
کارگر
Gazze, İran ve Direniş
Gazzedeki soykırım içler acısı. Şehitler ve yaralıların sayısı gün gittikçe artıyor . Vahşi ; gaasıp ve zalim siyonist rejim dünyanın gözü önünde istediğini yapıyor . Her ne kadar halklar arasında bir ayklanmaya şahit olsak da devletler bilhassa Arab ülkeleri susmuş ve seyrediyor . ABD de küstahça İsrailin yaptıklarını destekliyor . Mısır Refah geçidini kapatıp ve yardımların Gazze’ye ulaşmasını engelliyor.
Gazzedeki mazlum ve yalnız bırakılmış halk ne yapacağını şaşırmış ve ne zaman ve nerede öleceğini bekliyor . Bu arada direniş güçleri aldığı askeri eğitim ; sahip olduğu teçhizat ve füzelerle İsrail karşısında direnip ve yiğitce saldırıyor . Her gün onlarca füze ( hem de çeşit çeşit) İsrailin yakın ve uzak şehirlerine isabet ederek siyonistleri dehşete salıyor . Görünmez İHA uçaklarının uçuşları ise başka bir zaferdir .
Ama bu güç ve yardımlar nereden ; nasıl ve ne zaman Gazze’ye ulaşmıştır?
Suriye’deki olaylarda dünya ve emperiyalist medya Esad’ı zalim , katil göstererek ona destek verenleri özellikle de İran’ı lanetleyip, Beşar Esad’ın yaptığı savunmayı zulme ortak göstererek tüm halkları İran’a karşı düşmanlığa sevekrdiyordu. Türkiyeliler de dahil çoğu müslümanlar İran’ın neden Beşşar’ın arkasında olduğunu bilmeden ve araştırmadan İran yetkililerini suçlayıp İran İslam Cumhuriyetine zalim , İmam Hümeyninin çizgisinden sapmış ve düşman gözüğle bakmaya başladılar . Hatta Başbabakan Erdoğan İran’a gittiğinde İranlı yetkililerle yaptığı görüşmelerde İran’ın bu desteğine son vermesini istemişti . Ama başta İmam Hamenei olmak üzere İran’lı yetkililer Suriye’nin Filistin ve Lübnan direnişine verdiği desteği hatırlayarak İran’ın Suriye’yi daima destekleyeceğini vurgulamışlardır.
Gezzedeki direniş gücünün arkasında İran’ın olduğu açıkca ortadadır . Kullanılan çeşitli füzelerin nereden geldiğini tüm dünya biliyor, ama İran adının duyulmamas için susuyor, sansür uyguluyorlar. Bu yüzlerce, binlerce füzenin nerden ve nasıl direniş güçlerine ulaştığı anlaşılmasın, konuşulamsın diye çaba sarfediyorlar .
Evet bu yardımlar İran İslam Cumhuriyetinin Filistin halkına 35 sene içinde sürdürdüğü destek ve yardımların küçük bir göstergesidir . Bu yardımlar İsrailin 33 ve 22 günlük saldırılarında da görülmüştü ama hiç kimse inanmak istememiş ve tersine İran’ın İsraille hiç asla düşman olmadığını ve sadece lafta İsraile karşı olduğunu söylediler ve medya da bu yalan iddiaları yayıp durdu.
Şii İran’ın Sünni Filistin halkına destek verdiği gerçeği dünyaya yayılırsa ABD’nin ısrarla körüklediği Şii-Sünni savaşı ve İŞİD’in en önemli görevi ve varlık amacı ortadan kalkacaktır. Bu nedenle Gazze’deki direnişin destekçisinin İran olduğu gerçeğini dünya halkları ve özellikle de müslümanlar bilmemelidir. Medyanın bu konuda susmasu tesadüfi değildir. Ama bu komplolara aldırmayan İran kendi İslami görevini biliyor ve geçtiğimiz 35 yıl boyunca yaptığı gibi vazifesini yerine getirecek ve İsrailin karşısındaki direnişi desteklemeye devam edecektir .
Önümüzdeki Cuma İmam Humeyni’nin(ra) DÜNYA KUDUS GÜNÜ olarak ilan ettiği gündür . Ümid ediyoruz ki müslüman halklar KUDUS GÜNÜ’nü İsrail’e karşı kullanır ve yapacakları miting, toplantı ve yürüyüşlerle mazlum Gazze ve Filistin halkına gereken desteği verirler. İnşaallah…
İran’ın yardımları İsrail’i ateşkese zorluyor…
Hamas hareketi komutanlarından Halid El Bitş, El Alem’e yaptığı açıklamada bu sefer ki direnişin çok ciddi olduğunu ve daha önceki hiçbir direnişe benzemediğini söyledi.
Filistin halkının bütün direniş gruplarını destekleyeceğini ifade eden El Bitş: “Filistin saldırı altındayken, İsrail’in refah içinde olması kabul edilemez. Filistin halkının haklarını sonuna kadar savunacağız. Bu yıl füzeye karşılık füze atıyoruz. Tabi böyle olan eşitlik karşılıklı korku doğuruyor ve bunun asıl mimarı direniş füzeleridir.” dedi.
Siyonist İsrail ordularının Gazze halkının başta yaşama hakkı olmak üzere bütün hakların gasp ettiğini belirten El Bitş: ” İsrail hayatta kalan Filistinlilerin de mal ve mülklerini yakıp yıkıyor. Bu yüzden Gazze halkı hiçbir zaman rahat edemiyor.” şeklinde konuştu.
Bitş, direnişe destek veren ülkeleri gerçek dost olarak niteleyerek, bunların başında da İran İslam Cumhuriyeti olduğunu kaydetti.
İmkanlarının çok kısıtlı olmasından dolayı bu dostlardan yardım gelmediği takdirde direnişin asla devam edemeyeceğini söyleyen Halid El Bitş konuşmasına şöyle devam etti: ” İsrail’in ateşkes istemesindeki en büyük etken İran’dan gelen yardımlardır. Arap dünyası Gazze halkının ölüşünü ve evlerinin yıkılışını izlerken Filistin dostları ellerinden geleni yapıyor. Gazze halkının direnişten başka çaresi yok ki! Bu halk F16 uçakları füzeleri ile evleri vurulurken ne yapsın? Elleri kolları bağlı bir şekilde otursunlar mı ? Hayır! Gelen yardım imkanlarını Filistin halkı direnişte kullanmaya devam edecek!”
El Bitş, Arap ülkelerinin yüz binlerce asker gücüne sahip olduğunu ifade ederek Arap ülkelerini, güçlerini İsrail’e karşı kullanmadıklarından dolayı kınadı.
Halid Meşal: İran, direnişin başarılarında esas rolü oynuyor
Lübnan kaynaklı el-Meyadin Televizyonu’nun haberine göre, İran Meclis Başkanı Ali Laricani Hamas lideri Halid Meşal ve İslami Cihad lideri Ramazan Abdullah Şallah ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Lübnan kaynaklı el-Meyadin Televizyonu’nun haberine göre, İran Meclis Başkanı Ali Laricani Hamas lideri Halid Meşal ve İslami Cihad lideri Ramazan Abdullah Şallah ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Görüşmede İslam devletleri arasındaki ayrılıkların ortadan kaldırılarak mazlum Filistin halkının müdafaası için beraberce çalışılması gerektiğinin altını çizen Laricani, “Filistinli gruplar, son saldırılarda gösterdiği direnişle birlikte bölgenin geleceğinin şekillenmesinde anahtar rol oynayacak. İran, direnişe ve Filistin halkına mümkün olan her türlü yardımı sunacak” ifadelerini kullandı.
Hamas lideri Meşal ise İran İslam Cumhuriyeti’ne şükranlarını bildirerek, “İran her ne koşulda olursa olsun Filistin halkının ve direnişin yanında oldu, desteğini esirgemedi” dedi.
Meşal ayrıca, “İran, Filistin halkı ve direnişin zafer ve başarılarında esas rolü oynamaktadır” diye konuştu.
islamanaliz
Gazze’de her yer kan gölü
İsrail savaş uçakları, Gazze’nin Şecaiyye bölgesinde saldırılardan kaçan sivilleri bombaladı. Çoğu çocuk en az 72 kişi öldü. 8 Temmuz’dan bu yana İsrail saldırılarında ölenlerin sayısı 500′ü geçti.
İsrail savaş uçakları, Gazze’nin Şecaiyye bölgesinde saldırılardan kaçan sivilleri bombaladı. Çoğu çocuk en az 72 kişi öldü. 8 Temmuz’dan bu yana İsrail saldırılarında ölenlerin sayısı 500′ü geçti.
Gazze’nin Şecaiyye bölgesinde İsrail savaş uçakları saldırılardan kaçan sivilleri hedef aldı. Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref Kudra savaş uçaklarının bombardımanında en az 72 kişinin öldüğünü, 400′den fazla kişinin de yaralandığını açıkladı.
Al Jazeera muhabiri Vail Dahduh, Şecaiyye bölgesine yönelik bombardımanın sadece binaları değil, kaçmaya çalışan sivilleri planlı bir şekilde hedef aldığını söyledi.
Dahduh ayırıca Şecaiyye dışında Tuffah, Zetun ve Şaif bölgelerinin çok ağır bombardımana maruz kaldığını belirtti.
Saldırıda yaralananlar Gazze Şifa Hastanesi’ne getirildi. Hastane yetkilileri morglarda yer kalmadığını söyledi.
‘İsrail katliam yaptı’
Hamas’ın sözcüsü Sami Ebu Zuhri İsrail’in Şecaiyye bölgesinde bir katliam yaptığını ve savaş suçu işlediğini söyledi.
Ebu Zuhri, “İsrail, uğradığı yenilgiye karşı sivillere yönelik saldırılarını yoğunlaştırıyor. Şecaiyye bölgesindeki evlerin çoğu uyarı vermeden sakinleri içindeyken vuruldu.” dedi.
Ebu Zuhri, Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılmasını, Batı Şeria’da tutuklanan Filistinlilerin serbest bırakılmasını ve İsrail’in tüm saldırılarını durdurmasını istediklerini sözlerine ekledi.
Hamas’ın bir diğer sözcüsü Fevzi Berhum ise İsrail’in Şecaiyye’de katliam yaptığını ve amacının halkın irdesini kırmak olduğunu söyledi.
Filistin direnişinin tüm gücüyle savaştığını ifade eden Berhum, “Ateşkes yok, teslim yok. İsrail şartlarımızı kabul edene kadar savaşacağız. Dünyayı kanımızla utandıracağız.” dedi.
‘Parçalanmış cesetler sokakta’
Kudüs Tugayları Sözcüsü Ebu Ahmed geceden bu yana Şecaiyye’de 1000′den fazla saldırı düzenlendiğini belirtti. Ebu Ahmed, “İsrail ordusu şu an sivillere sıfır mesafede duruyor. Eğer savaşmazsak sivillerin bölgelerine girip katliam yapacak. İsrail soykırım gerçekleştiriyor.” diye konuştu.
Ebu Ahmet ayrıca, Şecaiyye ve Han Yunus’ta şiddetli çatışmalar olduğunu ve geceden bu yana en az 20 İsrail askerinin öldürüldüğünü belirtti.
‘Hedef maksimum zarar vermek’
Al Jazeera’nin Filistin Büro Şefi Velid Ömeri ise İsrail’in son yaptığı saldırıların hedefinin maksimum zarar vermek olduğunu belirtti.
Al Jazeera’nin bir diğer muhabiri Civara Budeyri ise İsrail Gazze’ye yönelik artan saldırılarına rağmen Gazze’den atılan roketlerin durmadığını ve İsrail tarafından sirenlerin duyulmaya devam ettiğini söyledi.
Budeyri, “Kara saldırısının başında İsrail’in açıkladığı hedef Gazze’deki Hamas’ın gücüne darbe vurmaktı, ama şimdi İsrail tarafından Gazze’nin bir kısmını tekrar işgal etmesi ile ilgili talepler duyuyoruz.” diye konuştu.
Ölenlerin arasında gazeteci
Şifa Hastanesi’ne gelen cesetlerin arasında bir de gazeteci, bir de sağlık ekibi üyesi bulunuyor.
Halid Hamad ismindeki gazetecinin çalıştığı kurum henüz belli değil.
Sağlık ekibi üyesinin saldırıdan kurtulan arkadaşı İsrail’in kendilerini doğrudan hedef aldığını söyledi.
Ambulansların girmesine izin yok
Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref Kudra, İsrail’in Şecaiyye bölgesini kapalı askeri bölge olarak ilan ettiğini ve bölgeye ambulansların girişine izin verilmediğini söyledi. Kudra, Şecaiyye sokaklarında ulaşılamayan onlarca ceset olduğunu belirtti.
Kudra ayrıca 8 Temmuz’da başlayan İsrail saldırılarında şimdiye kadar ölen Filistinlilerin sayısının 502′ye, yaralı sayısının ise 3135′e yükseldiğini söyledi.
UAEK: "İran taahhütlerine bağlı"
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu tarafından en son raporda, İran’ın taahhütlerine bağlı kaldığını bildirildi.
Viyana’da yayınlanan Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun en son İran raporunda, İran’ın taahhütlerine bağlı kaldığını bildirildi.
Cenevre anlaşmasının icrası doğrultusunda yayınlanan söz konusu bildiride, yüzde 5 üzerinde zenginleştirmeme konusuna, yeni tesislerin monte edilmesine, yüzde yirmilik UF6 stokunun yarısının U235-yüzde 5’liğe indirilmesine, Tahran araştırma reaktöründe geri dönüşümlü çalışmaların durdurulmasıne ve IR-40 formun doldurulmasıne vurgulanmıştır.
İran Voleybolu dünya dördüncüsü
Dünya Ligi karşılanmaları kapsamında önceki akşam üçüncülük mücadelesi veren İran Voleybol Milli takımı İtalya karşısında yenilerek dünya dördüncüsü oldu.
Mehr haber ajansı muhabirinin bildirdiğine göre, altı üstün takımın karşılaşmasıyla İtalya’nın Floransa kentinde düzenlenen Dünya Ligi karşılaşmalarının yarı finali kapsamında Pazar akşamı İran takımı üçüncülük mücadelesi için İtalya takımı ile karşı karşıya geldi. Bu karşılaşmada İran takımı 3-0 yenilerek dünya dördüncüsü oldu.
Öte yandan dün gece Amerika ve Brezilya takımları final maçı için karşı karşıya geldi. Bu nefes kesen zor musabakada Amerika Voleybol Milli Takımı Brezilya’yı 3-1 mağlup ederek dünya ligi şampiyonu ünvanını hak kazandı.
Ayrıca bu rekabetlere İranlı pasör Said Maruf musabakların en iyi pasörü ünvanına seçilerek 10 bin dolarık ödülü hak kazandı. Amir Gafur ise 71 puanla rekabetlerin en çok paun getiren oyuncusu olarak seçildi.
Gafur’dan sonra Amerikalı oyuncu Tailor Sander, Gafur’dan 29 puan farkla bu açıdan ikinci oldu.
İran Siyonist rejimini kınadı
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Gazze şeridine saldırılarını tırmandıran işgal rejimi İsrail'i kınadı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Merziye Efhem, yaptığı açıklamasında, Siyonist rejiminin Gazze'nin eş-Şuccaiye bölgesinde işlediği savaş suçlarını kınayarak, İran milleti ve devletinin geçmişte olduğu gibi, Filistin halkı ve direnişin yanında olduğunu belirterek, bu rejimin vahşi saldırılarına karşı asla sessiz kalmayacağını ifade etti.
Müslüman milletler ve bütün hür insanların Dünya Kudüs gününde Filistin halkına destek vermek suretiyle, Siyonist rejime unutmayacağı bir ders vereceklerini kaydetti.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, ayrıca bölgesel ve uluslar arası örgütleri, göreve çağırarak, işgal rejiminin Filistin halkına karşı işlediği cinayetleri kınamak ve durdurmak için acil girişimlerde bulunmasını istedi.
Siyonist rejimin Gazze'nin eş-Şuccaiye bölgesine bugün düzenlediği saldırılarda en az 50 Filistinli şehit olurken 400 kişi de yaralandı.
Siyonist İsrail rejime karşı direnme kudret ve iktidarın tecellisidir
İran İslami Şura Meclisi Başkan Vekili, siyonist İsrail rejiminin Gazze'ye yönelik saldırısı karşısında direnmenin, sulta düzeni karşısında imandan kaynaklanan kudret ve iktidarın tecellisi olduğunu söyledi.
Iran Islam şura Meclisin bugünkü oturumu açılışında konuşan İran İslami Şura Meclisi Başkan Vekili Muhammed Hasan Ebu Turabi Ferd, Gazze'de Allah Resulü Hz. Muhammed (asv) ve İmam Ali (as)ın mensuplarının oruçlu olarak zalimler, çocuk katilleri ve canilerle mücadele safında yer aldıklarını belirterek, Gazze'nin sulta düzeninin çekmeleri altında olan kimselerin mazlumluğunun simgesi olduğunu söyledi.
Arapların, siyonist İsrail rejiminin bunca zulüm ve cinayetleri karşısında sessiz kalmalarını eleştiren Ebu Turabi Ferd, İran halkının tüm gücüyle Gazze halkının yanında yer aldığını ve siyonist İsrail rejiminin tam bir yenilgiye uğraması beklentisi içinde olduğunu söyledi.
Siyonist İsrail rejimi 8 Temmuz 2014 tarihinde Gazze'ye yönelik başlattığı insanlık dışı saldırıda şimdiye kadar 357 kişi şehid olmuş ve 2700'ü aşkın kişi de yaral
Suriye’de cihad fetvaları veren müftüler Gazze’de nerede?
Lübnan’ın önde gelen Sünni âlimlerinden Şeyh Mahir Hammud 18 Temmuz 2014 Cuma tarihli hutbesinde Gazze’deki direnişin bizim için önemine değindi ve suskun kalmakla yetinmeyip bir de İsrail’e hak veren ümmete serzenişte bulundu:
Suriye’de cihad fetvaları veren müftüler Gazze’de nerede?
“Ramazan ayı… Cihad ayı… Büyük Bedir zaferinin yaşandığı ay… Böyle bir zamanda bir grup, tüm imkânlarını dünyalık zevklere, fitneci eylemlere ve kirli kavgalara harcayan ümmetin yerine tarihi bir savaşa giriyor. Ümmet öyle bir hale gelmiş ki, yöneticiler artık Amerika’dan ve onun arkasındaki İsrail’den söylemleri için emir alıyorlar. Öyle ki artık ümmetin maslahatını değil, kendi maslahatlarını ön planda tutuyorlar. Bu insanların yalnızca Amerika’nın komplolarına kukla olduklarını kabul etmiyoruz. Bilakis bu kimseler İsrail’in düşmanca eylemleri üzerinden anlaşmaya varıyorlar.
Bu noktada bizi özellikle ateşkes çağrısı yaparken Filistin’i değil, İsrail’i muhatap alan Mısır’ın tavrı üzdü. Mısır çağrı yaparken İsrail’i hedef alarak, üzerinde planlar yapılan, hedef tahtasına oturtulan Filistin’i yok saydı.
Arap dünyasında “Sahte Arap Baharı” adıyla büyük bir komplonun döndüğünü görüyoruz. Benzeri bir komplo Bush zamanında öncelikle “Yaratıcı Kaos” başlığı altında, daha sonra “Yeni Ortadoğu” adıyla piyasaya sürülmüştü. Tüm bu komploların Arap ve İslam dünyasında kısmen başarıya ulaştığını görmek zor olmayacaktır. Söz konusu komplo öncelikle direnişi destekleyen Suriye’yi cezalandırdı. Daha sonra Lübnan’daki direnişi cahil mezhepçi söylemlerin muhasarasına aldı. Aynı komplo bugün özellikle Mısırlıların ve Arapların büyük bir kısmını Filistin’deki direnişin karşısına geçirdi. Üstelik direnişi itibarsızlaştırmaya çalışan İsrail’e de bu sebeple daha da yakınlaştırdı.
Biz direnişe yönelik herhangi bir eleştiri yöneltirken, uyarı mahiyetinde eleştiriler yöneltiyoruz. Asla eleştirilerimiz birilerinin yaptığı gibi alay etmeyi, boykot etmeyi, direnişi küçük görmeyi amaçlamıyor.
Bugün özellikle Hamas’ın ve İslami Cihad’ın başında olduğu tüm direniş gruplarının her türlü küçümsemeden, değersizleştirmeden uzak olduğunu yüksek sesle haykırıyoruz. Ve açık sözlülükle şunu söylemeliyiz ki, gerçek cihad budur. İslamcıların İslam’la, vatanseverlerin vatanlarıyla imtihanı da bu noktada ortaya çıkar. Direnişe eleştiri getirerek İsrail’in safında yer alan kimse ne vatansever ne de İslamcı olamaz.
Peki, Suriye’de cihad (!) fetvaları veren müftülerin fetvaları nerede? Libya’ya NATO müdahalesini hoşnutlukla karşılayan müftüler nerede? Amerika’nın Şam’a füze fırlatma planına alkış tutanlar nerede? Ümmetin acılarına, ümmetin yıkımlarına, ağlayışlarına kimse ses çıkarmıyor mu? Neden herkes suskun?
Özellikle Mısır’la alakalı olarak şu soruyu soruyoruz: “Sizin içinizden Hamas’ın Mısır sahnesindeki siyasi duruşunu göz ardı etmek gerektiğini ifade edecek ileri görüşlü hiç mi kimse çıkmıyor? Nitekim Hamas’ın ya da Hamas’ın alt kollarının Mısır’daki patlamaların ya da Mısır Güvenlik Güçlerine yönelik saldırıların arkasındaki güç olma ihtimali yoktur. Saldırılar olsa olsa Hamas yönetiminin kararlarının dışına çıkıp disiplinsizce hareket eden bazı kişiler tarafından gerçekleştirilmiştir. Daha da kötüsü, Mısır’ın Hamas’ın ateşkesi kabul etmemiş olması hasebiyle akan kanın sorumluluğunu Hamas’a yüklemesi asla doğru bir adım olmayacaktır.
Biz Hamas’ın Suriye’deki tavrını eleştirdik, bu doğru. Ancak son dönemde fitneyi daha da körüklemek için bunu kullananlar oldu. Bu kimseler cahil mezhepçilik söylemi üzerinden direnişi ve İslam ümmetini vurmaya çalıştılar.
Biz her zaman söylediğimizi söylüyoruz. Hamas’ı, İslami Cihad’ı ve onlar gibi Filistin’de direniş gösteren tüm grupları siyasi hatalarını göz ardı ederek direniş grupları olmaları hasebiyle destekledik. Bugün Hamas ve İslami Cihad Filistin’deki direnişin başını çekiyorlar. Ve biz onları bu sebepten sonuna kadar destekliyoruz. Bu sebeple bugün siyasi ayrılıkların, anlaşmazlıkların gündem edilmesi, ancak direnişçileri ve direnişi karalamaya yarar sağlar.
Biz yakın bir zamanda Allah’ın yardım göndereceğini, Gazze’de mücahitlerin yanında savaşan melekleri göreceğimizi ümit ediyoruz. Hak için batıl karşısında yürütülen her mücadeleye Bedir Savaşı’nda da olduğu gibi Allah’ın izniyle melekler eşlik edecektir. “Zafer ancak Aziz ve Hâkim olan Allah’ın katındandır.” (Ali İmran:126)
Diğer yandan geçen hafta söylediğimiz ve büyük beğeni alan bir söz vardı. “Eğer Arapların İsrail’e karşı savaşmasını istiyorsanız, onlara İsrail’in Şiileştiğini söyleyin.” Bu sözün Suudlu büyük âlim ve araştırmacı Şeyh Hasan Ferhan El-Maliki’ye ait olduğunu ifade etmek isterim. Allah ondan razı olsun.
islamaktuel
İslam ülkeleri arasında Filistin eksenli birlik oluşmasını ümit ediyoruz
İran milletinin mazlum Filistin halkına destek vermesinin zaruretini anlatan İslami Şura Meclisi Başkanı, İslam ülkeleri arasında Filistin eksenli birlik oluşmasını ümit etti.
Meclisin açık oturumunda konuşan İslami Şura Meclisi Başkan Ali Laricani, kendisinden önce mecliste söz alan Filistin büyükelçisi ve Hamas temsilcisine teşekkürlerini dile getirerek, bu toplantı İran milleti ve İslami Şura Meclisin Filistin’de direniş cephesine verien desteğin simgesi olduğunu ifade etti.
Bölgedeki müslüman ülkeler arasında meydana gelen tafrika ve bölgesel krize işaret edn Laricani, İslam ümmeti arasında vahdet oluşmasına vurgu yaptı.
İran milletinin mazlum Filistin halkına destek vermesinin zaruretini anlatan İslami Şura Meclisi Başkanı, İslam ülkeleri arasında Filistin eksenli birlik oluşmasını ümit etti.