İran’ın Ortadoğu’daki vazgeçilmez rolü

Rate this item
(0 votes)
İran’ın Ortadoğu’daki vazgeçilmez rolü

“Ortadoğu’nun sorumluluğu yalnızca İran’ın omuzlarına yüklenemez. Ancak İran, bölgede ve daha ötesinde yeni ve daha derin ortaklıklar kurmaya devam edecektir. …”


İran, şu günlerde İslam Devriminin 36. yılını kutluyor. İslam Devriminin başından beri İran modern ve ileri bir millet olarak ortaya çıktı. Batı, yaptırımlarla İran’ı izole etmeye çalışırken, ülkenin bu durumun üstesinden nasıl geldiğini anlamakta başarısız oldu. İranlılar bugün –ve tarih boyunca sergiledikleri gibi – herhangi bir dış baskıya karşı ulusal özgürlüklerinin peşinde koşmaya devam ediyor ve İran’ın itibarına saygı göstermek onlar için bir zorunluluk. Bu İran’ın dış politikasını anlamada hayati bir öneme sahip ve yaptırımların verdiği acıya rağmen nükleer hakların neden yaygın popüler desteğe sahip olduğunu açıklamaya kesinlikle yardımcı oluyor.

Ortadoğu’nun sorumluluğu yalnızca İran’ın omuzlarına yüklenemez. Ancak İran, bölgede ve daha ötesinde yeni ve daha derin ortaklıklar kurmaya devam edecektir. Diğer devletlerden ve devlet olmayan aktörlerden birçok tehditle yüzyüze gelen bir ülke olarak İran, dış müdahalelere karşı kendisini koruyacak ve bölgesel güvenliği sağlayacak ordusunu ve savunma üstünlüğünü muhafaza edecektir. İran Devrim Muhafızları ve ordusu her zaman güvenliğin belkemiği olacak ancak mutlaka takviye edileceklerdir. İran’ın güvenliği ayrıca devrimin çocukları olan diplomatlarına ve güvenliği sağlamak ve korumak için yorulmadan çalışan kamu görevlilerine de bağlıdır.

İran, algılama gücü yüksek liderliği sayesinde maruz kaldığı meydana okumalara ve tehditlere karşı uyanık durumdadır. Bu liderlik ayrıca İran’ın hiçbir zaman uluslararası normlar dışına çıkarak başarılı olmadığının farkındadır. İran, nihai güvenlik ve refaha evrensel haklardan vazgeçerek ulaşılacağı kavramını her zaman reddetmiştir, müdahale ve adaletsizliğe karşı durmaktadır ve bu haklarına olan desteğin, Ortadoğudaki gücünden kaynaklandığına inanmaktadır.

İran’ın ulusal stratejisi gücünü kabullenmesi ile ve kendi evinde adım atması ile başlar. Bu yüzden tahrip edici yaptırımlara rağmen ekonomisini ileri yönde büyütecektir. İran için gençliğini eğitmek ve dünyayı korumak, halkını petrol gelirlerine bağımlılıktan kurtarmak için yeni endüstrileri besleyecek alternatif enerjiler geliştirmek en başta gelen önceliktir. İran’da yeniliğin geleceğe giden yolu inşa edeceğine olan inançla buluşlara imkân verecek kendine has araştırma ve geliştirmeler kovalanmaktadır. Her şeyden önce İran’ın en kıymetli varlığı etnisite ve din ayrımı fark etmeksizin kendi halkıdır. İran yönetimi, bölgesel başarısının halkına korku salmakla değil onlarla umutları ve istekleri ile ilgili konuşabilme kapasitesinden geldiğinin farkındadır. Bu kapasite, nezaketin gücünde, İran halkının itibarında, askerlerinde, diplomatlarında ve sembolik ulusal özelliklerini gösteren özel sektöründe yerleşmiştir.

İran sekiz yıl süren savaşta dış müdahalelerde ve tahrip edici yaptırımlarda kesinlikle tecrübe kazanmıştır. İran, bu güçlükler karşısında refah, güvenlik ve istikrarı için temel teşkil eden mirasını biçimlendirerek yaptığı çözümlerde kararlı durmaktadır.

Javad Manzoori&Roozbeh Aliabadi

Presstv’den çev.: Rozan Genç

 

Read 1639 times