Displaying items by tag: Rusya

İran ve 5+1 Grubu arasında bir haftalığına uzatılan nükleer müzakere süreci sona yaklaşırken, aktarılan haberlere göre müzakereler ciddi bir şekilde ilerliyor.

muhabirlerinin Viyana’dan aktardığı habere göre, Müzakere heyetlerine yakınlığı ile bilinen bir kaynak, İran ve 5+1 Grubu ülkeleri arasında devem etmekte olan görüşmelerin çok ciddi bir şekilde ilerlediğini belirterek, “Tüm taraflar müzakere sürecine aktif olarak katılmakta ve görüşmeler çok ciddi” diye açıklamada bulundu.

İsminin açıklanmasını istemeyen yetkili ayrıca İran ve 5+1 Grubu ve hatta 5+1 Grubuna üye ülkeler arasında hala bazı görüş ayrılıklarının devam ettiğini ve buraya kadar uzlaşı sağlanamayan bu konular üzerine yoğunlaşıldığı haberini verdi ve “Ama genel olarak müzakere sürecinin seyri pozitif ve ciddi ilerlemeler var” dedi.

İran nükleer müzakere heyeti ise geçen hafta uzatılan ve bugün süresi dolacak olan sürenin hiç bir önem taşımadığını ve süreden daha önemli olanın ise iyi bir anlaşmaya varmak olduğu açıklamasında bulunmuştu.

İran ve BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’ya ek olarak Almanya’dan oluşan 5+1 Grubu arasında ve nihai bir anlaşmaya varabilmek için geçen hafta uzatılan ek süre bugün akşam saatlerinde doluyor.

O.SH

Published in Rapor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran’a S-300 füze savunma sistemi sevkiyatının önündeki yasal engeli kaldırdı.


Kremlin Basın dairesinden yapılan açıklamaya göre Rusya’nın İran’a S-300 füzesi sevk etmesini engelleyen yasak, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kararıyla iptal edildi. Açıklamada, “Karar, Rusya topraklarından (hava sahası dahil) İran İslam Cumhuriyeti’ne transit sevkiyat yapılması ve İran’a deniz ve hava yoluyla S-300 füze savunma sistemleri sevk edilmesi önündeki yasağı kaldırıyor” denildi.

Rusya ve İran, 2007 yılında 800 milyon dolar değerinde S-300 füze savunma sistemi anlaşması imzalamıştı. Ancak BM’nin İran’a nükleer programı nedeniyle uyguladığı uluslararası yaptırımlar nedeniyle, 2010 yılında dönemin Rusya Devlet Başkanı Dmitry Medvedev, İran’a S-300 sevkiyatını askıya almıştı. Bunun üzerine İran Savunma Bakanlığı, Rusya askeri ihracat şirketi Rosoboronexport aleyhine Cenevre Tahkim Mahkemesi’nde Nisan 2011’de 4 milyar dolarlık dava açmıştı.

Rusya’nın İran’a yeniden silah sevk edebilmesinin önünü açan gelişme, İran’ın 2 Nisan günü P5+1 ülkeleri ile nükleer programı konusunda çerçeve anlaşma imzalaması oldu. Anlaşma, Tahran’ın uranyum zenginleştirme programını sınırlaması karşılığında İran’a uygulanan yaptırımların kaldırılmasını öngörüyor.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, çerçeve anlaşmasının imzalanmasından sonra vakit kaybetmeden, İran’a uygulanan silah ambargosunun da kalkacağını söylemişti.

sputniknews

Published in Rapor

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Ukrayna'nın doğusundaki anlaşmazlığın Minsk zirvesiyle sona ermesini ümit etti.


Mehr haber ajasının bildirdiğine göre, Belarus'un başkenti Minsk'te yapılan zirveden çıkan sonuçtan memnuniyetini dile getiren İran İslam Cumhuriyeti Dışileri Bakanlığı Sözcüsü Merziye Efhem, söz konusu barış planın Ukrayna'nın doğusundaki anlaşmaszığın sona ermesinin yanısıra mevcüt anlaşmazlıkların çözülmesine yol açmasını ümit etti.

Efhem, konuşmasının devamında, çatışmaların sonlandırılması yönünde olan bu barış planın yürülüğe girmesiyle suçsuz insanların katleilmesinin önlenmesini ümit etti.

Ukrayna sorunu dolaysıyla 11 Şubat'ta Belarus'un başkenti Minsk'te yapılan zirveye, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna lideri Petro Poroşenko, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande katıldı.

Published in Rapor

İran Cumhurbaşkanı'nın Özel Rusya Temsilcisi Ali Ekber Velayeti, Rusya'ya yaptığı ziyaretinde, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'le bir araya geldiğini, görüşmede ikili ilişkilerin güçlenmesine vurgu yapıldığını ifade etti.


Fars Haber Ajansına demeç veren Velayeti, Rusya'ya Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin Özel Temsilcisi olarak gittiğine temasla, Moskova ziyaretinde, Putin'le bir araya geldiğini, görüşmenin bir bölümünde Rusya Dışişleri ve Enerji Bakanlarının da hazır bulunduğu kaydetti.
Putin'le yaptığı görüşmede, İran ve Rusya münasebetlerinin geliştirilmesine vurgu yapıldığına dikkat çeken Velayeti, görüşmelerin iki bölümde gerçekleştiğini, bir bölümünün Dışişleri ve Enerji Bakanlarıyla, bir bölümünün de Cumhurbaşkanı Putin'le olduğunu belirtti.
Velayeti, nükleer müzakereler ve yaptırımlarla mücadelenin de ele alındığını, Putin'in Rusya'nın yapabileceği yardımlar için çaba göstereceğini söylediğini belirtti.
Ruhani'nin Özel Rusya Temsilcisi Ali Ekber Velayeti, bir buçuk saat süren bu görüşmede, İran ve Rusya münasebetleri yanı sıra, bölgesel ve uluslararası gelişmelerin de ele alındığı ifade etti.
 

Published in Rapor
Tagged under

Kemerlerinizi bağlayın: 2015, Çin, Rusya ve İran’ı, benim Kaos İmparatorluğu olarak adlandırdığım şeyle karşı karşıya getirecek bir fırtına olacak.

 
Kemerlerinizi bağlayın: 2015, Çin, Rusya ve İran’ı, benim  Kaos İmparatorluğuolarak adlandırdığım şeyle karşı karşıya getirecek bir fırtına olacak.

Bu yüzden evet: her şey, ABD adım adım Avrasya’dan çıkarılırken, Avrasya’nın entegrasyonuna dair olacak. Bir rezerv döviz olarak ABD dolarının ve hepsinden önemlisi petro-doların hegemonyasının kademeli olarak altını oyacak, karmaşık bir jeo-stratejik etkileşim göreceğiz.

Çin’in karşı karşıya olduğu bütün devasa zorluklar karşısında, kendine güvenen, tam gelişmiş bir ticari süper gücün açık işaretlerini görmek kolaydır. Devlet Başkanı Xi Jinping ve şu andaki liderlik, kentleşmeye ve Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) liderlik düzeyi de dahil olmak üzere her yerdeki yolsuzluğa karşı mücadeleye yoğun bir şekilde devam edecektir. Uluslararası düzeyde Çinliler, yeni ‘İpek Yolları’ – hem karadan hem de denizden –  yönündeki baskın itkiyi hızlandıracak, bu ise Çin’in Avrasya’yı ticaret yoluyla birleştirme yönündeki uzun vadeli master stratejisine destek sağlayacaktır.

Küresel petrol fiyatları düşük kalmaya mahkum. Bu yaz İran ve P5+1 arasında bir nükleer anlaşmasına varılıp varılamayacağı konusundaki bahisler kapandı. Eğer İran’a yönelik yaptırımlar (yani fiilen ekonomik savaş) yürürlükte kalırsa ve İran ekonomisine ciddi bir şekilde zarar vermeye devam ederse, Tahran’ın tepkisi sıkı olacak ve bu tepki Batı’yla değil, Asya’yla daha fazla entegrasyonu da içerecektir.

Washington, Rusya’nın yardımı olmadan İran’la kapsamlı bir anlaşmaya varılamayacağını gayet iyi biliyor. Anlaşmaya varılması halinde bu, Obama yönetiminin tek – yineliyorum, tek – dış politika başarısı olacaktır. “İran’ı bombalama” histerisine geri dönüş sadece, herkesçe tanınan alışılagelmiş (neo-con) şüphelilerin işine yarayacaktır. Halen, tesadüfi olmayacak şekilde, hem İran hem de Rusya Batı’nın yaptırımlarına maruz kalmaktadır. Nasıl meydana getirildiğinden bağımsız olarak mevcut gerçeklik, şu andaki finansal/stratejik petrol fiyatı düşüşlerinin İran ve Rusya’ya karşı (başka kime karşı olabilir ki?) doğrudan bir saldırı olduğudur.

 

Şu yan ürün savaşı

Şimdi, Rusya’nın temel verilerine bir bakalım. Rusya’nın hükümet borçları, GSYİH’sinin yalnızca  %13.4’üne denk düşüyor. GSYİH içindeki bütçe açığı sadece %0.5’dir. ABD’nin GSYİH’sinin  16.8 trilyon dolar olduğunu (2013 rakamı) kabul edersek, ABD’nin bütçe açığı,  GSYİH’nin %4’üne denk gelir, yani Rusya’nın bütçe açığının sekiz katı düzeydedir. FED her ne kadar kendini bir devlet kurumu olarak sunsa da, esas olarak ABD’deki bölgesel özel bankaların sahip olduğu özel bir kuruluştur. ABD’nin kamu borçları, 2014 mali yılında GSYİH’nin %74’üne varmaktadır. Rusya için bu oran sadece %13.4 düzeyindedir.

ABD ve AB’nin  – rublenin düşürülmesi ve petrol yan ürünleri saldırısı yoluyla – Rusya’ya ekonomik savaş ilan etmesi, temel olarak bir yan ürünler şantajıydı. Yan ürünler – teorik olarak – sonsuza kadar çoğaltılabilir. Yan ürün operatörleri, Rus ekonomisini yıkmak için hem rubleye hem de petrol fiyatlarına saldırdı. Sorun şu ki, Rus ekonomisi Amerikan ekonomisine göre daha düzgün şekilde finanse edilmektedir.

Hızlı adımın bir şah-mat olarak tasarlandığı düşünüldüğünde, Moskova’nın savunma stratejisi o kadar da kötü değildi. Temel enerji cephesinde, sorun Batı’da bakidir – Rusya’da değil. Eğer AB Gazprom’un sunması gereken şeyi satın almazsa, çökecektir.

Moskova’nın temel hatası, Rusya’nın yurtiçi sanayisinin dış, dolar cinsinden borç tarafından finanse edilmesine izin vermesiydi. Batı tarafından kolayca manipüle edilebilecek canavarsı bir borç tuzağından bahsediyoruz. Moskova’nın atacağı ilk adım, bankalarını yakından denetlemek olmalıdır. Rus firmaları yurt içinden borç almalı ve varlıklarını dışarıya satmaya yönelmelidir. Moskova ayrıca, temel faiz oranı kolayca düşürülebilecek şekilde bir kur kontrolü sistemini hayata geçirmeyi düşünmelidir.

Rusya’nın 600 milyar doların üzerinde borç ve faizler için her zaman moratoryum ilan edebileceğini de unutmayın. Bu, bütün dünyanın bankacılık sistemini tepeden tırnağa sarsacaktır. ABD/AB ekonomik savaşını sonlanmaya zorlayan, gizlenmemiş bir “mesajdan” bahsediyoruz.

Rusya, hammadde ithal etmeye ihtiyaç duymuyor. İhtiyaç duyması halinde ithal edilmiş herhangi bir teknolojii üzerinde kolayca  ters mühendislik yapabilir. Her şeyden önemlisi, Rusya – hammadde satışı üzerinden – ABD doları veya euro cinsinden yeterli kredi meydana getirebilir. Rusya’nın enerji zenginlikleri – veya sofistike askeri teçhizat – satışları azalabilir. Ancak bunlar, – ruble de düşüşe geçerken – aynı miktarda ruble getirecektir.

İthal ürünlerin yerine yurt içi Rus imalatını getirmek her açıdan anlamlıdır. Kaçınılmaz bir “ayar” safhası olacak, ancak bu safha çok uzun sürmeyecektir. Örneğin Alman otomobil üreticileri, rublenin düşüşü nedeniyle otomobillerini artık Rusya’ya satamaz. Bu ise, fabrikalarını Rusya’ya taşıyacakları anlamına gelir. Bunu yapmazlarsa Asya – Güney Kore’den Çin’e kadar – onları piyasadan atacaktır.

 

Ayı ve ejderha, arayış içinde

AB’nin Rusya’ya ekonomik savaş ilan etmesi, hiçbir anlam taşımıyor. Rusya, kendisiyle Rusya arasındaki petrol ve doğalgaz alışverişinin çoğunu kontrol ediyor: bu, kabaca dünyadaki talebin %25’ine denk geliyor. Ortadoğu, bir kargaşa içinde kalmaya mahkum. Afrika istikrarsız. AB, en istikrarlı hidrokarbon ürünleri arzından kendini koparmak için elinden geleni yapıyor ve Moskova’yı, enerjiyi Çin’e ve Asya’nın geri kalanına kanalize etmeye teşvik ediyor. Bu, Pekin için gerçekten de büyük bir hediye, zira ABD Deniz Kuvvetleri’nin açık denizlerde kendisini “muhasaraya almasından” kaynaklı alarmın asgari düzeye inmesini sağlıyor.   

Pekin’de dillendirilmeyen bir aksiyom da, Çinlilerin halen Kaos İmparatorluğu’nun giderek kontrol kaybetmesinden aşırı derecede endişe duyduğu ve AB ile Rusya arasındaki ilişki için şiddetli koşullar empoze ettiğidir. Önemli olan nokta şu ki, Pekin hiçbir zaman ABD’nin Çin’in enerji ithalatlarına müdahale edecek bir konumda olmasına izin vermeyecektir – Temmuz 1941’de ABD, bir petrol ambargosu getirip Japonya’nın petrol ithalatlarının %92’sini kesmesinden önce Japonya’yla böyle bir ilişki vardı.

Herkes, Çin’in endüstriyel bir güç olarak gözalıcı büyümesinin temel payandalarından birinin, imalatçıların Çin’de üretim yapması zorunluluğu olduğunu bilir. Eğer Rusya aynısını yapsaydı, ekonomisi her zaman yıllık %5’in üzerinde bir büyüme kaydedebilirdi. Eğer banka kredisi sadece üretici yatırıma bağlı olsaydı, daha da fazla büyürdü.

Şimdi Rusya ve Çin’in, Wall Street evreninin efendileri, Batılı merkez bankası kartelleri ve neo-liberal politikacılar tarafından getirilen başarısız olmuş borç “demokrasisi” modeline karşı hayati bir alternatif olarak, altın, petrol ve doğal kaynaklar tarafından desteklenen yeni bir para birliğine ortak yatırım yaptığını hayal edin. Küresel Güney’e her şeyden önce, refahın ve gelişmiş yaşam standartlarının gelecek nesillere borç yüklemek yoluyla finanse edilmesinin asla işlemeyeceğini göstermiş olurlardı.

O zamana kadar bir fırtına – bugün ve yarın – hayatlarımızı tehdit ediyor olacaktır. Evrenin efendileri / Washington topluluğu, Rusya’yı ticaretten, finans transferlerinden, bankacılıktan ve Batılı kredi piyasalarından koparılmış bir parya devlete çevirme ve böylelikle bir rejim değişikliği gerçekleştirme stratejisinden asla vazgeçmeyecektir.

Eğer bu yolda her şey plana uygun giderse, hedefleri Çin olacaktır (başka kim olabilir?). Pekin de bunu biliyor. Bu esnada, AB’yi temellerinden sarsacak birkaç bomba sürpriz bekleyin. Zaman tükeniyor olabilir – fakat Rusya için değil, AB için. Ancak genel trend değişmeyecektir; Kaos İmparatorluğu, yavaş ama emin adımlarla, Avrasya’dan çıkarılmaktadır.

 Pepe Escobar/Sputniknews.com

 medyasafak

 

 

 

Tagged under

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Amerika'nın yeni İranlı şirketleri yaptırım listesine eklemesine tepki gösterdi.


MHA'nın haberine göre, bazı İranlı şirketleri ABD'nin yaptırım uygulanması gereken şirketler listesine eklenmesine tepki gösteren İran DIşişleri Bakanlığı Sözcüsü, "Amerika tarafından gerçekleşen bu olay, Ortak Çalışma Planı'na tamame karşıdır. İran ve P5+1 arasındaki nükleer müzakerelerin devam etti bugünlerde bu olayın gelişmesi, iki taraf arasındaki iyi niyeti zedeliyor" dedi. Efhem ayrıca nükleer müzakerelerin 15 Ocak tarihinde ve bakan yardımcıları düzeyinde Cenevre'de düzenleneceğini açıkladı.

Efhem yapılan basın toplantısında Suriye krızi ve Rusya'nın Moskova'da ortak görüşme düzenlenmesi önerisi hakkında ise "Yaklaşık 4 yıl önce, Suriye krızinin başlamasından itibaren bu krizin sadece politik yöntemler ile çözüleceğini belirtmiştik. Bölgedeki değişiklikler ve gerçekler, bu yorumun doğruluğunu gözler önüne serdi. Biz de krizin sn bulması için yapılacak tüm politik çalışmalar, mantıklı yöntemler ve Suriye halkının rolüne değer verilmesine destek veriyoruz. Diyalog ve müzakerenin, Suriye'deki krızin çözülmesi için tek yol olduğu düşüncesindeyiz. Bu müzakereler, iki Suriyeli tarafın bir araya gelmesi ve yabancı gözlemcilerin katılımları ile düzenlenmelidir" dedi.

İran'ın bu çözüm önerisi için daha once Rusya ile görüşmeler yaptığını söyleyen Efhem, projenin diğer etapları için, ilk görüşmelerin düzenlenmesi beklemek gerektiğini söyledi. Efhem açıklamasının devamında, "Tüm tarafların krizin çözümü yolunda ve barışcıl bir politik çerçeve doğrultusunda ilerlemeleri ve ayrıca Suriye halkının seçimine saygı göstermeleri durumunda, krizin çözülebileceği görüşündeyiz. İran İslam Cumhuriyeti bu öneri hakkındaki olumlu görüşünü daha once de açıklamıştır. Bu önerinin, Suriye krizinin gerçekçilik ile çözülmesine yardımcı olmasını umut ediyoruz" dedi.

 

Published in Rapor

Rus mevkidaşı ile görüşen İran İslami Meclisi başkanı, Irak ve Suriye’deki teröristleri ile farklı yöntemler kullanılarak mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.
 
MHA’nın haberine göre Rusya Duma Meclisi Başkanı, Sergey Naryshkin ile yapılan ortak basın toplantısında konuşan İran islami Meclisi Başkanı, Ali Laricani, iki ülkenin farklı konularda tarihi ilişkilere sahip oldukları ve bögedeki en önemli sorunlarda, sürekli olarak ortak politik görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi. Laricani açıklamasında ayrıca Naryshkin ile yaptığı görüşmede, ekonomik ilişkilerin gelişmesi konusunun da incelendiğini açıkladı.

Bölgedeki terör olaylarına dikkat çeken Laricani, bu konularda ortak çalışmalar yapılması gerektiğini belirterek, “Yaptığımız görüşmede özellikle Irak ve Suriye’deki sorunlar görüşüldü ve farklı yöntemler kullanılarak, terör ile mücadele edilmesi gerektiği konusu vurgulandı” dedi. Laricani bu ikili görüşmede İran’ın nükleer konusunun da incelendiğini belirtti.

Rusya Duma Meclisi Başkanı, Sergey Naryshkin ise bu basın toplantısında yaptığı açıklamada, İran meclisinin kendilerine yaptıkları davet içinteşekkür ederek, bu yolculuğun iki ülke arasındaki politik diyalog ve parlamento ilişkilerinin gelişimi için büyük katkı sağlayacağını belirtti. Naryshkin sözlerinin devamında ise “Rusya kesin bir şekilde batılı ülkelerin bölgedeki çalışmaları ile karşıdır. Uluslararası kurallara saygı gösterilmeli ve ülkelerin başka ülkelere müdahele etmelerinin önüne geçilmelidir” dedi.

Naryshkin açıklamasının devamında, batılı ülkeler tarafından gerçekleşen çalışmalar sonrasında İran ve Rusya arasındaki ilişkiler hakkında ise “Bugün yapılan görüşmelerde de belirtildiği gibi, İran ve Rusya arasındaki ekonomik ilişkiler tüm hız ile gelişiyor. Öte yandan iki ülke arasındaki doğalgaz, petrol, nükleer enerji ve tarım konusundaki ortak çalışmalarda gelişmektedir. Bu ilişkiler, bizim için yararlı olacaktır” dedi.

Dünya piyasalarındaki petrol fiyatlarının düşüşü ve İran’a karşı uygulanan yaptırımlar hakkında ise Naryshkin, “Batının İran’a uyguladığıyaptırımlar konusunda, İran ile tamamen aynı bir tutum içerisindeyiz. Yaptırımların uygulanması,politik ve ekonomik şantaj uygulamak için bir araç olarak kullanılıyor ve uluslararası hukukta hiçbir anlam ifade etmiyor” dedi ve sözlerine “Rusya, petrol ihracatcısı ülekeler ile petrol fiyatlarının sabitlenmesi konusunda görüşme yapmaya hazırdır” diye ekledi

Published in Rapor
Tagged under