
کارگر
İran’dan Siyonist Rejimi Kızdıracak Açıklamalar
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şamhani İran’ın Direnişe ve Filistin’in mazlum halkına kesinlikle destek vereceğini ifade ederek Gazze halkına gıda ve ilaç yardımlarının gönderilmesine devam edileceğini belirtti.
Filistin ve Lübnan Direniş Liderleri ile görüşen Şamhani şu açıklamalarda bulundu:
“ Filistin meselesi, İslam dünyasının müstekbirler ve sömürgecilere karşı mücadelesinin temel çizgisidir. Bölgede gelişen olayların tamamı ve İslami ülkelerde terörizmin yayılması, Filistin meselesinin önemsizleştirilmesi ve Siyonist rejim ile mücadelenin gündemden düşürülmesi içindir.
Filistin’in destekçisi ülkelerle onun dışındakilerin karıştırılması, perde arkasında İsrail ile ittifak kuran ve İslam dünyası ile Filistin’in kaderine hiçbir önem vermeyen kimselere eğilim gösterilmesine sebep oldu.”
Sözlerinin devamında İran’ın Direnişe ve Filistin’in mazlum halkına kesinlikle destek vereceğine ve Gazze halkına gıda ve ilaç yardımlarının gönderilmesine devam edileceğine vurgu yapan Ali Şamhani konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Gazze’nin yeniden yapılandırılması ve çocuk katili Siyonist rejimin saldırıları karşısındaki savunma gücünün geliştirilmesi İran’ın gündemindedir.
Geçmişte İsrail’in saldırıları sonucu oluşan yıkımların telafisi için vaat edilen mali yardımların hayata geçirilmemesini eleştiren Şamhani, yıkımların kapsam alanının genişletilmesinin ve savunmasız halkın katledilmesinin engellenmemesinin sorumlusunun uluslararası kurumlar olduğunu açıkladı.
Öte yandan, gerçekleştirilen görüşmede Filistinli grupların üyeleri ve üst düzey yetkilileri de işgal altındaki topraklardaki son durum hakkında bir rapor sundu. Başta İslam İnkılâbı Rehberi İmam Hamaney olmak üzere İran İslam Cumhuriyeti hükümeti ve İran halkının direnişe verdikleri destekten ötürü şükranlarını sunan Direniş üyeleri, Siyonist rejimin vaatlerine ve ateşkes anlaşmasına bağlı kalmaması yönündeki sayısız tecrübelerine değinerek direnişin Siyonist rejimin işgaline karşı daha fazla hazırlıklı olması gerektiğine vurgu yaptı.
AB'den Türkiye'ye çağrı: Suriye'ye saldırıları durdur
Avrupa Birliği, Türkiye'den Suriye'ye yönelik bombardımana son vermesini istedi.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, "Birkaç gün önce Türkiye'nin de bulunduğu masada, şiddetin azalması yönünde karar alındı. Beklediğimiz bu değildi" dedi.
Mogherini ayrıca Suriye'deki çatışma taraflarını saldırıların durdurulması için Brüksel'de sağlanan anlaşmaya bağlı kalmalarını istedi.
Bu arada AB dönem başkanı Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koender de, "Çatışmasızlık planına herkes uymalı" ifadesini kullandı.
Avrupa Birliği dışişleri bakanları bugün Brüksel'deki toplantıda Suriye ve sığınmacılar konusundaki gelişmeleri de ele alıyor.
Hollanda ve Fransa da yaptığı açıklamalarda Türkiye'de Suriye'deki Kürt güçlerin mevzilerine saldırılarını durdurmasını istedi.
Bilindiği üzere, Suriye Dışişleri Bakanlığı daha önce BM ve Güvenlik Konseyi'ne yazdığı mektupta, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine yaptığı top atışlarını kınayarak, Türkiye'nin saldırılarının terörist gruplara doğrudan destek anlamına geldiğini belirtti.
Zarif: Esad'in geleceği hakkında Suriye halkı karar verecek
Dışişleri Bakanı Zarif, Suriye devletinin geleceği hakkında karar verecek olanın Suriye halkı olduğunu söyledi.
Zarif, Münih'ten ayrılmadan önce basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry'in Suriye devleti hakkında yaptığı açıklamaya tepki göstererek, “Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın geleceği hakkında karar verme durumunda olanın Suriye halkıdır” dedi.
Zarif, Beşar Esad ile siyasi çözüm yolunun mümkün olduğunu belirterek, bu konuda hiçbir ülkenin görüş bildiremeyeceğini ve ancak Suriye halkının karar verme yetkisinin olduğunu dile getirdi.
Zarif ayrıca Münih'te Suriye oturumunun Suriye'de çatışan taraflar arasında bir anlaşmayla sonuçlandığını belirtti.
52. Münih Güvenlik Konferansı 12-14 şubat tarihlerinde Almanya'da düzenlenmiş ve dünyanın 23 ülkesinden lider ve onlarca bakan söz konusu konferansa katılırken İran'ı ise bu konferansta Dışişleri Bakanı Zarif temsil ediyordu.
İran yıllar sonra ilk petrolünü sattı
İran Ulusal Petrol Şirketi Genel Müdürü, Fransız Total firmasının İran'dan 2 milyon varil petrol satın aldığını açıkladı.
Rukneddin Cevadi, Fransız Total firmasının İran'dan 2 milyon varil petrol satın aldığını açıkladı. Cevadi, nükleer anlaşmadan sonra İran'ın ilk kez Avrupa'ya resmen petrol ihracatına başlamış olacağını söyledi.
Rukneddin Cevadi, kiralık tankerlerin İran'dan 4 milyon varil petrolün Rusya, Fransa ve İspanya'nın üç şirketi için dolum yapacağını bildirdi.
Cevadi ayrıca, 3 petrol tankerinin 24 saat içinde Avrupa ülkelerine gitmek üzere Fars Körfezi petrol terminallerinde petrol dolduracağını söyledi.
Ruhani Ganalı mevkidaşıyla görüşmesinde; Dünya Filistinlilerin evlerine dönmesini bekliyor
Cumhurbaşkanı Ruhani, Ganalı mevkidaşı ile düzenlediği basın toplantısında, “Dünya, Filistinlilerin evlerine dönmesini bekliyor” dedi.
Ruhani, Tahran’a gelen Gana Cumhurbaşkanı John Dramani Mahama ile bugün bir basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Ruhani, İran ve Gana arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, iki ülkenin de büyük potensiyellere sahip olduğunu bildirdi.
Aşırıcılık ve terörizmle mücadele kapsamında tüm ülkelerin gayret etmesi gerektiğini vurgulayan Ruhani, bugün Gana Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmelerde de aynı konuların ele alındığını duyurdu.
Görüşmelerde, Filistin ve bölgesel sorunlarn da gözden geçirildiğini ifade eden İran Cumhurbaşkanı, bölgedeki sorunların çözümü yönünde ülkelerin işbirliği içinde olmalarını istedi.
Cumhurbaşkanı Ruhani, ayrıca “Dünya halkı Filistinlilerin evlerine dönmesini ve mutlulukla bir yaşam sürdürmesi bekliyor” ifadesini kullandı.
John Dramani Mahama da bu basın toplantısında, İnkılap zaferinin 37. yıldömünden dolayı tebriklerini ileterek, “Ben, nükleer anlaşmadan sonra ilk Afrikalı lider olarak İran’a geldiğimden onur dumaktayım” dedi.
Filistin meselesine de değinen Gana Cumhurbaşkanı, “Biz, Filistin halkının kendi ülkelerinde huzurla yaşamalarını istiyoruz. Bütün dünya ülkeleri bu konuya hoşgörü ile yaklaşmalıdır” şeklinde konuştu.
Iran ve Gana 2 işbirliği protokolü imzaladı
Söz konusu işbirliği protokolleri İran İslam Cumhuriyeti Hasan Ruhani ve Gana Cumhurbaşkanı John Dramani Mahama’nın katılımı ile ve iki ülkenin üst düzey yetkilileri tarafından imzalandı.
Işbirliği protokolleri, iki ülkenin tarım konulu işbirliğine yönelik olarak İran Tarım Cihadı Bakanı ve Gana Tarım Bakanı arasında imzalandı.
İmam Hamanei Suriye Meselesinin Çözümünü Açıkladı
İran İslam İnkılâbı Lideri Rehber İmam Hamanei, Suriye Meselesinin çözümüne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Amerika ve Avrupa’nın Suriye halkı için vazife belirleyemeyeceğini belirten İmam Hamanei, Suriye’nin geleceğini bizzat Suriye halkının belirlemesi gerektiğini vurgulayarak; “Suriye meselesinin çözümü, bağımsız ülkelerin daha fazla işbirliği yapmasına ve birbirlerine yaklaşmasına bağlıdır” dedi.
Önceki gün Gana Cumhurbaşkanı John Dramani Mahama’yı kabul eden İmam Hamanei, Gana Cumhurbaşkanı ile gerçekleştirdiği görüşmede İslam İnkılâbının ilk yıllarından itibaren İran’ın Afrika ülkeleriyle işbirliğinin artmasından yana olduğuna ifade ederek şöyle konuştu:
“Zorba güçler, İran ile Afrika’nın sıcak diyaloğuna karşı olup genellikle savaşların, çatışmaların ve terörist grupların beslenme kaynağıdırlar. Ancak bütün bu sorunların ilacı, bağımsız ülkelerin birbirine yaklaşması ve işbirliklerinin artmasındadır. Böylesine yüksek hacimli gelişmiş silahlar ve son derece yüksek miktarda paralar nasıl teröristlerin eline ulaşıyor? Bütün sorunların kaynağı, başını Amerika’nın çektiği ve Siyonist rejimin de şer odağı olduğu zorba güçlerdir.”
İslam Cumhuriyetinin Suriye meselesindeki sabit siyasetini “barış taraftarlığı” olarak niteleyen Rehber Hamaney; “Biz sürekli bu meselenin Suriye halkının faydasına olacak şekilde sonuçlanması için çalıştık. Çünkü bir ülkenin dışından o ülkenin halkı için tedavi reçetesi yazılamayacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.
İmam Hamanei sözlerinin devamında bazı Afrikalı şahsiyetlerin sömürgecilere karşı özgürlük mücadelesi vermesini takdir ederek; “Bu seçkin şahsiyetler, Afrika kimliğini dünyada yüceltmişlerdir” dedi.
Öte yandan, Gana Cumhurbaşkanı John Dramani Mahama, İran’ın zengin medeniyetine ve bilim alanlarındaki liderliğine değinerek İmam Hamaneyi’nin sözlerini; dünyayı, barış dünyası kılmak için teşvik edici olarak niteledi.
Mahama İmam Hamanei ile gerçekleştirdiği görüşmede Filistin meselesine ilişkin şu açıklamalarda bulundu: “Filistin halkının acıları bütün milletleri tedirgin etmiştir. Birbirimizle işbirliği yaparak Filistin halkının haklarını savunmalıyız.”
Sözlerinin devamında terörist grupların Afrika ve Asya’nın batısındaki faaliyetlerinde değinen Gana Cumhurbaşkanı Mahama, İran’ın terörizme karşı ciddi mücadelesini takdir ederek şöyle konuştu: “İran’ın dış siyaseti tam anlamıyla milletlerin kendi kaderlerini belirlemesi hususuna ve milletlerin sahip olduğu haklara saygı gösterme üzerine kuruludur. İran’ın terörizmle mücadelede etkin olmasıyla Suriye krizinin çözülmesini ümit ediyoruz.”
Sözlerinin sonunda İran’ın Gana’ya yaptığı insani yardımlardan ötürü şükranlarını sunan Mahama: “İran İslam Cumhuriyeti’ne, Afrika halkından taraf olup bu kıtadaki özgürlükçü hareketlere özellikle de güney Afrika’nın Anti–Apartheid Hareketine (Güney Afrika’daki Irkçılığa Karşı Hareket) yaptığı kayda değer destekleriyle etkin rol üstlenmesinden ötürü şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Mina faciası davası takip ediliyor
Hac ve Ziyaret işlerinde Veliyyi Fakih Temsilcisi, Mina faciasının takib edildiğini bildirdi.
Mina faciasında hayatını kaybedenlerin de şehit statüsüne alınmasıyla ilgili bugün Hac ve Ziyaret Kurumu ile Şehitler Vakfı arasında varılan anlaşmanın imza töreninde konuşan Hac ve Ziyaret işlerinde Veliyyi Fakih Temsilcisi Huccetul İslam Seyyid Ali Gazi Askeri, Mina faciasının hukuk açısından takip edilmesi meselesinin muhtelif kurumların en önemli gündemlerinden olduğunu ve meselenin uluslararası kurum ve mahkemelerde takip edildiğini söyledi.
Mina faciasının tüm dünya müslümanları için çok acı bir olay olduğunu ve bu meseleden kolayca vazgeçilemeyeceğini belirten Hac ve Ziyaret işlerinde Veliyyi Fakih Temsilcisi Gazi Askeri, bu facianın boyutlarının aydınlatılması yönünde şimdiye kadar bini aşkın röportaj verildiğini söyledi.
Mina'da hayatlarını kaybedenlerin "Mina Şehitleri" olarak isimlendirildiklerini belirten Hac ve Ziyaret işlerinde Veliyyi Fakih Temsilcisi, artık onların da İslam İnkılabı, nükleer ve haremin müdaafiileri gibi şehit statüsüne alınacaklarını bildirdi.
Bilindiği üzere 24 Eylül 2015 Hac merasimi sırasında Kurban bayramı günü Şeytanı taşlamaya giden hacılardan binlercesi Suudi rejiminin kifayetsizliği ve yetersiz organizasyonu sonucu çıkan izdiham'da hayatını kaybetmiş ve maalesef Suudi rejimi bu olaya kayıpların sayısının artması ardından müdahale etmiştir. Bu facia'da öteki ülkelerden gelen hacıların yanı sıra 464 de İranlı hacı hayatını kaybetmişti.
Hz. Zeynep (s.a)’nın Mübarek Veladeti
Bir çokları günümüz dünyasında kadınların toplum içinde kendi insani konumlarını elde ederek, üzerlerine düşen vazifeyi yerine getirdiklerini düşünüyorlar.
Oysa meşhur tarihçi Will Dourant batı dünyasında kadınların 19. asrın başına kadar kendi bir çok haklarından mahrum olduğunu belirtmektedir. Fakat mukaddes İslam dini kendi doğuşunun ilk başından itibaren kadınları kendi insani hukuk ve kerametiyle müjdelemiş bunun için de İslam tarihinde tüm insanlığa örnek kadınların ortaya çıktığını ve insanların hak ve hakikat yoluna davet edilmesinde büyük çabalarda bulunduklarını görmekteyiz. Nitekim bugün vefat yıl dönümü olan Hz. Zeynep (s.a) İslam tarihinde ortaya çıkmış ve tüm dünyaya şöhreti yayılan bu üstün kadınlardan biridir.
Ehl-i Beyt'in 4. İmamı Hz. Seccad (a.s) Hz. Zeynep ile ilgili olarak şöyle buyuruyor:
"O büyük ve yüceydi. Zira dünyayı kendisi için büyük görmedi."
Fakat Hz. Zeynep'in hayatında ölümsüz olarak baki kalan asıl husus o yüce İslam kadınının İslam'ın kaderi ve insanlık toplumları üzerindeki büyük etkisiydi. Onun hayatındaki bu aşama Hz. İmam Hüseyin as.ın Kerbela'da Yezid orduları tarafından kuşatılarak, eşit olmayan adaletsiz bir ortamda şehid edilmesi ardından başladı. Kendi evlatları ve yakınlarının bir bir düşman tarafından kalleşçe şehid edilmesine tanık olduğu ve kendi yüreğinde insanların sadakatsizlik ve yalan vaatlerinden kaynaklanan derin yaraların bulunduğu bir ortamda Hz. Zeynep tüm zorluklara göğüs gererek Allah Teala'ya tevekkül edip ondan medet umarak bir sabır abidesi konumuna gelmiş ve üstün dirayet ve engin görüşlülüğü sayesinde esirler kafilesine öncülük ederek, Kerbela kıyamının mesajını dünyaya iletmek uğrunda çaba sarf ediyordu.
Hz. Zeynep'in iffet ve takvası o derecedeydi ki bazen evden dışarı çıktığı zaman kardeşleri İmam Hasan veya İmam Hüseyin as. ona eşlik etmekteydiler. Ama aynı hanım zamanı geldiğinde ve gerektiğinde Kerbela mesajcısı olarak toplumun tüm erkeklerini susturacak şecaatte hutbeler okuyor hakikatin olduğunu gafletteki insanlara açıklıyordu. Zeynep konuştuğu zaman halk Hz. Ali'nin konuştuğunu zannediyorlardı. Bu ise kadınla ilgili olarak İslam da var olan bir takım kanun ve kuralın kadının toplum içinde inzivaya itilmesi ve onu insani haklardan mahrum bırakmak olmadığını göstermektedir. Bilakis Allah Taala kadının fiziksel yapısına uygun olarak bir takım vazifeleri kadın için belirlemiştir.
Kerbela vak'asından sonra Hz. Zeynep, Kûfe, Şam ve Medine şehirlerinde kalabalık kitlelere hitaben okuduğu hutbelerde Allah Taala'ya hamt ve senada bulunduktan sonra, İslami değerler karşısında ilgisiz kaldıkları için halkı sert bir ifadeyle azarlayarak şöyle buyurmaktaydı:
"Ey Kûfeliler! Boş lafgüzarlık, hile ve düşmanlıktan başka bir şey elinizden gelmiyor sizin. Yeşil arazi üzerindeki bataklıkta yeşeren yemyeşil otlak gibisiniz. Çok ağlamalı ve az gülmelisiniz. Bu cinayetin utancı sizin üzerinize çökmüş ve bu utanç lekesini asla kendi üzerinizden silip atamayacaksınız.Peygamberlerin en sonuncusunun oğlu ve Cennet gençlerinin efendisinin öldürme utancını doğrusu nasıl kendi üzerinizden silip atabilirsiniz?
Üstün insani özellikleri kendinde taşıyan ve yorulmak bilmez bir irade ve azme sahip olan Zeynep sa. Kerbela vakıası mesajcısı olarak İmam Hüseyin sa.in hareketinin mesajını daha sonraki nesillere iletti ve İmam Hüseyin (as)'ın kıyamının bir ilham kaynağı olarak günümüze kadar devam etmesine büyük katkıda bulundu.
Hz. Zeynep bugün şuurlu, imanlı, etki uyandırıcı bir kadın sembolü olarak günümüz kadınlar için örnek teşkil etmekte. Zira o İmam Ali (as)'ın kızı ve Resulullah efendimizin torunu olma özelliğini kendinde taşıyor. İçinde bulunduğu konum onu saptırmadığı gibi hayatın dış şatafatlı görüntüsü onu kendine esir etmedi.
Hz. Zeynep'in adını işitmeyen, onun fedakarlıklarını bilmeyen çok az insan bulunur bu dünyada. O, Ali ve Fatıma (s.a)'nın evinde eğitim aldı ve ilim kapıları kendi yüzüne açıldı. Kendi zamanının kadınlarına hocalık yapmakta ilim ve ahlak öğretmekteydi. Kocası Abdullah'ın evinde yiğit evlatlar yetiştirdi, "Avn" ve "Muhammed" Kerbela faciasında İmam Hüseyin (a.s)'ın yanında savaşarak şehid olan iki oğlunun adıdır.
Hz. Zeynep (s.a)'nın bu girişimleri ardından Medine valisi Yezide bir mektup yazarak şöyle dedi: Onun halk içerisindeki varlığı halkın yönetime karşı isyana yeltenmesine sebep olmaktadır. O, dirayetli, akıllı ve hitabesi güçlü bir kadındır. Kendi yandaşları ile Hüseyin'in intikamını almaya azmetmiştir."
Bu mektup üzerine Yezid, Hz. Zeynep'in halktan uzaklaştırılması emrini verdi. Ve gözetim altında tutulması için Şam'a getirtilen Yezid burada da büyük bir yiğitlik örneği sergileyerek okuduğu ateşli hutbeleriyle Yezid iktidarının İslam zıddı girişimlerini ve İmam Hüseyin (as) ve yaranını şehid etmelerini lanetledi.
Meşhur batılı yazar Frişler İmam Hüseyin ve İran isimli kitabında şöyle yazıyor:
"Kûfe de Zeynep'in okuduğu hutbe, onca musibet ve zorlukların, kendi azizlerini kaybetmenin o yüce kadını dize getiremediğini ve iradesiz kılamadığını göstermektedir. Halbuki okuduğu o sert ifadeli hutbe anında kendisinin de öldürülmesi imkanı fazlaydı."
Hz. Zeynep (sa)n'ın kendi zamanının diktatörü karşısındaki kıyam ve direnişi dikkate değer önemli bir husustur. O Allah Teala'ya karşı olan derin iman ve bağlılığı sayesinde Yezid hükümetinin ihtişam ve kudretini hiçe saydı ve en ufak bir korku hissetmeksizin böyle zalim bir yönetime karşı alenen mücadele sürdürdü. Bu ise tüm alemin kadınlarının örnek alması için çok önemli bir konudur. Toplumun kaderi karşısında yükümlülük hissetmek ve müdahalede bulunmak, zor anlarda tedbirde bulunmak ve planlı hareket etmek bizlerin Hz. Zeynep'ten öğrendiğimiz değerler arasındadır.
Allah'ın sonsuz rahmet ve selamı o yüce kadına olsun
Tebriz- Erzurum kardeşliği en iyi örnek
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Mehmet Sekmen, Erzurum ile kardeş kent olan İran'ın Tebriz kenti arasındaki ilişkilerin sürekli geliştiğini söyledi.
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Mehmet Sekmen, Erzurum ile kardeş kent olan İran'ın Tebriz kenti arasındaki ilişkilerin sürekli geliştiğini söyledi.
İki kent arasında uçak seferleri başlatmak için girişimlerde bulunduklarına işaret eden Başkan Sekmen, "Dünyanın sıkıntılı bir dönemden geçtiği zamanda bu iki kentin kardeşliği örnek gösteriliyor" dedi.
Erzurum ve Tebriz Büyükşehir Belediye Başkanları arasında 2011'de imzalanan 'kardeşlik protokolü'nün ardından iki kentteki sivil ve resmi kurumlarla sivil toplum kuruluşları birbirlerini tanımak için karşılıklı seferler düzenledi.
İmzalanan protokolle Erzurum'un tarihi Tebrizkapı semtindeki iki işyeriyle Tebriz'deki işyerleri takas edildi. Erzurum'da Tebriz, Tebriz'de de Erzurum'un kültür ve sanatını yansıtan ürünler sergilenerek pazarlandı. Sanatçıların yoğun trafiği iki kent halkını birbirine daha da yakınlaştırdı. Tebrizli sanatçılar, Çifte Minareli Medrese arkasındaki Tebrizkapı Sanat Çarşısı'nda bulunan Kültür ve Turizm reyonlarını yeniledi.
Tebriz'e ait ipek halı, kilim, bakır işlemeciliği, minyatür, seramik, cam mozaik sanatlarından oluşan ürünlerin sergilendiği Kültür ve Turizm Bürosu'nun açılışını Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, İran İslam Cumhuriyeti Erzurum Başkonsolosu Hüseyin Kasımi, Vali Yardımcısı M. Levent Kepçeli, Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Takkaç, Büyükşehir Genel Sekreter Yardımcısı Ünsal Kıraç, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Mehmet Emin Öz yaptı.
Necip Fazıl Kısakürek'in eserini Farsça'ya, Tebrizli Şair Şehriyar'ın divanını da Türkçe'ye çevirerek yayınlatacaklarını belirten Başkan Mehmet Sekmen şunları söyledi:
"Kardeş ülke İran'ın Erzurum'da geleneksel el sanatlarını sergilemesi, basit gibi gelebilir ama bizim birlik ve beraberliğimize, kardeşliğimize vesile olacak hususlardır. Dünyanın sıkıntılı bir dönemden geçtiği zamanda bu iki kentin kardeşliği örnek gösteriliyor.
Biz iki ülke böyle bir açılış yapıyoruz. Dostluklarımızın pekişmesine vesile olur. Yakında Tebriz, Urmiye ziyaretimiz olacak. Maksadımız gidiş- gelişleri küçük uçaklarla daha kısa süreye indirmek. Erzurum'dan Tebriz, Nahçıvan, Tiflis, Urmiye arasında seferler olacak. Erzurum'a gelenler de buradan Antalya, Trabzon'a gidebilecek. İnanıyorumki hava yolu ulaşımı büyük bir aktivite sağlar. Gidiş- gelişler artar. Artık insanımız uzun süre karayolu ile bir yere gidip gelmek istemiyor."
Törende bir konuşma yapan Vali Yardımcısı M. Levent Kepçeli ise " Tebriz bizim öz memleketimiz. Bir gövdeden çıkan iki baş gibiyiz. İki ayrı başımız olabilir. Farklı düşünceler olabilir. Ama aynı gövdeyi paylaşan iki baş gibiyiz. Büyükşehir belediye başkanımız böyle güzel bir komplekste size yer ayırarak bu birlikteliği bence taçlandırmış oldu" diye konuştu.
İran İslam Cumhuriyeti Erzurum Başkonsolosu Hüseyin Kasımi, Erzurum ile Tebriz arasındaki ilişkilerinin güçlendirilmesi için önemli adımlar atıldığını bildirdi. Başkonsolos Hüseyin Kasımi, Erzurum'daki eskiyen reyonu İranlı sanatçılarından yardım alarak yenilediklerini, İran el sanatlarını sergilemekten mutlu olduklarını belirtti. İran'a ait sanat ve kültürün Erzurum'da tanıtılacağına işaret eden Sanatçı Hacer Babazade, el sanatları hakkında protokole bilgi verdi.
Türkiye ile İran Anlaştı
Türkiye ile İran, ekonomik ve ticari ilişkileri ilerletmek için temas içinde. İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Türkiye'ye gelecek. 3. YSDİK toplantısına Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan birlikte başkanlık edecek.
Suriye sorununda ihtilaf içinde olan Türkiye ile İran, yaptırımların kalkmasından sonra iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri ilerletmek için temas içine girdi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, cumhurbaşkanlarının başkanlığında yapılacak 3. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği toplantısı çerçevesinde Türkiye'ye gelecek.
Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu da, İran'a resmi bir ziyarette bulunacak. İran'daki yeni pazar nedeniyle TÜSİAD da, bu ülkeye bir heyet gönderecek.
İran'ın Ankara Büyükelçisi Alireza Bikdeli, görevinin sona ermesi nedeniyle gazetecilere bu akşam büyükelçilikte bir veda resepsiyonu verdi. Bikdeli, sohbeti sırasında Türkiye ile İran arasında ilişkilerin daha ileri noktalara taşınması için yapılan temaslar konusunda da bilgi verdi. Buna göre; İran Dışişleri Bakanlığı Asya ve Pasifik'ten Sorumlu Bakan Yardımcısı İbrahim Rahimpur, hafta içinde Dışişleri Bakanlığı'nda temaslarda bulundu. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile Rahimpur başkanlığında yapılan heyetler arası toplantılarda, 2016 ziyaret programları üzerinde de mutabakata varıldı. Toplantı, yaklaşık 5 saat sürdü. 2016 yılının ilk yarısı içinde Başbakan Davutoğlu İran'a resmi ziyarette bulunacak.
İran Cumhurbaşkanı Ruhani de, Türkiye'ye gelecek. 3. YSDİK toplantısına Ruhani ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan birlikte başkanlık edecek. Aynı dönem içinde Türkiye - İran Karma Ekonomik Kurul toplantısı da Ankara'da yapılacak. Toplantıların tarihleri önümüzdeki günlerde netleştirilecek.
Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği de, yaptırımların kalkmasının ardından önemli bir pazar haline dönüşen İran'a ziyerette bulunacak. Bu ziyaretin takviminin önümüzdeki hafta içinde netleştirilmesi bekleniyor.
Büyükelçi Bikdeli, "Yaptırımların olduğu dönemde bile 23 milyar dolar bir ticaret hacmini tecrübe ettik. 35 milyar dolarlık ticaret hacmi ulaşılabilir bir rakamdır. Tahkim sonuçlandı. Bundan sonra enerji alanındaki işbirliğimiz hızlanarak devam edecek. Yaptırımlar döneminde Türkiye, İran halkının yanında yer aldı. Bunu unutmayacağız. Bir an önce harekete geçmeniz ve bu büyük pazarı rakiplerinize kaptırmamanız lazım" dedi.
Büyükelçi Bikdeli, soru üzerine diplomatik bir dille Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerini düzeltmemesi gerektiğini de söyledi. Bikdeli, Suriye'de terör örgütü PYD'nin faaliyetleri konusunda ise Türkiye'nin endişelerini anladıklarını dile getirdi. Bikdeli, Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerden ise tedirgin olmadıklarını ifade etti.
Onmilyonlarca İranlı, İslam İnkılabı’nın 37. yıldönümünü coşkuyla kutluyor
Onmilyonlarca İranlı, İslam İnkılabı’nın 37. yıldönümünü İslam Cumhuriyeti’nin dört bir yanında coşkuyla kutluyor.
İran halkı bugün tüm ülkede muhteşem yürüyüşlere katılarak, İslam inkılabının zaferinin kudret ve dayanışmalarını bir kez daha tüm dünyaya gösterecektir.
Rahmetli İmam Humeyni ve İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei’ye itaat eden ve büyük bir cesaretle dünya müstekbirleri karşısında direnen bir halkın bir kez daha 11 Şubat yürüyüşlerine geniş katılımıyla İslam nizamına olan sevgi ve bağlılıklarını bir kez daha sergileyecekler.
İran halkının İslam İnkılabının asıl sahipleri olduğunu ve kendi muktedir elleriyle bu inkılabı gelecek nesillere teslim etmelerini ispatlayacaklardır.
Bugün 11 Şubat yürüyüşlerinde İran halkının kendi milyonluk hareketiyle, İslam ve İnkılap düşmanlarını her zaman için meyus edecektir.
Tahran’da düzenlenecek kutlama merasimlerinde, paraşütle atlama, gösteriye katılanların üzerlerine güller serpme yanı sıra, devrim aşamalarını yansıtan sanatsal portreler yanı sıra, Amerikan yönetiminin İran halkına yönelik katliam fotoğraflarla terörist örgütlerin Suriye ve Irak’ta işledikleri çirkef katliamları yansıtan fotoğrafların sergileneceği kültür odaları kurulacaktır.
Ayrıca merasimde Cumhurbaşkanı Ruhani konuşma yapacaktır.
İran’daki İslam Devrim Zaferinin 37. Yıldönümü miting ve kutlamalarını yerli ve yabancı olmak üzere 5 bin 200 gazeteci ve foto muhabir dünyaya aktaracaktır.