
کارگر
İran, Hürmüz Boğazı'nı kapatmaya hazırlanıyor
İran Parlamentosu'nun, İran'a dönük ekonomik yaptırımlara destek veren ülkelere giden petrol tankerlerinin Hürmüz Boğazı'ndan geçişini engelleyecek bir yasa tasarısı üzerinde çalıştığı duyuruldu.
İranlı parlamenter İbrahim Ağa Muhammedi dün gazetecilere yaptığı açıklamada, “Parlamentonun Ulusal Güvenlik ve Dışişleri komitesinde, İran'a yaptırım uygulayan ülkelere petrol taşıyan tankerlerin geçişinin engellenmesine dair bir yasa tasarısı hazırlanıyor” diye konuştu. Muhammedi ayrıca, Pazar günü itibariyle 290 üyeli İran Parlamentosu'ndan 100 milletvekilinin tasarıyı imzalamış bulunduğunu belirtti.
Tasarı, İran'a dönük yaptırımların sıkılaştırıldığı ve İsrail kaynaklı tehditlerin arttığı son günlerde, İran'ın askeri ve ekonomik baskıları karşılamaya dönük manevralarının bir parçası olarak yorumlanıyor.
Tehditlere ve ekonomik yaptırımlara yanıt
AB ülkelerinin 12 Ocak'ta kabul ettiği İran'dan ham petrol alımını durdurmaya yönelik kararlar, geçtiğimiz pazar günü yürürlüğe konmuştu. İran'ın petrol ihracatında yüzde 18 paya sahip AB ülkelerinin bu kararı, İran'ı ekonomik olarak sıkıştırmayı hedefliyor. Öte yandan Petrol Bakanı Rüstem Kasımi, İran Resmi Haber Ajansı IRNA'ya yaptığı açıklamada ülkenin yaptırımların etkisini kırmak için hazır olduğunu belirtti. İran'ın olası tüm seçenekleri değerlendirdiğini belirten Kasımi, İran'a yönelik yaptırımların yıllardır sürdüğünü, AB'ye yapılan ihracatın İran'ın toplam petrol ihracatı içinde tolere edilebilir bir oranda olduğunu ve ihracatın zaman içinde başka ülkelere kaydırılabileceğini sözlerine ekledi. Buna ek olarak İran Merkez Bankası Başkanı Mahmud Bahmani, İran'ın 150 milyar dolarlık döviz rezervinin bulunduğunu ve yaptırımların etkilerine karşı hazır olduklarını bildirdi.
İran'ın bir yandan yaptırımların etkisini kırmaya dönük alternatifleri değerlendirirken diğer yandan da kendisini siyasi ve ekonomik olarak sıkıştırmaya dönük hamlelere, karşı hamlelerle yanıt verdiği düşünülüyor. Zira geçtiğimiz aylar boyunca İran'ı savaşla tehdit eden İsrail'e yine bu günlerde İran cephesinden bir cevap geldi. İran'ın dün başlattığı ve 3 gün sürecek olan füze tatbikatı öncesi Devrim Muhafızları Hava-Uzay Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacızade İsrail'in uzun süredir İran'a yönelttiği tehditlere bir karşı tehditle yanıt verdi. Dün başlayan ve üç gün sürecek tatbikatta İran kısa, orta ve uzun menzilli karadan karaya füze sistemlerini test etmeye devam ediyor.
Tatbikat İsrail'in tehditlerine yanıt vermenin dışında, son aylarda ABD'nin İran'ı kuşatmaya dönük askeri hamlelerine de verilen bir yanıt olarak yorumlanıyor. ABD geçtiğimiz aylarda Birleşik Arap Emirlikleri'ne 3,5 milyar dolarlık füze savunma sistemi satışı gerçekleştirmiş ve Suudi Arabistan ile 30 milyar dolarlık bir askeri malzeme satış antlaşması imzalamıştı. Bunların dışında İsrail'e savunma yardımı olarak yapılan yıllık 3 milyar dolarlık ödeme, iki katına çıkartılmıştı. Bilindiği gibi ABD ayrıca Malatya, Kürecik’e bir erken uyarı radar sistemi kurmuştu. Bu sistemin İran'a karşı yerleştirildiği tartışmaları kamuoyunda geniş yer bulmuştu.
ABD ve AB üyesi ülkelerin İran'a dönük müdahaleleri askeri tehditlerin ve ekonomik yaptırımların yanında siyasi hamleler de içeriyor. Geçtiğimiz cumartesi Cenevre'de gerçekleştirilen Suriye zirvesine BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin yanısıra, Türkiye, Kuveyt, Irak ve Katar da davet edilmiş, ancak İran sürecin dışında bırakılmıştı.
Daha önce de gündeme gelmişti
Hürmüz Boğazı’nın kapatılması gündeme ilk kez gelmiyor. Ocak ayında İran'ın Basra Körfezi'nde gerçekleştirdiği askeri bir tatbikat sırasında savaş gemilerini bölgeye gönderen ABD ile İran arasında ipler gerilmişti. Gerilimi tetikleyen ABD'nin İran'a karşı yaptırım kararlarını gündeme getirmesiydi. İran, yaptırım tehditlerine karşılık olarak Hürmüz Boğazı'nı petrol sevkiyatına kapatacağını açıklamıştı. İran yönetimi, yaptırım kararlarının ABD kongresinde kabul edilmesinin ardından tatbikat kararı almış ve gerilim bunun üzerine iyice tırmanmıştı. Obama yönetimi bu süreçte, Boğaz'ın petrol trafiğine kapatılmasının ABD için bir kırmızı çizgi anlamına geleceğini ve böyle bir adımın yanıtsız kalmayacağını bildirmişti.
Hürmüz Boğazı'nı kapatmaya dönük yasa tasarısının kanunlaşıp kanunlaşmayacağı henüz belirsizliğini koruyor. Tasarı kanunlaşsa bile bunu uygulama kararı ve yetkisi İran yönetiminin elinde bulunuyor. Boğaz'ın kapatılıp kapatılmayacağı ve böyle bir durum gerçekleşirse meydana gelebilecek olası bir sıcak çatışmanın boyutları belirsiz. İran'ın Hürmüz Boğaz'ı kapatabilecek kapasitede olduğu belirtilmekle birlikte ABD'ye ait 5. filonun da bölgede bulunduğu biliniyor.
İran'dan füzeli gözdağı
İran çeşitli tür ve menzile sahip füze denemesi yaptı.
İran Devrim Muhafızları, sürdürdüğü füze tatbikatının 2.gününde aralarında uzun menzilli füzelerin de bulunduğu çeşitli tür ve menzile sahip füze denemesi yaptı.şlayan “Yüce Peygamber 7” adlı tatbikatın bugünkü aşamasında çeşitli türdeki uzun, orta ve kısa menzilli Şahap 1, 2,3 ile Fatih, Tonder, Zilzal, Fars Körfezi, Kıyam füzeleri çöl ortasındaki hedeflere doğru fırlatıldı. Füzelerin hedefleri tam isabetle vurduğu kaydedildi.
Tatbikatta savaş uçakları ve insansız bomba yüklü hava araçları hedefleri bombalayacak.
İran Devrim Muhafızları Hava-Uzay Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacizade, tatbikatın amacıyla ilgili yaptığı açıklamada “Tatbikatla maceracı ülkelere karşı İran’ın direnmekte kararlı olduğu ve her türlü olası saldırıya karşı yanıtımızın ağır olacağı mesajını vereceğiz” demişti.
Mursi: Dış siyasette hiçbir gücün etkisinde kalmayacağız
Mısır'ın yeni cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, dış siyasette hiçbir gücün etkisinde kalmaksızın bağımsız siyaset edeceklerini söyledi.
Mısır'ın yeni cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, devrimin sembol mekanı Tahrir Meydanı'nı dolduran yüzbinlerce kişinin önünde, resmi tören öncesi sembolik olarak başkanlık yemini etti.
Mursi, Hüsnü Mübarek'in devrilmesinin ardından ülke yönetimini elinde bulunduran Yüksek Askeri Konsey'in bu yetkisini devretmesi talebiyle Tahrir Meydanı'nı dolduran kalabalık karşısında, cumhurbaşkanlığı sırasında sivil ve anayasal bir devletin inşası için çalışacağını vurguladı ve "otoritenin tek kaynağının Mısır halkının iradesi olduğunu ve bu iradenin üzerinde hiçbir gücün bulunmadığını" belirtti.
Yönetimi elinde bulunduran Yüksek Askeri Konsey'in, cumhurbaşkanlığı makamının yetkilerini daraltmasıyla ilgili tartışmalara da değinen Mursi, halk tarafından görevlendirildiği için yetkilerinden kesinlikle taviz vermeyeceği uyarısında bulundu. ''Allah'tan başka kimseden korkmuyorum'' diyen Mursi, devrimin bütün amaçlarına ulaşıncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini bildirdi.
Konuşmasında, yönetimi sırasında Mısır'ın izleyeceği dış politikaya ilişkin kısa açıklamalar da yapan Mursi, Mısır'ın Afrika ve Ortadoğu'daki komşularıyla ilişkilerini geliştireceklerini, barışın korunması için çalışacaklarını söyledi.
Mursi, başta Amerika'da cezaevinde bulunan Ömer Abdurrahman olmak üzere bütün siyasi tutukluların bir an önce serbest bırakılması için de çaba göstereceğini söyledi.
İran: Nükleer görüşmeler kritik aşamaya geldi!
İran’in Birleşmiş Milletler nezdindeki Büyükelçisi Muhammed Hazai, İran’ın nükleer programı ile ilgili müzakerelerin, ABD ve AB’nin ağır ekonomik yaptırımları dolayısıyla, kritik bir aşamaya geldiğini belirtti.
Muhammed Hazai, İran’ın BM misyonunda basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ABD ve AB’nin İran’la anlamlı bir diyalog kurmak istemediğini belirtti. İran’ın nükleer programı çerçevesindeki müzakere süreci ile ilgili nadiren bu tür toplantılar düzenliyor. İran elçisinin açıklama yapma ihtiyacı duymasının zamanlaması, Suriye’nin bir Türk uçağını düşürmesi ve NATO’nun Suriye’ye olası bir müdahalesinin gündeme gelebileceği bir dönemde gerçekleştirmesi dikkat çekti.
Hazai, BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerin politik nedenlerden ötürü, yaşanan süreçle ilgili çözüm bulma noktasında yeterince çaba göstermediğini kaydetti.
Diğer taraftan bu pazar günü, AB’nin İran’a daha ağır ekonomik yaptırımları uygulamaya koyması bekleniyor.
ABD’li uzmanlar, İran’ın nükleer programını yeniden konuşmak istemesinin sebebini, İran’ın ekonomik yaptırımlardan etkilenmesine bağlıyor.
Hazai, İran’a ekonomik yaptırımların zararı ne olursa olsun, ülkesinin pozisyonunda her hangi bir değişiklik olmayacağını belirtirken, BM Güvenlik Konseyi ise İran’ın nükleer programının askeri amaçlar için kullanılabileceği kuşkusunu taşıyan müfettişlerin sorularını cevaplamasını istiyor.
İran ise islam Devrimi Lideri İmam Hamenei’nin nükleer silahları anti-İslami bulduğunu deklare ettiğini açıklarken, Batı’nın İsrail’in nükleer silahları ile ilgili herhangi bir girişimde bulunmamasını ise eleştiriyor.
Abdullahiyan: İran Suriye konusunda, Annan Planı'nı desteklemektedir
İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakan yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Suriye meselesinin çözümü ile ilgili, İran'ın Annan planını desteklediğini söyledi.
Cenevre'de bugün yapılacak olan Suriye konusunda oturumuna İran'ın davet edilmemesine değinen Abdullahiyan, Suriye sorununun çözümü için en iyi yolun BM Suriye özel temsilcisi Kofi Annan'ın girişimi olan Annan planının hayata geçmesi için destek verilmesi olduğunu belirterek bunun dışında Suriye'nin dikkate alınmadığı toplantıların sorunun çözümü için cevap vermesinin de mantıktan uzak olduğunu söyledi.
Suriye gerçeklerini dikkate almaksızın dışarıdan Suriye hakkında çözüm yolu üretmenin asla mümkün olmayacağını belirten Abdullahiyan, Cenevre oturumunun temelinde, Suriye'de yoğun çabalar sonucu sağlanan Annan planını yenilgiye uğratma hedefinin olduğunu söyledi.
Abdullahiyan, bazı dış güçlerin, Suriye'de buhranın devam etmesi için teröristleri desteklediklerini belirterek, Tahran'ın Suriye halkının destekçisi olduğunu açık bir şekilde ortaya koyduğuna vurgu yaparak, aynı zamanda Beşar Esad'ın reform sürecini de desteklediklerini söyledi.06
Salihi ve Annan, Suriye meselesini görüştü
BM ve Arap Birliği'nin Suriye özel temsilcisi Kofi Annan ve İran dışişleri bakanı Ali Ekber Salihi yaptıkları telefon görüşmesinde, Suriye konusu ele aldılar.
Annan görüşmede bugün Cenevre'de Suriye konusunda yapılması kararlaştırılan toplantıya değinerek, İran'ın Suriye ve bölgede olumlu rolünün olduğunu bildirdi.
Salihi, İran İslam Cumhuriyeti'nin Suriye halkı ve Suriye'de reform süreci konusundaki tutumunun açık olduğunu belirterek, Annan'ın Suriye'de barış ve güvenliği sağlamaya dayalı çabalarını takdir etti ve Suriye'de güvenliğin sağlanması konusunda ümitli olduğunu dile getirdi.
Salihi, Suriye'ye yönelik her türlü dış müdahaleyi ve teröristlerin girişimlerini kınarken, Suriye sorununun siyasi yollarla çözümünün tek çıkış yolu olduğunu ve bunun dışındaki yolların mantıksız olduğunu kaydetti.
Görüşmede tarafların karşılıklı görüşmelerini sürdürmelerine de vurgu yapıldı.
Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın , Abdullah Gül'ü İran'a davet mektubu iletildi
İran İslam Cumhuriyeti cumhurbaşkanı uluslararası işler yardımcısı Ali Saidlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesinde Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın İran'a davet mektubunu iletti.
Ali Saidlu, Türkiye cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kabulünde, ikili ilişkilerin geliştirilmesi yönünde yapılan çalışmalar verdi destekten dolayı teşekkür ederek, cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın, eylül ayında Tahran'da yapılacak Bağlantısızlar hareketi liderler toplantısı için davet mektubunu Abdullah Gül'e teslim etti.
Türkiye cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bu kabulde, " İran ve Türkiye dostane ilişkilerinin gelişme gösterdiğini hatırlatarak, iki ülke arasında işbirliğinin geliştirilmesi için her iki ülkede de ciddi bir siyasi irade bulunduğunu ve , İran ve Türkiye arasında tercihli ticaret anlaşmasını sonlandırmak ve önümüzdeki üç yıl içerisinde ticaret hacminin 35 milyar dolara çıkarılması yönündeki ümidlerini dile getirdi.
İran’la İsveç Dışişleri Bakanlarının telefon görüşmesi!
İran Dışişleri Bakanı, İsveçli meslektaşıyla kurduğu telefon temasında, 5+1’in İran’la görüşmelerinden sonuç alabilmek için ciddi olması gerektiğini vurguladı.
Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi dün İsveç meslektaşı Carl Bildt’le telefon temasında, İran’la 5+1 Grubu müzakerelerinin son durumu ve bölgesel diğer konular hakkında görüş alış verişinde bulundu.
Salihi bu görüşmesinde, en son Moskova’da gerçekleştirilen nükleer müzakeresi, İran tarafının sergilediği girişimler ve tarafların uzmanlar oturumunun İstanbul’da düzenlenmesi konusunda mutabık olduklarına değinerek, karşı tarafların bu fırsatı iyi değerlendirmeleri ve görüşmelerinden iyi bir sonuç alabilmek için ciddi olmaları gerektiğini vurguladı.
İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt de bu telefon görüşmesinde, ileriye dönük müzakerelerin devam ettirilmesinin önemine değinerek, aradaki meselelerin siyasi yollarla çözümlendirlmesi gerektiğinin altını çizdi.
Şaban Ayında Oruç Tutmanın Sevabı
İbn Abbas, sahabeler Şaban ayının faziletlerini kendi aralarında konuşurken Hz. Resulü Ekrem’in (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Şaban değerli bir aydır ve benim ayımdır. Arşı taşıyan melekler bu ayı çok büyük saymakta ve hakkını eda etmektedirler. Bu ayda müminlerin rızıkları Ramazan ayından dolayı artmaktadır. Cennet kendisini süsler ve ziynetlenir. Bu ay amel etme ayıdır. Bu aydaki her iyilik yetmiş kat olur. Kötülükler (amel defterinden) silinir ve günahlar bağışlanır…
Bu sırada Hz. Ali (a.s) yerinden kalkarak şöyle arz etti: “Anam babam size feda olsun ey Allah’ın resulü! Bu ayın faziletlerini daha fazla açıklayın ki bu ayda oruç tutmak ve ibadet etme şevkimiz daha da artsın.”
Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- İbn Abbas, sahabeler Şaban ayının faziletlerini kendi aralarında konuşurken Hz. Resulü Ekrem’in (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Şaban değerli bir aydır ve benim ayımdır. Arşı taşıyan melekler bu ayı çok büyük saymakta ve hakkını eda etmektedirler. Bu ayda müminlerin rızıkları Ramazan ayından dolayı artmaktadır. Cennet kendisini süsler ve ziynetlenir. Müminlerin rızıkları bu ayda taksim edildiği için bu aya Şaban ayı denilmiştir. Bu ay amel etme ayıdır. Bu aydaki her iyilik yetmiş kat olur. Kötülükler (amel defterinden) silinir ve günahlar bağışlanır. İyi ameller kabul edilir. Allah Teala, bu ayda kullarından övünür ve arşından oruç tutan ve ibadet eden kullanırına bakar. Arşını taşıyanların karşısında onlardan övünç duyar.”
Bu sırada Hz. Ali bin Ebu Talip (a.s) yerinden kalkarak şöyle buyurdu: “Anam babam size feda olsun ey Allah’ın resulü! Bu ayın faziletlerini daha fazla açıklayın ki bu ayda oruç tutmak ve ibadet etme şevkimiz daha da artsın ve teheccüd ve geceleri ihya etmekle meşgul olalım.”
Bunun üzerine Hz. Resulullah efendimiz (s.a.a) şöyle buyurdu: “Her kim Şaban ayının birinci gününü oruç tutarsa, Allah onun için yetmiş iyilik yazar. Her iyiliğin karşılığı (sevabı) da bir yıllık ibadettir.
Her kim Şaban ayından iki gün oruç tutarsa, yok olmasına sebep olacak günahları bağışlanır.
Her kim Şaban ayından üç gün oruç tutarsa, cennette onun için yetmiş derece yakut ve inci yukarı çıkarılır.
Her kim Şaban ayından dört gün oruç tutarsa, rızkında artış olur.
Her kim Şaban ayından beş gün oruç tutarsa, Allah onun sevgisini halkın kalbinde karar kılar.
Her kim Şaban ayından altı gün oruç tutarsa, Allah Teala ondan yetmiş belayı defeder.
Her kim Şaban ayından yedi gün oruç tutarsa, Allah, iblisten, yardımcılarından, vesveselerinden ve sinsi vesveselerden onu güvende kılar.
Her kim Şaban ayından sekiz gün oruç tutarsa, bu dünyadan Kudüs havuzlarının çeşmelerinden su içmedikçe göçmez.
Her kim Şaban ayından dokuz gün oruç tutarsa, nekir ve münker melekleri sorgu sırasında ona şefkatli ve müşfik davranır.
Her kim Şaban ayından on gün oruç tutarsa, Allah Teala, onun kabrini yetmiş arşında yetmiş arşın genişletir.
Her kim Şaban ayından on bir gün oruç tutarsa, kabrinin üstünde nurdan on bir minare dikilir.
Her kim Şaban ayından on iki gün oruç tutarsa, yetmiş bin melek Sur üflenene kadar her gün onu kabrinde ziyaret eder.
Her kim Şaban ayından on üç gün oruç tutarsa, yedi gök melekleri onun için bağışlanma dilerler.
Her kim Şaban ayından on dört gün oruç tutarsa, dört ayaklı ve vahşi hayvanlara, hatta denizdeki balkılara bile onun için bağışlanma dilemesi ilham edilir.
Her kim Şaban ayından on beş gün oruç tutarsa, aziz ve güçlü Allah ona hitap ederek şöyle buyurur: “İzzetime andolsun ki seni ateşte yakmayacağım.”
Her kim Şaban ayından on altı gün oruç tutarsa, yetmiş ateş denizi onun için söner.
Her kim Şaban ayından on yedi gün oruç tutarsa, tüm ateş denizleri onun yüzüne kapanır.
Her kim Şaban ayından on sekiz gün oruç tutarsa, cennetin tüm kapıları onun yüzüne açılır.
Her kim Şaban ayından on dokuz gün oruç tutarsa, cennette inci ve yakuttan yetmiş bin saray ona verilir.
Her kim Şaban ayından yirmi gün oruç tutarsa, yetmiş bin cennet hurisini onunla evlendirirler.
Her kim Şaban ayından yirmi bir gün oruç tutarsa, melekler ona hoş geldin der ve kanatlarını onun bedeninin üzerine gölge ederler.
Her kim Şaban ayından yirmi iki gün oruç tutarsa, yetmiş bin ince ipekten ve parlak atlastan ona elbise giydirirler.
Her kim Şaban ayından yirmi üç gün oruç tutarsa, kabirden çıktığı zaman onun için bir binek hazırlarlar ve o nurdan olan o bineğe biner ve cennete doğru uçuşa geçer.
Her kim Şaban ayından yirmi dört gün oruç tutarsa, o kişiye tevhit ehlinden yetmiş bin kişiye şefaat etme ikramı verilir.
Her kim Şaban ayından yirmi beş gün oruç tutarsa, ona nifaktan güvende kalma verilir.
Her kim Şaban ayından yirmi altı gün oruç tutarsa, Allah, sırattan geçme imkanını ona tanır.
Her kim Şaban ayından yirmi yedi gün oruç tutarsa, cehennem ateşinden korunma beraatını onun için sadır eder.
Her kim Şaban ayından yirmi sekiz gün oruç tutarsa, nurani ve güleç bir çehreye sahip olur.
Her kim Şaban ayından yirmi dokuz gün oruç tutarsa, en büyük malik olan büyük Allah’ın hoşnutluğunu elde eder.
Her kim Şaban ayından otuz gün oruç tutarsa, Cebrail, arşın önünde ona hitap ederek şöyle der: “Ey insan! Amellerini baştan al ve yeniden başla. Zira geçmişteki tüm günahların bağışlandı. (elbette kul hakkı dışında) bu söz alemlerin Rabbi Allah’ın sözüdür: “Eğer senin günahın göklerdeki yıldızlar, yağmur damlaları, ağaç yaprakları, çöllerdeki kum taneleri, dünyanın günleri kadar da olsa, ben onların tamamını bağışladım ve bunlar Şaban ayında aziz Allah için oruç tutmandan değerli değildir.”
İbn Abbas diyor ki işte bunlar Şaban ayında oruç tutmanın sevabıdır. (Şeyh Saduk, Sevabu’l A’mal ve İkabu’l A’mal, s. 62)
Suriye İhvanul Müslimin: Alevilerin öldürülmesi ve kadınlarına tecavüz helaldir!
Suriye İhvanul Müslim’in hareketi şeyhleri ayrı ayrı yayınladıkları fetvalarla ülkede yaşayan Alevilerin kanlarının dökülmesinin ve Alevi kadınlara tecavüz edilmesinin mubah olduğunu duyurdular!!
Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- Suriyeli Selefi şeyhlerden “Muhammed Bedii Musa” ve İhvanul Müslim’in üyelerinden başka bir şeyh “Özgür Suriye Ordusu”nun bu cemaatin müftü ve şeylerine gönderdikleri mektuplarda ülkede yaşayan Alevilere saldırılması, kadınlarına tecavüz edilmesi, çocuklarının öldürülmesi ve yaşadıkları sükunet yerlerine ve iş merkezlerine saldırılmasının hükmünü sorduklarını açıkladılar.
Şeyh Bedii Musa şöyle devam etti: “İhvanu’l Müslim’in cemaatine mensup şeyh ve müftüler soruda sorulan şeylerin hepsinin helal ve mubah olduğunu açıkladılar ve tekit ettiler ki biz bir bildiri yayınlayarak şunları belirttik: Alevi taifesinin Suriye devletine bağlı olduklarını ve Suriye’deki başka taifelerin onlardan nefret ettiklerini söyledik ve dedik ki onların kanlarının dökülmesi, kadınlarına tecavüz edilmesi, çocuklarının öldürülmesi, sükunet mahallerine saldırılması helaldir. Suriye’de bulunan tüm gruplar onlardan kurtulmak istiyorlar.”
Şeyh Muhammed Bedii Musa, şu anda Suudi Arabistan’da üstatlık yapmaktadır. 1980’den 1990 yıllarına kadar Suriye’nin başkenti Şam’daki “El – Meydan” semtinin şeyhlerinden biri ve Suriye İhvanu’l Müslim’in üyelerindendi. Elbette cemaatin askeri kanadındandı ve o dönemler “Et-Tali’etu’l İslamiye” adıyla anılmaktaydı. Şu anda İhvanul Müsliminin “Konsey Kurulu”nda görev yapmaktadır, ancak adı hiçbir yerde duyurulmamaktadır!!
Cephesi” kan akıtmakta İbni Teymiye’nin fetvalarına göre amel etmektedirler.
İhvanul Müslim’in cemaati, seksenli yıllardan itibaren resmi olarak Vahabiliğin fikir babası ve azılı nasibilerden olan İbni Teymiye’nin fetvalarına amel etmeye başladı. Şu anda da aynı şekilde İbni Teymiye’nin fetvalarına göre amel etmektedir.