کارگر

کارگر

Ramallah yakınlarında Filistinli bir gencin düzenlediği şehadet operasyonunda 1 Siyonist asker öldü.

Ramallah yakınlarında ki Yahudi yerleşim merkezinde Filistinli bir genç özel aracıyla şehadet operasyonu düzenledi. Filistinli gencin özel aracının altında ezilen Siyonist askerlerden biri hayatını kaybederken, iki Siyonist askerde ağır yaralandı.

Edinilen bilgiye göre; Siyonist askerler özel aracıyla Şehadet operasyonu düzenleyen Filistinli genci sağ olarak yakalamayı başardı. Filistinli haber kaynakları; Şehadet operasyonu düzenleyen gencin, 21 yaşında ki ‘‘Malik Ahmet Musa Hamit’’ olduğunu duyurdu.

İslami Direniş Örgütü Hamas yaptığı açıklamayla; 3. İntifada’nın normal seyrinde devam ettiğini ve zaferden başka bir sonucu olmadığını belirtti.

Hamas sözcüsü; İntifada hareketinin geçici bir haraket olmadığını ve tüm Filistinlilerin işgalci Siyonist rejim İsrail’in pençesinden kurtulmak için var güçleriyle çalıştıklarını tasrih etti.

Hazim Kasım; işgalci Siyonist rejim askerlerinin ve Yahudi yerleşkelerinde yaşayan Siyonistlerin, Filistinlilerin hak ve hukuklarına saygılı olmadıkları sürece emniyet ve güvenlik yüzü görmeyeceklerini söyledi.

Bugün düzenlenen şehadet operasyonuna da değinen sözcü, bu operasyon bize devrimci ve mücadeleci ruha sahip Filistin halkının Batı Şeria’da direnişin kendileri için bir vazife olduğuna inandığını gösteriyor dedi.

İntifada hareketinin destekleyen Hamas sözcüsü, İntifada’yı desteklemenin aynı zamanda ulusal öncelik arzaden bir vazife olduğunu tekit ederek vurguladı.

Bu yılın Mart ayındaki FIFA dünya sıralamasında, İran Milli Furbol Takımı'nın 5 basamak atlayarak 28'üncülüğe yükseldi.

Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) dünya sıralamasına göre, İran Milli Takımı'nın beş sıra yükselerek 28'üncülüğe ulaştığı belirtildi.

Açıklanan yeni sıralamada, İran’ın Asya kıtasında birinci basamağa yerleştiği öğrenildi.

Asya’nın en iyi üç takımının sıralaması şöyle:

İran (820 puanla dünyada 28.)

Güney Kore (700 puanla dünyada 43.)

Japonya (685 puanla dünyada 44.)

Geçenlerde İran Futbol Milli Takımı Dünya Kupası elemeleri kapsamında kendi sahasında Çin Milli Takımı karşısında elde ettiği galibiyet sonucu 17 puanla rakipleriyle açtığı farkı yükseltmeyi başarmıştı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Suriye'de kimyasal silah kullanılmasının sadece Suriye liderliğinin meşruiyetini sorgulatmak isteyenler ve teröristler için yararlı bir iş olacağını söyledi.

Peskov, düzenlediği basın toplantısında Suriye'nin İdlib kentinde kimyasal silah kullanıldığı yönündeki iddialara ilişkin soruları yanıtladı.

Peskov, Suriye ordusunun her cephede kazandığı bir dönemde kimyasal silah kullanılmasının kimin için yararlı bir iş olacağı sorusu karşısında, "Şüphesiz, yasal liderliğinin meşruiyetini sorgulatmak isteyen güçler ve teröristlerle onları destekleyen kişiler var" dedi.

Suriye, İdlib saldırısını kınadı
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Devlet Başkanı Beşar Esad'ın aksi yöndeki açıklamalarına karşın Suriye'nin suçlandığı İdlib'deki kimyasal saldırıyla ilgili başkent Şam'da basın toplantısı düzenledi.

Sputnik'in haberine göre; Şam'a yönelik suçlamaları kesin bir dille reddeden Muallim, en az 80 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı kınadıklarını belirtti. Muallim ayrıca, Irak ve Türkiye'den Suriye'ye kimyasal silah getirildiğini ve Şam'ın bu konuda hem BM hem de Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nü (OPCW) bilgilendirdiğini de belirtti. 

Muallim sözlerini şöyle sürdürdü: "Sizlere ordumuzun hiçbir zaman kimyasal silah kullanmadığı ve hiçbir zaman kullanmayacağını söylemek isterim. Sadece sivillere karşı değil aynı zamanda havan mermileriyle sivillerimize saldıran teröristlere karşı da."

İran, Suriye’deki kimyasal silah kullanımını kınadı

İran Dışişleri Bakanlığı, Suriye'de çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan kimyasal silah kullanımını şiddetle kınadı.İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, Suriye’nin İdlip bölgesinde düzenlenen kimyasal silah saldırısına ilişkin yaptığı açıklamada, “Failler ve kurbanları kim olursa olsun her türlü kimyasal silah kullanımını kınıyoruz” dedi.

Kasımi, “Suriye krizinde bu gibi üzüntü verici facialara yola açan kimyasal silah kullanımı ilk kez yaşanmıyor. Çifte standartlar, ön yargıdan kaynaklanan kara propaganda ve siyasi amaçlara ulaşmak doğrultusunda iftira atmak için bir araç bulmaya çalışmak gibi konular da bu tür eylemlere karşı ciddi adımların atılmasını engelliyor” ifadelerinde bulundu.

Kimyasal silahların daha öncelerde de Suriye’deki terör örgütleri tarafından kullanıldığına dikkati çeken Kasımi, “İran olarak, Suriye hükümetinin olumlu bir işbirliği çerçevesinde kimyasal silahlardan arınmasına rağmen terör örgütlerinin yine de bu tür silahlara sahip olmasını büyük bir sorun olarak görüyor ve bunun daha nelere yol açacağından endişe duymaktayız” şeklinde konuştu.

 

Cuma, 07 Nisan 2017 06:09

İran'dan İngiltere'ye sert tepki

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, İngiltere Başbakanı Theresa May’ın ileri sürdüğü iddialarına tepki göstererek, “Teröre maruz kalan ülkelerin talepleri üzerine İran’ın barış ve huzurun sağlanması yönünde sarfettiği çabaları kimse inkar edemez” dedi.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, İngiltere Başbakanı Theresa May’ın Suudi Arabistan ziyaretinde yaptığı İran karşıtı açıklamalarını kınayarak, İngiltere Başbakanı’nın İran’a karşı öne sürdüğü gerçek dışı iddiaların ilk kez olmadığını belirtti.

Theresa May’ın bölgedeki gelişmelerin tarihini ve son yıllarda yaşanan hadiseleri kasıtlı olarak gözardı ettiğini kaydeden Kasımi, “Bölgedeki mevcut karışıklık ve istikrarsızlıklar kendilerinin eskiden beri Ortadoğu’da adaletsizlik üzerinde yürüttüğü yayılmacı ve sömürgeci politikallardan kaynaklanmıştır. Öte yandan bu olaylar müttefiklerinin uyguladığı saldırılar ve savaşlar sonucu meydana gelmiştir” değerlendirmesini yaptı.

“Bölgede teröre maruz kalan ülkelerin talepleri üzerine İran’ın barış ve huzurun sağlanması yönünde sarfettiği çabaları kimse inkar edemez” diyen kasımi, “Büyük olasılıkla İngiltere ve bölgedeki müttefikleri amaçlarına ulaşamadıklarından dolayı terör örgütlerinin yenilgiye uğradıklarını olumlu karşılamayabilir ve bölgenin süregelen güvensizlikle istiklarsızlık çemberinde olmasını temeni edebilirler” açıklamalarında bulundu.

Son olarak İranlı Sözcü, “Masum Yemen halkına karşı insanlık dışı bir savaş açanlara askeri teçhizat ve silahların İngiltere tarafından temin edilmesi May’in öne sürdüğü iddialarla asla uyuşmamaktadır” şeklinde konuştu.  

İran Meclis Başkanı Ali Laricani, gündemdeki konulara dair yaptığı açıklamada, ABD ordusu, Pentagon ve CIA'nın teröristlere destek verdiğini ifade etti.

İran İslami Şura Meclisi Başkanı Ali Laricani, Elburz (eyaleti) Valilik binasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

ABD'nin Trump yönetimindeki politikasını değerlendiren Laricani, "Amerika sözünü tutmazsa bu onların zararına olacak. İran olarak mantık çerçevesinde bir yol izlemekteyiz. ABD'liler Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA)'nın şartlarına uymadığı takdirde sonuçlarına da katlanacak. Çünkü biz bütün taahhütlerimizi yerine getirmişiz" dedi.

Laricani, "ABD'nin tehditlerinden endişelenmiyoruz. Zira nükleer anlaşmayı bütün dünya kabul etmiştir. Ayrıca ABD'nin sözünü tutmaması da yeni bir konu değil. İran'ın tavrı da onların atacağı adımlara bağlı. Ne yaparlarsa sonucunu görecekler" ifadelerini kullandı.

ABD'nin Ortadoğu politikasını küstahça olarak nitelendiren İran Meclis Başkanı, "Amerika çok apaçık bir şekilde teröristlere destek veriyor. ABD ordusu, Pentagon ve CIA terör destekçisidir. Onlar terör örgütleriyle irtibat kurmakla Ortadoğu'nun güven ve istikrarını tehlikeye düşürüyor" açıklamasında bulundu.

İran Düzeninin Yararını Teşhis Konseyi Sekreteri Muhsin Rızai, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Vettel'in açıklamalarına sert bir şekilde tepki gösterdi.

İnstagram'da paylaştığı bir gönderide ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Vettel'in İran'a yönelik askeri müdahale gerekliliği açıklamalarına tepki gösteren Düzenin Yararını Teşhis Konseyi Sekreteri Muhsin Rızai şu ifadelere yer verdi:

"ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Vettel, İran'a ilişkin yeni iddiaları ileri sürerek, ülkemizin faaliyetlerini durdurmak için askeri girişimlerin gerekli olduğundan sözediyor. Bu ABD'li yetkili şunu bilmelidir ki başta Fars Körfezi olmak üzere İran'ın bütün bölgedeki faaliyetleri barış ve huzurun sağlanması amacıyladır. Siz, insanların katliamına neden olan müteffiklerinizin bölgeye yönelik müdahalelerini engellemelisiniz. Dikkatli olunuz! kandırılabilirsiniz. George W. Bush'un savaş politikasının nelere yol açtığını unutmayınız. İran, Afganistan veya Irak değil. Her türlü maceracılık sizin için pişman edici olacaktır"

Hayatınızın bazı günlerinde (ilahi) rüzgarlar eser. O rahmet rüzgarlarına kendinizi vermekten gafil olmayın.

Allah'a hamd u senâlar olsun ki bir kez daha üç mübarek ayı idrak etme şeref ve tevfikine nail olmuş bulunmaktayız. İbadet dua ve münâcâtın, Rahim Allah'ın rahmet-i rahimiyesinin mu'min kullarına en güzel ve en mükemmel şekliyle tecelli ettiği, kâbil ruhları ve müstait nefisleri maddenin esaretinden kurtarıp mana miracına çıkaran üç mübarek ve aziz ay! 

"Hayatınızın bazı günlerinde (ilahi) rüzgarlar eser. O rahmet rüzgarlarına kendinizi vermekten gafil olmayın."(Hadisi Şerif) 

İşte bu rahmet rüzgarlarının estiği ve günden güne şiddetlenip kamilleştiği aylardır, Recep, Şa'bân ve Ramazân ayları. Bu rahmet-i rahimiyenin tecellisi, bu mübarek üç ayda her gün daha bir artarak devam eder. Ve bilahere "Kadir gecesinde" en doruk noktasına ulaşır. Aslında bu ayların her bir günü o ilahi sofraya oturabilmek için bir hazırlıktır. Kabiliyet ve liyakat kazanma vesilesidir. 

Habib-i İlahi Ramazân ayı hakkında okuduğu meşhur hutbesinde buyurmuyor mu: 

"Ey insanlar Allah'ın ayı, bereket, rahmet ve mağfiret ile size doğru gelmekte. O öyle bir aydır ki... onda Allah'ın ziyafetine davet edilmişsiniz..."

 

Evet bu ilahi ziyafetin en mükemmel sofrası ise, "Kadir Gecesi"nde kurulmaktadır. İşte bu rahmet sofrasının başına oturabilmek için liyakat lazım, hazırlık lazım. İşte Recep ve Şa'bân ayı bize bu liyakatı kazandıracak, bizi "Ziyafetullah"a lebbeyk diyebilmeye layık kılacak bulunmaz fırsatlar! 

En iyisi sözü asıl söz sahiplerine bırakalım. Bırakalım ki bize, bu eşi benzeri bulunmayan aziz ayları hakkıyla tanıtsınlar.

 

Recep Ayı: 

İmam Cafer-i Sâdık (a.s) ceddi Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmektedir: "Recep benim ümmetim için mağfiret  dileme ayıdır. Bu ayda istiğfar edin (tevbe edip bağışlanma dileyin). Zira Hak Teâlâ, çok bağışlayan ve rahimdir. Recep ayına "Asabb" (dökülen) denir; zira bu ayda benim ümmetimin üzerine çok rahmet dökülür. O halde şu zikri çok okuyun: 

"Esteğfirullahe ve es'elut-tevbe"

(Allah'tan mağfiret ve tevbe diliyorum.) 

Merhum İbn-i Babeveyh muteber senetle Salim'den şöyle rivayet etmiştir: 

"Ben Recep ayının sonuna bir kaç gün kala, İmam Cafer-i Sadık'ın (a.s) yanına gitmiştim. Beni görür-görmez şöyle buyurdu: 

"Ey Salim, bu ayda hiç oruç tuttun mu?" "Hayır vallahi dedim, ey Resulullah'ın oğlu!" İmâm (a.s) şöyle buyurdu: "O kadar sevap kaybetmişsin ki miktarını ancak Allah bilir. Bu, Allah'ın üstün kıldığı ve hürmetini yücelttiği bir aydır. Bu ayda oruç tutanları kendi ikram ve değerlendirmesine mazhar kılmayı kendisine farz kılmıştır." Sâlim diyor ki ben: "Ey Resulullah'ın oğlu, eğer bu ayın kalan günlerini oruç tutarsam, bu ayda oruç tutanların sevabının bir kısmını elde etmiş olabilir miyim?" diye sorduğumda, şöyle buyurdu: "Ey Sâlim, kim bu ayın sonundan bir gün oruç tutarsa, ölüm anında can çekişme ve rahatsızlıklardan, ölüm sonrasının dehşetinden ve kabir azabından kurtulur. Kim bu ayın sonundan iki gün oruç tutarsa, Sırât'tan kolaylıkla geçer ve kim bu ayın sonundan üç gün oruç tutarsa, kıyamet gününün büyük korkusu, dehşet ve zorluklarından kurtulur ve kendisine cehennem ateşinden kurtuluş beratı verilir."

 

Resul-i Ekrem (s.a.a): 

"Recep ayındaki ilk Cuma gecesinden gaflet etmeyin. Hiç şüphesiz o geceye melekler "Ragâib Gecesi" derler. Zira gecenin üçte birisi geçtiğinde, göklerde ve yerde bulunan bütün melekler Kabe ve etrafına toplanırlar. Allah-u Teâlâ onlara hitap ederek şöyle buyurur: "Ey benim meleklerim, istediğiniz şeyi benden dileyin." Onlar da şöyle arz ederler: "Ey Rabbimiz,bizim isteğimiz Recep ayının oruçlularını bağışlamandır." Allah Tebâreke ve Teâlâ da "Kabul ettim" diye cevap verir.   

Musa Aydın

Pazartesi, 27 Mart 2017 01:56

İran'dan Türkiye'ye sert tepki

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Türk yetkilinin ileri sürdüğü 'İran'dan Türkiye ve Avrupa'ya yeni göç dalgası var' gibi iddiaların mesnetsiz olduğunu ifade etti.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul’da İran'da yönelik öne sürdüğü iddialara tepki göstererek, “Maalesef Türk yetkililerin asılsız, sorunsal ve müdahaleci söylemleri komşularına karşı devam etmektedir. Onlar komşularını suçlayarak bölgede yürüttüğü müdahaleci ve yayılmacı dış politikasının haklı olduğunu göstermek istiyor” ifadelerinde bulundu.

Kasımi, Türkiye Başbakan Yardımcısı’nın ileri sürdüğü "İran'dan Avrupa'ya yeni göç dalgası başlatılaktır" gibi iddiaları da gerçek dışı ve dayanaksız olduğu için reddetti.

Bu konuya ilişkin İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “İran 30 yılı aşkındır milyonlarca Afganistanlı sığınmacılara ev sahipliği yapmaktadır. Dolayısıyla da Türkiye İran’dan sığınmacı ve insani konuları siyasi amaçlı ve komşulara karşı kullanmadığı için büyük ders çıkarmalıdır” değerlendirmesini yaptı.

İranlı Sözcü, Türk yetkililerin insani konuları siyasi krizlerle ilişkilendirmemeleri gerektiğini vurgulayarak, onlara komşu ülkelerin egemenliğine saygı göstermelerini tavsiye etti.
 

 İran Genelkurmay Başkan Yardımcısı Tuğgeneral Mesud Cezayiri, ABD’ye uyarıda bulunarak, “Fars Körfezi’nde herhangi bir huzursuzluğun sorumlusu ABD’dir” dedi.

İran Genelkurmay Başkan Yardımcısı Tuğgeneral Mesud Cezayiri, ABD donanmasının Fars Körfezi’ndeki davranışlarına ilişkin yaptığı açıklamada, “ABD, Fars Körfezi'ndeki savaş gemilerinin davranışlarına her zamankinden daha çok dikkat etmelidir” dedi.

Tuğgeneral Cezayiri, “ABD medyasının İranlı botların performansıyla ilgili ileri sürdüğü iddialar tamamen gerçek dışıdır. Bu haberler yanlış raporlardan alınmış veya kasıtlı olarak yayınlanmıştır” ifadesini kullandı.

“Fars Körfezi’nde herhangi bir huzursuzluğun sorumlusu ABD’dir” diyen İran Genelkurmay Başkan Yardımcısı, ABD askerlerinin davranışlarını değiştirmesi gerektiğini vurguladı.

Netanyahu Akademik Koleji’nde sabık Mossad şefi Meir Dagan’ın anısına düzenlenen bir konferansta konuşan Yossi Cohen “Hâlihazırdaki yönetim var oldukça nükleer anlaşma olsun ya da olmasın İran İsrail için merkezi tehdit olmayı sürdürecek." dedi.

Mossad Başkanı Yossi Cohen Salı günü yaptığı konuşmada dünya güçleri ve İran Tahran ile nükleer anlaşma üzerinde ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında anlaşsa bile İslam Cumhuriyeti'nin İsrail'in güvenliğini hala tehlike altında bırakmayı sürdüreceğini söyledi.

Netanyahu Akademik Koleji'nde sabık Mossad şefi Meir Dagan'ın anısına düzenlenen bir konferansta konuşan Cohen “Hâlihazırdaki yönetim var oldukça nükleer anlaşma olsun ya da olmasın İran İsrail için merkezi tehdit olmayı sürdürecek. İran'ın bölgesel gücü ve etkisini artırma arzusu aynı şekilde devam ediyor, sadece operasyon yöntemleri değişiyor” dedi.

Yossi Cohen ayrıca “İsrail'in Ortadoğu'daki ılımlı Arap devletleri ile de işbirliği imkânları hatta daha da fazlası barış elde etmek için uğraşması gerektiğini” söyledi.