endişe duyulduğu belirtildi.
Büyükelçiliğin açıklamasında ayrıca, "Bnei Brak kentinde hayatını kaybedenlerin aileleri ile İsrail Hükümeti ve halkına taziyelerimizi sunuyor, yaralananlara acil şifalar diliyoruz." ifadelerine yer verildi.
Beni Barak saldırısı
İsrail polisinden yapılan açıklamada, 29 Mart akşamı Tel Aviv'in doğusundaki Beni Barak kentinde düzenlenen silahlı saldırıda biri polis 5 kişinin hayatını kaybettiği bildirilmişti.
Açıklamada, "otomatik tüfekle sokakta sivillere ateş açan teröristin" güvenlik güçlerince etkisiz hale getirildiği kaydedilmişti.
Erdoğan, İşgalci Siyonist Rejim Cumhurbaşkanı İle Görüştü
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Siyonist Rejim İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile telefonda görüştü.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, görüşmede, Türkiye ve İsrail ilişkileri ile bölgesel konular ele alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'un Türkiye'ye yaptığı ziyaretle ikili ilişkilerde yakalanan ivmenin sürdürülmesini arzu ettiğini belirterek, özellikle enerji alanında tesis edilecek sinerjinin müşterek menfaat olduğunu dile getirdi.
İsrail'in farklı şehirlerinde son günlerde yaşanan menfur terör saldırılarını kınayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybedenler için taziye, yaralananlar için şifa diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ve Filistin tarafından yapılan sağduyulu beyanları tansiyonun düşürülmesi bakımından çok kıymetli bulduğunu ifade etti.
Filistinlilerin ramazan ayında Mescid-i Aksa'ya veya İsrail'e girmelerinin engellenmemesinin önemini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ramazan ayının son 10 günü Mescid-i Aksa'nın 24 saat ibadete açık tutulması ve gayrimüslimlerin ziyaretlerine kapatılması konusunda İsrail makamlarının gösterdiği hassasiyeti sürdürmelerini beklediğini yineledi.
Ramazan ayının ve Hamursuz Bayramı'nın sükunet ve barış içinde geçmesini temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'un ve tüm Musevilerin Hamursuz Bayramı'nı kutladı.
İsrail Cumhurbaşkanı Herzog da ramazan ayı dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tebriklerini iletti.
Ramazan Ayı'nın Bilincine Varmak
Mübarek Ramazan ayı yaklaşırken onun esas amacı insanı bir düzen sokmak, onu yetiştirmek ve düzelmesini sağlamaktır.
Mübarek Ramazan ayının esas amacı insanı programlamak, onu yetiştirmek ve düzelmesini sağlamaktır. Yâni maksat ayıplı, özürlü ve kusurlu insanların ayıplarını gidermelerini, sağlam ve salim birer insan olmalarını sağlamak ve salim insanları da kamil insan merhalesine vardırmaktır.
Ramazan ayının ana programı nefsi tezkiye etmek, ayıplar, eksiklikleri ve kusurları gidermek, hastalıkları iyileştirmektir, Ramazan ayının amacı insani akıl, iman ve iradeyi hayvani ve nefsaani şehvetlere hakim kılmaktır; dua ve Hakka yönelmektir, Allah'a yöneliş, ruhu O'na doğru yüceltmektir.
Aksi takdirde bütün Ramazan boyunca, otuz gün açlığa dayan, susuzluk çek, uykusuzluk çek, geceleri ibadete koyul, o camiden şu camiye, o hutbeden bu hutbeye koşturup dur, sonra da bir bak ki Ramazan ayı bayramı gelivermiş!… Ne çıkar?! Neye yaradı bütün bunlar?! Ramazan ayı gelip geçmiş ama adam zerrece olsun değişmemiş, hatta beter bile oluyor bazıları…
İslam, boşu boşuna ağzınızı yumup öylece oturun demiyor ki!… Oruçtan maksat, insanların bu vesileyle kendilerini ıslah edebilmelerine yardımcı olmaktır. Nitekim rivayetlerde “Oruç tutanlar arasında öyleleri vardır ki tuttukları oruçtan, açlıktan başka nasipleri yoktur” ifadesi geçer. Otuz gün boyunca helal yiyeceklere ağız kapamanın sebebi bir eğitimden geçmiş olmak ve ağzına haram lokma almamayı,haram laf etmemeyi, gıybette bulunmamayı, yalan söylememeyi, küfretmemeyi öğrenmektir; helal lokmayı harama tercih edebilmeyi başarmaktır!
Hz. Resul-i Ekrem'in (s.a.a) huzuruna gelen oruçlu kadının hikayesini duymuşsunuzdur; Resulullah (s.a.a) ona süt -ya da herhangi bir yiyecek – ikram eder ve içmesini söyler. Kadın “Ya Resulullah, oruçluyum ben” der, Peygamber “Hayır” buyururlar, “Oruçlu değilsin sen; al ve iç!…” Kadın yine oruçlu olduğunu söyler, bu durum üç kez tekrarlanır, üçüncü defada Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) “Nasıl oruçlu olabilirsin ki; daha bir saat önce mü'min kardeşinin etini yedin ya!…” der ve, “Onun etini yediğini görmek istiyor isen kus (mideni boşalt)” buyururlar. Kadıncağız Peygamberin dediğini yapınca ağzından et parçaları dökülmeye başlar…
Yâni bedenin ağzını helale kapayacak, ama ruhun ağzını harama açık bırakacak, öyle mi!?…
Değil mi ki bir insan yalan söylediğinde ağzından pek şiddetli bir koku yükselir de yedi göğün meleklerini rahatsız eder? Bazen cehennemin neden onca kötü kokacağını soruyorlar; cevabı açıktır bunun, cehennemin pis kokuları dünyada meydana getirdiğimiz ufunetlerdir; ardarda düzüp koştuğumuz yalanlar, ettiğimiz çirkin küfürler ve yaptığımız iftira ve töhmetlerdir. Hele iftira en kötüsüdür bunların… çünkü iftira hem yalandır hem de gıybet; ikisinin çirkinliğini bir arada taşır, iki büyük günahı bir arada işlemektir.
Vay o kimsenin haline ki bir Ramazan ayını nice iftiralarla geride bırakır, bu mübarek ayda din kardeşlerine töhmetler atar…
Ramazan ayı, bir araya toplanma ve topluca ibadet etme ayıdır, nifak ve tefrika ayı değildir bu mübarek ay!..
Vela havle vela kuvvete illa billah'il aliyyil azîm.
Yüce ve ulu Allah'a dayanmayan hiç bir güç ve kuvvet yoktur.
Üstad Murtaza Mutahharî
2022 Dünya Kupasında İran’ın Rakipleri ABD ve İngiltere Oldu
Dünya futbolunun 1 numaralı kupası, 4 yılda bir düzenlenen ve dünyanın merakla takip ettiği Dünya Kupası’nda grup kuraları çekildi. 21 Kasım Pazartesi 2022’de başlayıp 18 Aralık Pazar 2022’de oynanacak finalle sona erecek 2022 Dünya Kupası’nda ne yazık ki Türkiye yok…
Dünya Kupası’nın açılış maçı 21 Kasım Pazartesi saat 13.00’te Katar-Ekvador arasında oynanacak.
Şu ana kadar 29 takımın katılma hakkı kazandığı turnuvada mücadele edecek son üç ekip, play-off maçlarının ardından belli olacak.
İŞTE 2022 DÜNYA KUPASI GRUPLARI
A GRUBU: Katar, Ekvador, Senegal, Hollanda
B GRUBU: İngiltere, İran, ABD, Galler/İskoçya-Ukrayna
C GRUBU: Arjantin, Suudi Arabistan, Meksika, Polonya
D GRUBU: Fransa, Danimarka, Tunus, Peru/Birleşik Arap Emirlikleri-Avustralya
E GRUBU: İspanya, Almanya, Japonya, Kosta Rika/Yeni Zelanda
F GRUBU: Belçika, Kanada, Fas, Hırvatistan
G GRUBU: Brezilya, Sırbistan, İsviçre, Kamerun
H GRUBU: Portekiz, Gana, Uruguay, Güney Kore
Her gün 4 maç oynanacak turnuvada 12 günde grup aşaması tamamlanacak. 3-6 Aralık tarihlerinde son 16 turu, 9-10 Aralık'ta çeyrek, 13-14 Aralık'ta ise yarı final maçları oynanacak.
Final maçı ise 18 Aralık 2022'de. 2022 Dünya Kupası finali, Lusail şehrindeki 80 bin kişilik Lusail Stadyumu'nda düzenlenecek. 17 Aralık 2022'de Khalifa Uluslararası Stadyumu'nda ise üçüncülük maçı oynanacak.