
کارگر
Laricani: “Şia, Sünni ve Sufiler hepsi tek bir Allah’a ve Kitab’a inanır”
İran İslami Şura Meclisi Başkanı, 5. Müslüman Üniversite Öğrencileri Uluslararası Kuran Yarışması’nın kapanış konuşmasını yaptı.
Mehr Haber Ajansı’nın haberine göre, 5. Müslüman Öğrencileri Uluslararası Kuran Yarışması’nın kapanış konuşmasını yapan İslami Şura Meclisi Başkanı Ali Laricani, Bazı ülkelerin en büyük iftihar kaynaklarının, çok petrol satarak diğer müslüman ülkelere zarar vermek ve darbe vurmak olduğunu ama bu düşüncelerinde yanıldıklarını söyledi.
Ali Laricani, Şia, Sünni ve Sufiler’in hepsinin tek bir Allah’a, Kitaba ve Peygambere inandıklarını ve Kuran-ı Kerim’in yaratıcısının ise Allah olduğuna dikkat çekerek, “Kuran-ı Kerim’i herkesten daha iyi yorumlayabilecek tek zat Allah’tır, bunun için ise Kuran’ı yorumlamak için Allah’a başvurmak en iyi yoldur” diye konuştu.
Laricani, Nisa Suresi’nde yer alan ayetlere dayanak, “Allah Nisa Suresi’nde insanlara karşı buyuruyor ki, Ey halk bu Kuran Allah tarafından ve sizin için gönderilmiştir, bu sizin için en büyük delil ve burhandır ve size doğru yöneltilmiş parlak bir nur kaynağıdır, yani Kuran kendisi de hem burhana ve hem nur özelliğine sahip olduğuna vurgu yapmiştır” dedi.
İslami Şura Meclisi Başkanı Ali Laricani, İslam Alemi’ne hakim olan ihtilaf ve ayrılığın ise bu büyük toplumun en önemli zaaflarından birisi olduğunu belirtti, ve sözlerinin devamında ise Suriye krizi’ne dikkat çekerek “İsrail ile savaşın en ön hattında yer alan Suriye gibi bir ülkeye saldırmak ve orayı yıkıp dökmek yanlıştır, biz Suriye’de hiç bir sorun yok demiyoruz ve bu sorunlar bir çözüme kavuşmalı ama tankla demokrasiye doğru ilerlemek imkansızdır” diye ekledi.
108 NATO askerini taşıyan uçağın, İran’da zorunlu inişi
ISAF’a ait Airbus A300 tipi uçağına nasıl Bender Abbas Havalimanı’nda zorunlu iniş yaptırıldığı açıklandı.
Mehr Haber Ajansı’nın haberine göre, Hatemül Enbiya Hava Savunma Karargahı Komutanı, Tuğgeneral Ferzad İsmaili, ISAF’a ait ve 108 NATO askerini taşıyan Airbus A300 uçağına, Bender Abbas Havalimanı’nda zorunlu iniş yaptırıldığı operasyonun detaylarını açıkladı.
Tuğgeneral İsmaili, bu olay meydana gelmeden daha önceUluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu’na (ICAO), ISAF’a ait uçakların İran hava sahasına gireyemeyecekleri konusunda bilgi verildiğini söyleyerek, “Ama bizim daha önceden belirtmemize bakmayarak, ISAF’a bağlı bir A300 tipi Airbus uçağının İran-Afganistan sınırından ülkenin hava sahasına girdiğini öğrendik, tabi ki söz konusu uçak, İran hava sahasına girişinden yaklaşık 150 km önce Hatemül Enbiya Hava Savunma Karargahı tarafından dinlendiğini bilmiyordu ve bunun için ise İran’a giriş yaparken bir yolcu uçağı olduğunu belirtti, ve tabi ki biz de bunun yalan olduğunu biliyorduk” dedi.
İsmaili ayrıca bir başka ülkeye ait uçağın kendi hava sahanızda ulsa bile, inişe zorlamanın son derece zor ve karmaşık bir iş olduğuna dikkat çekerek, “ISAF askerlerini taşıyan uçağın pilotuyla irtibata geçilerek iniş yapılması istendi ve derhal iki F4 savaş uçağı da havalandı ve sonunda ise ülke hava sahasını terk etmeden, saat 7 gibi inişe geçmesini sağladık ve Cumartesi sabaha karşı 3’e kadar Bender Abbas Havalimanı’nda tuttuktan sonra Dubai’ye doğru uçmasına izin verdik” açıklamasında bulundu.
Afganistan’dan Dubai maksadına gitmek isteyen ve NATO’ya bağlı 108 İSAF gücü askerini taşıyan Airbus A300 tipi uçak, 5 Eylül 2014 Cuma günü Afganistan sınırından İran hava sahasına giriş yaptıktan sonra İran hava savunma güçlerince Bender Abbas Havalimanı’nda iniş yapması istenmiş ve uçağın yaklaşık 8 saatlik teftişi ardından, Dubai’ye uçmasına izin verilmişti.
ABD istese de istemese de, İran bölgenin etkin gücü olacaktır.
Hayat gazetesi: İran bölgede etkin güç haline gelebilmek ve menfaat elde etmek için Amerika’nın işbirliği yapıp yapmamasını beklememektedir.
Hayat gazetes; İran’ın Amerika’ya güvenmek yerine, İmam Humeyni (r.a) önderliğinde İnkılap hareketinin başlamasından bu yana kendi menfaatini kazanma peşinde olduğunu ve bu arada her zaman zarar görenin de Araplar olduğunu yazdı.
Gazete de ayrıca şu ifadeler yer aldı: İran bölgede etkin güç olabilmek için Amerikan başkanı Barack Obama veya eski başkanlardan başka birinin açıklamasını beklememiştir aksine her zaman dini,mezhebi ve jeopolitik konumundan istifa ederek Filistin’in yanında olmaya çalışmıştır.
Gazete ayrıca; İran aleyhine inkılabın başlangıcından bu yana uygulanmış yaptırımların ve yine Batı tarafından Saddam eliyle empoze edilmiş savaşında Batı menfaatine olduğunu çünkü onların yeni duruma uyum gösteremediklerini yazdı.
Hayat gazetesindeki yazıda, Amerikan cumhurbaşkanı Barack Obama’nın Batı ile yapılacak uzun müddet nükleer anlaşma yapılması halinde İran’ın bölgede etkin güç olmasına izin vereceklerine dair yaptığı konuşmaya dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi: Amerika cumhurbaşkanının söylemedikleri şundan ibarettir ki ” İran şu an bölgede etkin bir güçtür ve bu gücü Amerika’dan almamıştır ve İran’ın bu konumu Irak, Irak’ın çevresinde etkin olmasına ve Suriye meselesinin çözümünde etkin rol oynayabilmesini sağlamıştır.”
Gazete ayrıca; bazı Batı rejimlerinin dağılmasının İran’a kendi modelini bölgede tanıtma imkanı sağladığını yazdı.
Gazetede ayrıca şu ifadeler yer aldı: Washington istese de istemese de Tahran müttefiklerinin de yardımı ile yeni bir düzen kuracaktır.
İsrail’in İranlı nükleer bilim adamına suikast girişimini engellendi
İran Devrim Muhafızları tarafından yapılan açıklamada, Devrim Muhafızları’na bağlı güvenlik teşkilatının, İsrail’in İranlı bir nükleer bilim adamına düzenleyeceği suikastı engellediği ifade edildi.
Öte yandan yapılan açıklamada, düzenlenen başka bir operasyonla da IŞİD’in İran’a ait bir uçağı kaçırmasının önüne geçildiği belirtildi.
islamanaliz
İmam Humeyni(ra), Vahdet Haftası’nı niye ilan etti?
Hicri takvim esasınca Ehl-i Beyt rivayetlerinde 17 Rebiülevvel ve Ehl-i Sünnet rivayetlerinde 12 Rebiülevvel olan Peygamber Efendimizin kutlu doğum gününün Müslümanların vahdet ve birliğine yardımcı olması için İmam Humeyni bu iki tarihi tek haftada toplayarak “vahdet haftası” ilan etmiştir. Bu çağrı bütün İslam dünyasından rağbet gördü ve 1979’dan bu yana İslam dünyası vahdeti korumak için bu kutlamaları “kutlu doğum haftası” na yaymış durumda.
-İmam Humeyni”nin düşünce yapısında vahdet kavramı- >>OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ<<
İmam Humeyni Ömrünü Müslümanlar Arasında Vahdet Oluşturmaya Adadı
İmam Humeyni Müslümanlar arasında ihtilaf yaratıp saflarının gevşemesine neden ve sömürücülerin ekmeğine yağ sürecek olan hiçbir girişimi câiz bulmuyordu. Kendisine has muazzam fetvaları, Hz. Resulullah”ın -sav- doğum günü münasebetiyle vahdet haftası ilanında bulunup ard arda mesajlar yayınlayarak şîasıyla, sünnisiyle tüm Müslümanları birleşmeye çağırması ve sünni – şii birliğinin pratik imkanlarını bilfiil öğretmesi bunu kanıtlamaktadır.
İmam Humeyni hayatını Yüce Rabbinin rızasına adamış bir mümindi; onun yaşam, inanç ve düşüncesine şekil veren etkenler Kur”an ve Resulullah”ın -sav- sünnetiyle, bu sünneti en mükemmel ve bozulmamış öz haliyle yaşatabilen Eh-i Beyt-i Resulullah”ın -sav- yolu-yordamıydı. İmam Humeyni -ks- hangi ırk, mezhep ve düşünceye sahip olursa olsun, Allah ve Resulü”ne inanıp Ka”be”yi kıble olarak bilen bütün Müslümanların samimiyetle elele verip birlik ve vahdet içinde olmaları gerektiği inancındaydı; bütün Müslümanlar elele verip kenetlenmeli ve İslam düşmanı sömürü güçlerinin karşısına dikilmeliydi. İmam”ın konuşma, yazı ve mesajlarının önemli bir bölümü, dünya Müslümanlarını vahdet, birlik ve beraberliğe çağıran mazmunlar oluşturur.
Eşi ve ortağı bulunmayan biricik Yaratıcı”ya -cc- inanmak, Hz. Muhammed”in -sav- son peygamber olduğuna ve Kur”an-ı Mecid”in insanlığa ebediyen yol gösterebilecek hidayet kitabı ve kanunlar bütünü olarak indiğine iman etmek ve İslam dininin namaz, oruç, hacc, zekat ve cihad gibi vazgeçilmez hükümlerine iman ve amelde bulunmak, İslam düşmanları karşısında bütün Müslümanların birleşip kenetlenmesini sağlamaya yetecek eksenler ve müştereklerdi.
İmam Humeyni”nin -ks- ıslahçı kıyam ve mesajları sadece İran”a veya diğer İslam ülkelerine yönelik değildi. O, bütün insanların yaradılış ve fıtratının tevhid, şeref, hayra ve hakikate yönelme ve adalet arama gibi insânî prensiplerle yoğrulmuş olduğunu bildiğinden, kitlelerin bilinçlendirilmesi ve bireylerin kendi kötü nefislerinin şeytanıyla dış çevrenin şeytanîliklerine karşı durabilmeyi becermesi halinde bütün insanların Allah”a inanma ve gerçek ilahi adaletin gölgesinde yaşama yolunu tercih edeceklerine inanmadaydı. Bu nedenle de İmam Humeyni -ks- yayınladığı mesajların çoğunda, esaret halinde bulunan 3. dünya ülkeleriyle dünya mustaz”aflarını müstekbirler ve sultacı egemenlere karşı başkaldırıp kıyama davet eder. Nitekim İran”da İslam inkılabının zafer kazandığı ilk günlerden itibaren İmam bu görüşünü yüksek sesle açıklamakta ve “dünya mustazaflar partisi”nin bir an önce kurulması gerektiğini vurgulayarak bu görüşü can-u gönülden savunmaktaydı. Nitekim “dünya kurtuluş ve bağımsızlık hareketleri”nin ilk uluslararası oturumu, İmam”ın -ks- inisiyatifiyle ve onun zamanında İslami İran”da gerçekleşecekti.
iqna.ir
Yemen’in başkentinde benzeri görülmemiş kutlama
Yemen’in başkentinde İslam Peygamberi Resul-i Ekrem (s.a.a)’nın doğumgünü benzeri görülmemiş bir coşkuyla kutlandı. Kutlamaya ülkenin çeşitli bölgelerinden binlerce kişi katıldı.Ensarullah hareketine yakın guruplar tarafından kutlamaya ait havadan helikopterlerle çekilen resimler yayınlandı.
Ruhani: "Ekonomi rekabet sahnesinde olmalıdır”
İslami İran Cumhurbaşkanı, Ülke ekonomisinin tekellilik ve rant sorunundan kurtulması gerektiğini söyledi.
Mehr Haber Ajansı muhabirinin haberine göre, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani katıldığı 1. İran Ekonomisi Konferansı’nda yaptığı açılış konuşmasında “Biz istesek de istemesek de karışık sistemli bir ekonomiye sahibiz ve bu karışık ekonomik sistemin içinde dış ve iç siyaset etkilidir ve aslında bizim ekonomimiz tam bir ekonomik sistemden daha çok siyasi bir ekonomik sistemdir” dedi.
Cumhurbaşkanı yaptığı konuşmada herkesten vergi almaya çalıştıklarını belirterek, “Biz herkesten vergi alacağımızı söylüyoruz ve bunun da doğru bir şey olduğuna inanıyoruz, bir kurum ekonomik faaliyet gösterip de vergi vermemesi söz konusu olamaz, ama şu veya bu kurum da vergi verecek dediğimiz zaman, bakınız ne olaylar çıkarıyorlar, ama biliniz ki bu hükümet uygulamak istediği bir şeyin halkın yararına ve menfaatine olduğunu düşünürse kimseden ve hiç bir kurum veya kuruluştan çekinmeden bu konuyu gündeme taşıyacak ve gerekirse de İslami Şura Meclisi’ne bu konu ile ilgili olarak yasa tasarısı sunacak, ama bilmenizi isterim ki, iç siyasetin bazı işler ve konular üzerindeki etkisi çok büyük ve muazzamdır” diye konuştu.
Ruhani sözlerinin devamında İran ekonomisinin tekellilikten kurtulması gerektiğini söyleyerek, “Ekonomiye rekabet ortamı hakim olmalı ve rant hastalığından kurtulmalı, ayrıca tüm devlet organlarına şeffaflık prensibinin hakim olması kaçınılmaz bir şeydir” dedi.
Kimliği belirsiz uçaklar, IŞİD'e silah atıyor
Selaheddin Eyalet Konseyi Güvenlik Komitesi Başkanı Casım ec-Cabere, kimliği belirsiz uçaklardan terör örgütü IŞİD'e silah atıldığını bildirdi.
Bugün bir açıklama yapan Selaheddin Eyalet Konseyi Güvenlik Komitesi Başkanı, Irak istihbarat kaynaklarının kimliği belirsiz uçaklardan terör örgütü IŞİD'e Tikrit'in 24 kilometre Güney Doğusunda silah atıldığını tespit ettiğini açıkladı.
Casim ec-Cebare, bunun ilk kez yapılmadığını, daha önce Tikrit'in Güneyinde yer alan Yesrip ve yine Selaheddin ve Musul'un birkaç noktasında bu olayın tekrarlandığını bildirdi.
Selaheddin Eyalet Konseyi Güvenlik Komitesi Başkanı, bazı ülkelerin Irak'ın IŞİD'in işgali altına geçmesini ve teröristlerin bu ülkede kalmasını istediğini belirtti.
Terör örgütü IŞİD'e, ne zaman her hangi bir noktada sıkıştıysa, ABD'ye ait olabileceği düşünülen uçaklar havadan silah ve mühimmat gönderiyor.
Irak Bedir Örgütü Genel Sekreteri Hadi el-Amir ise, ABD'nin IŞİD teröristlerine uçaklarıyla silah yardımında bulunduğu konusunda izahat yapması gerektiğine vurgu yapmıştır.
ABD’nin amacı IŞİD’i yok etmek değil, onu kullanmaktır
İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahyan; teröre karşı mücadelesi ve terör örgütlerinin bertaraf edilmesinde ülkesinin Suriye’ye desteğini bir kez daha vurguladı.
Reuters Haber Ajansına yaptığı ve İran medyasının bugün aktardığı açıklamalarında Abdullahyan; ABD idaresinin IŞİD’e karşı mücadele bahaneleri ve çabalarının, Beyaz Saray’ın bölgedeki planlarını hayata geçirme amacı taşıdığına dikkat çekti.
İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahyan; teröre karşı mücadelesi ve terör örgütlerinin bertaraf edilmesinde ülkesinin Suriye’ye desteğini bir kez daha vurguladı.
Reuters Haber Ajansına yaptığı ve İran medyasının bugün aktardığı açıklamalarında Abdullahyan; ABD idaresinin IŞİD’e karşı mücadele bahaneleri ve çabalarının, Beyaz Saray’ın bölgedeki planlarını hayata geçirme amacı taşıdığına dikkat çekti.
Abdullahyan ABD’nin IŞİD’i yok etme yada hatta onu zayıflatma gibi bir amacı olmadığını, onun asıl amacının bölgedeki planlarını hayata geçirmek için IŞİD’e komuta etmek ve onu kullanmak olduğunun altını çizdi.
“Bahreyn, Şeyh Ali Selman’ın tutuklanmasının doğuracağı sonuçlara katlanabilecek güçte değil”
Abdüllahiyan, Bahreyn’in en büyük muhalefet partisi El-Vefak’ın lideri Şeyh Ali Selman’ın tutuklanması ile ilgili yaptığı açıklamada, tutuklama kararının yanlış bir adım olduğunu vurgulayarak “Bahreyn bunun sonuçlarına katlanamaz. Bahreyn Hükümeti’nin yürüttüğü şiddet ve baskı siyaseti muhalefeti demogratik olmayan yollara itiyor” dedi.
kayip olan biz miyiz yoksa İmam-ı Zaman (a.s) ‘mı?
İmam’ı Zaman (a.s) şöyle buyurmaktadır: Güneş vardır ancak onu görmenize bir bulut engel olmaktadır, kayıp olan sizlersiniz biz değil! Güneş mi ürkektir yoksa bizler mi ürkeğiz? Bu bulut Güneş’in mi önünü kapatmıştır yoksa bizim mi? Gölge varken önünde Güneş ve Ay tutulması nasıldır? Güneş ve Ay’ı mı gölge kapatmıştır yoksa bizim görüşümüzü mü? Elbette gölge bizim görüşümüzü kapatmıştır yani Güneş ile aramıza mesafe girdiği zaman Güneş’e taraf olan yönümüz tamamen aydınlıktır. Ay’ın gölgesi Güneş’in önünü kapatmaktadır ve yeryüzü karanlık olmaktadır bu durumda karanlıkta olan bizleriz Güneş değil. Biz Güneş’i görmediğimiz için Güneş tutuldu diyoruz ancak Güneş her zaman aydınlıktır ve parlamaktadır çünkü hem yeryüzünün güneşe olan tarafı aydınlıktır ve hem de evrendeki diğer sistemler aydınlıktır. Karanlık onu değilde bizi kaplamıştır, onun önünü bulut kapatamamıştır, o bulut sadece bizim görüşümüze mani olmuştur.
Bununla birlikte yaratılıştaki hedef sadece bizim ibadet etmemizdir yani Allah’a itaat etmemizdir. Zariyat suresinin son kısmında sadece bir durum yoktur aksine burada iki boyut vardır, bunlardan biri olumludur diğeri ise olumsuzdur. Burada ” Cinleri ve insanları ibadet için yarattık” buyurmamıştır, burada ” Cinleri ve insanları sadece ibadet için yarattık” demektir yani ibadet dışında başka bir şey için yaratılmamıştır sadece ibadet için yaratılmıştır. Bununla birlikte eğer birisi sıradan işler yaparsa haram değildir; ancak yaptığı işin dini bir etkisi yoktur. Bir oyundan ibarettir sadece, bu yaptığı işin ona bir artısı yoktur. Bu insan bu 10 saat ya da 20 saatlik zaman zarfında yaratılış hedefine uygun hareket etmemiştir.İnsan hem olumlu yönü korumalıdır ve hem de diğer boyuta dikkat etmelidir ki böylelikle bu ayaetin muhatabı olabilir; Enne Selati ve nosoki ve mehyayi ve memati lillahi rabbil alemiyn.
Böyle bir insan, halife olabilir ancak, günümüzde İmam-ı Zaman ( Allah zuhurunu acil etsin) ‘ın varlığı, öte yandan taraftan hidayet önderi olması ve toplumu ” Ve me halaktul cinnu vel insu ille liye’budun” ayetine uygun amel edecekleri bir yöne doğru götürmesi ve böyle bir durumda tüm işler ibadet sayılmaktadır: üretmek , harcama yapmak , beceri işleri, edebiyat yapmak ibadet … Hem yapılan iş güzeldir hem işi yapan.Hem iyi iş yapmaktadır hem de Allah’ın rızasını kazanmaktadır.
Eğer biri iyi bir insan olur da işi oyun olursa, ona herhangi bir artı katmamıştır, mümindir ancak dinin bir direğini görmezden geldiği için hedefe ulaşamayacaktır ya da yaptığı iyi bir iştir ve toplumunda faydasınadır ancak iyi niyetten yoksun olduğu ve dinin bir direğini görmezden geldiği içi Allah’ın rızası doğrultusunda değildir. Biz hem iyi bir iş yapmak için hemde iyi niyete sahip olmak için o Hazretin gölgesine doğru hareket etmekteyiz, ancak bu şekilde insanlık bu duruma ulaşabilecektir ve o zaman da olacak olan şudur:Liyezheru eled- dini Kullehu velev kerihel müşrikiyn.
Ayetullah Cevadi Amuli’nin konuşmasından alınmıştır.